| Ne de olsa kunduzlar doğanın ilk mühendisleridir. | Open Subtitles | مع ذلك، إنّ القندسَ مهندسُ الطبيعةِ الأولِ. ذلك هزلُ لطيفُ. |
| doğanın öfkesine karşı aklını korumayı öğrenirdi. | Open Subtitles | جعل ليستخدم ذكائِه وقدرته ضد ضراوة الطبيعةِ. |
| Karayipler'in yaban hayatının, doğanın ölümcül güçleriyle nasıl baş ettiğini keşfedeceğiz. | Open Subtitles | نَكتشفُ كَمْ الحياة البريَّة للكاريبي تتحمل بقوةِ الطبيعةِ الأكثر قتلاً. |
| Pekala, sevgilim, doğur. Bu bir doğa kanunu. | Open Subtitles | حَسَناً، عزيزتي، أحبلي إنه قانونُ الطبيعةِ |
| Bana göre, o, doğanın bir gücüydü, bir yıldırım gibi, ısı toplayan ve saldırmak için bekleyen. | Open Subtitles | لي انا، هي كَانتْ قوة الطبيعةِ مثل مزلاج البرقِ يجمع الحرارة ينتظر الضرب |
| Eğer dikkatli bakarsan kral olmaya uygun olmadığını görürsün ama sen doğanın güçlerini kullanarak bunu başarmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | انت غير ملائم لتكون ملك لو نظرت اليها حقا لَكنَّك سَتعارض قوى الطبيعةِ لجَعْلها هكذا. |
| Ancak kılıca ve kitaba hükmedecek biri doğanın güçlerinin de yardımıyla bunu buradan, Camelot'taki ebedi istirahat yerinden çıkarabilir. | Open Subtitles | فقط واحد الذي قادر على السيف والكتاب سوية بتوافق مع قواتِ الطبيعةِ سيكون قادر على اخراجه من مكانه فى كاميلوت |
| doğanın hala bir hayvan olduğunuzu hatırlatması gibi. | Open Subtitles | هو مثل طريقِ الطبيعةِ... ... إعْلامك أنت ما زِلتَ حيوانَ. |
| - Bu yüzden doğanın süngeri diyorlar. | Open Subtitles | - حقاً؟ نعم، لِهذا يَدْعونَه إسفنج الطبيعةِ. |
| Tanrı kendisini doğanın güzelliğine yansıtır. | Open Subtitles | والله يظهر نفسة في جمالِ الطبيعةِ |
| # doğanın duvağında bir tutam hüzün saklı. # | Open Subtitles | إختفى في حجابِ الطبيعةِ في لمسة الحُزنِ |
| # doğanın duvağında bir tutam hüzün saklı. # | Open Subtitles | إختفى في حجابِ الطبيعةِ لمس الحُزنِ |
| Burada doğanın hafızasıyla iletişime geçmeliyiz. | Open Subtitles | نَحتاجُ للتَحويل ذاكرة الطبيعةِ هنا. |
| doğanın hafızasıyla iletişim kurmak nasıl fayda sağlayacak? | Open Subtitles | هكذا يُحوّلُ ذاكرة الطبيعةِ سَتُساعدُ؟ |
| Hep birlikte doğanın zorluklarına karşı dik durabiliriz. | Open Subtitles | سوية... نحن يُمْكِنُ أَنْ نَقِفَ ضدّ قوات الطبيعةِ! |
| doğanın güzelliğini hissediyorum. | Open Subtitles | أحسْ شعورَ الطبيعةِ الكامل |
| Kasırgalar, Karayipler'in karşı karşıya kaldığı doğa güçlerinden bir tanesi. | Open Subtitles | الأعاصير فقط واحدة مِنْ القوات الطبيعةِ التي الكاريبي يَجِبُ أَنْ يُواجههاَ. |
| doğa kanunlarının çoğuna karşı gelebilirsem, seni bu düzleme geçirme ve maddesel bir varlık haline getirme şansım olabilir demek. | Open Subtitles | يَعْني بأنّى إذا تُمْكِنُت من تحدّى أغلب قوانينِ الطبيعةِ سيكون هناك فرصة جيدة و سَأكُونُ قادرة على ترسيخ هذه الخطة لاعادتك طبيعيا |
| Kendisinde huzurlu ve ilahi doğa olan birisi. | Open Subtitles | واحد سلميُ وروحي في الطبيعةِ |
| Bahçesi olacak. Doğaya dönecek. | Open Subtitles | سيكون لة حديقة، يَعُودُ إلى الطبيعةِ. |
| Doğaüstü bir olay dışında ne olabilir ki? | Open Subtitles | الذي ما عدا ذلك يُمْكِنُ أَنْ يَكُونَ ما عدا عالم ماوراء الطبيعةِ الشيءِ؟ |