ويكيبيديا

    "الصدفة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • tesadüf
        
    • Şans
        
    • kabuğu
        
    • kazara
        
    • kabuk
        
    • tesadüfen
        
    • Shell
        
    • rastlantı
        
    • kabuğun
        
    • eseri
        
    • tesadüfi
        
    • Kader
        
    • tesadüfü
        
    • tesadüftür
        
    • şansa
        
    - Burada olman sadece tesadüf mü? - Oh, hayır. Open Subtitles إذاً , أنت هنا عن طريق الصدفة مرة أخرى ؟
    Kendimi çok kötü hissediyorum ve tahminimce buraya gelmen tesadüf değil. Open Subtitles أشعر بإستياء لذا أفترض بأن وجودك هنا ليس من قبيل الصدفة
    Kendisi, ve tabiiki Şans eseri değil, evi de daha iyiydi. TED تحسنت فيرونيكا والسبب ليس الصدفة وتحسن منزلها أيضًا
    Sahilde ilk karşılaştığımızda bulduğumuz deniz kabuğu. Open Subtitles الصدفة التى وجدناها فى اول يوم ذهبنا الى الشاطىء
    Burada bir kaçak bulduk ancak kazara buraya geldiğini sanmıyorum. Open Subtitles ولكن لا أظن أنّه وصل إلى هنا عن طريق الصدفة.
    Yumurta sarısı kalıntıları güncel... ama kabuk 300 yıldan daha eski. Open Subtitles إن بقايا المح حالية لكن الصدفة على مدى 300 سنة قديمة.
    Tabii şunu söyleyebilirsiniz: "o zaman sadece, tesadüfen, 500 gr böcek yiyoruz." TED الآن قد تقول، "أوكي، فحن نأكل 500 جرام فقط على سبيل الصدفة."
    Shell Beach buralarda bir yer mi? Open Subtitles هل تعرفى إذا شاطئ الصدفة يكون هنا أم لا ؟
    Hayır, çünkü Şehir Meclisi istedi bunu. rastlantı senin anlayacağın. Open Subtitles لأنه سعى إلى إعجاب مجلس المدينة، أي أنها الصدفة
    Bir dolandırıcının, hayır kurumunun başkanıyla evlenmesinin yanızca tesadüf olduğuna inanmak zor. Open Subtitles من الصعب تصديق ان فنانة احتيال تتزوج رئيس جمعية خيرية بمحض الصدفة
    - tesadüf değil! tesadüf, aynı anda iki kızla çıkarken kardeş olduklarını öğrenmektir. Open Subtitles الصدفة هي مواعدة فتاتين في نفس الوقت و من ثم الإكتشاف أنهما شقيقتان
    "Canlılar tesadüf sonucu ortaya çıkmış olamayacak kadar karmaşıktırlar; öyleyse birisi tarafından tasarlanmış olmalılar". TED الكائنات الحياة تتسم بكم هائل من التعقيد لتنشأ بمحض الصدفة.. لذا لا بد لها من صانع.
    Marlboro Adamı, ezik değildi ve bu bir tesadüf de değildi. TED لم يكن رجل إعلانات المارلبورو أحمقاً ولم يكن ذلك من قبيل الصدفة.
    Ya da açıklayamadığımız bir çeşit tesadüf müdür, kozmolojik katsayı gibi? TED أم أنه نوع من الصدفة التي لا يمكن تفسيرها، على غرار الثبات الكوني؟
    Şans görünüşte talihten kaynaklanan başarı veya başarısızlık olarak tanımlanır. TED يعرف الحظ على أنه النجاح أو الفشل سببه الصدفة على ما يبدو.
    Fakat ben bir takım Şans olduğunu düşünüyorum, ve buna katkıda bulunan bilmek istediğim elemanlar, böylelikle onlara şükranımı sunabilirim, ve ayrıca onları kendi hayatımda aramaya çalışırım. TED ولكني اعتقد ان هناك نوع من الصدفة, واريد ان اعرف ما هي هذه العناصر, حتي استطيع ان اشكرهم ,واحاول ايضا ايجادهم في حياتي
    Bu kabuğu Toronto havaalanına yalınayak koşarken buldum. Open Subtitles انا وجدت هذه الصدفة بينما كنت اجري حافي القدمين في مطار تورنتو
    Bu, kazara olmaz, bunu hatırlamaya yönlendirilirsiniz. TED لا تفعل ذلك بمحظ الصدفة ,سوف تفعله لأنه تم توجيهك لتفعل ذلك
    Neyse, bu kabuk Salt Lake Müzesinin "Konkoloji" bölümündeydi. Open Subtitles على اى حال, هذه الصدفة الوحيدة موجودة فى جناح الصدفيات بمتحف سولت ليك,
    Fizik okumam tesadüfen oldu. TED انتهى بي الحال أدرس الفيزياء عن طريق الصدفة.
    Shell Beach buralarda bir yer mi? Open Subtitles هل تعرفى إذا شاطئ الصدفة يكون هنا أم لا ؟
    Hayır, çünkü Şehir Meclisi istedi bunu. rastlantı senin anlayacağın. Open Subtitles لأنه سعى إلى إعجاب مجلس المدينة، أي أنها الصدفة
    Şimdi, kabuğun deliklerini fıçıya doğru çevir ve tepesine bas. Open Subtitles الآن, وجه ثقوب الصدفة نحو البرميل واضغط على القمة
    Şanslı biriyim. Çünkü tamamen tesadüfi olarak yeniden oluşum devremin hala ilk 15 saati içindeyim. Open Subtitles أنا رجل محظوظ، لأنني وبمحض الصدفة لا زلت في أول 15 ساعة من إعادة تجددي
    Kader benim önüme hiçbir şey koymamakta ısrar ediyorsa ben de havamı alırım. Open Subtitles الصدفة تصرّ على أن تضع في طريقي لاشيء, لذا أنا لم أحظَ بشيء.
    Ve bu tanrıçanın gizemine dayanıyor, güzel bir tesadüfü güzel bir açıklamayla değiştirerek. TED وهذا يلمس لغز تلك الإلهة، عن طريق استبدال الصدفة الجميلة بالتفسير الجميل.
    Eminim, bir çeşit tesadüftür. Open Subtitles أنا متأكدة من أن هذا نوع من أنواع الصدفة
    Bu hastalıkları tedavi etmek için ne bir duaya ve ne de raslantısal bir şansa sahibiz bunların mekanizmalarını öğrenmek dışında. TED ليس لديك دعاء لعلاج هذه الامراض بشكل فعال ولا عن طريق الصدفة اذا لم تدري طريقة عملها.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد