| Bu bana göre çok vahim bir soru, çünkü ben insan doğası varlığının öncül bir savunucusuyum, bu doğada ne kadar noksanlık ve terslik olursa olsun. | TED | هذا سؤال مُلح باالنسبة لي لأنني من المدافعين البارزيين لوجود الطبيعة البشرية بكل عيوبها وغرابتها. |
| Yine de insan doğası kefaret için açık kapı bırakan kaynaklarla dolup taşıyor. | TED | ورغم ذلك الطبيعة البشرية تنعم بالموارد التي تفتح مجالاً لنوع من الخلاص. |
| Genellikle sol insan doğasının iyi olduğuna inanıyor, insanları bir araya getirin, duvarları yıkın ve her şey yolunda olacak. | TED | ولذلك يعتقدُ اليساريون عامةً أن الطبيعة البشرية هي جيدة: تجمعُ الناس معًا وتهدمُ الجدران وسيكون كل شيء على ما يرام. |
| Çocuklarını huzur içinde büyütmek istiyorsan insan doğasını değiştirmenin bir yolunu ara. | Open Subtitles | تريد أن تربي أولادك بــ سلام؟ جد لنا طريقة لنغير الطبيعة البشرية |
| İnsanın doğası böyle ama... size işinizi anlatmaya gerek yok. | Open Subtitles | أظن أن هذه هي الطبيعة البشرية لكن ليس هناك حاجة لإخبارك بعملك |
| Bunu yaparsan, insanın doğasında ortaya çıkan bir şey sana olan nefretini azaltıp saygısını artırır." | Open Subtitles | و عندما تفعل ذلك فأنت تثير شيئا في الطبيعة البشرية يجعل كراهيته لك تقل و احترامه يزيد |
| Üstünde bulunduğumuz dünyanın ahlak ve insan doğası üzerine derin sorularla doldurulmuş bir olduğunu hissediyoruz. | TED | نشعرُ حقًا بأن الأرض التي نحن فوقها هي أرض مكتظة بالأسئلة العميقة حول الطبيعة البشرية والأخلاقية. |
| İnsan doğası bazı gelişimler gösterebilir. | Open Subtitles | الطبيعة البشرية يمكن أن تاخذ بالتأكيد بعض التحسينات |
| İnsan doğası ani ve cömert teklifleriyle beni sık sık şaşırtıyor. | Open Subtitles | فاجأتْني الطبيعة البشرية في أغلب الأحيان بكرمها المفاجئ |
| İnsan doğası ya da merak hakkında hiçbir şey bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف أي شيء حول الطبيعة البشرية ولا الفضول |
| Bu insan doğası, Buff. Will güçlü birşeyin tadını çıkarıyor, onun boyunu aşan şeylerin. | Open Subtitles | إنها الطبيعة البشرية , يا بافي, ويلو تحصل علي طعم لشئ قوي |
| bazen görev de insan doğası ile çatışır. | Open Subtitles | الصراعات في بعض الأحيان واجب مع الطبيعة البشرية |
| Beyler, şahsım da insan doğasının güvenilmezliğine karşı kördü bir zamanlar. | Open Subtitles | أيها السادة , أنا أيضاً كنت أعمى عن خطورة الطبيعة البشرية |
| Bence ön yargı ve taraflılık insan doğasının temel bir ikililiği. | TED | أعتقد أن التعصب والتحيز يوضح الازدواجية الجوهرية في الطبيعة البشرية |
| Bu insan doğasının tuş takımı gibi. | TED | والأمر يظهر مثل إدارة قرص الطبيعة البشرية. |
| Rönesans insanlığında, Avrupa aydınları kendi dünya görüşlerinin merkezine Tanrı yerine insan doğasını koydular. | TED | في عصر النهضة الإنسانية المُثقفون الأوروبيون وضعوا الطبيعة البشرية بدلًا من الرب في مركز نظرتهم إلى العالم. |
| Bu çok temiz ve oldukça iyi, ama insan doğasını değiştiremezsin. Öyle mi? | Open Subtitles | إن كل مانراه الآن هو مشاعر صافية ونبيلة لكنكَ في الواقع لن تستطيع تغير الطبيعة البشرية |
| İnsanın doğası böyle. Günahkârlık insanların doğasında var. | Open Subtitles | إنها الطبيعة البشرية إنها طبيعة البشر الخطاءين |
| Belki de bağımlılık insanın doğasında olan bir şeydir. | Open Subtitles | ربما الأدمان هو مجرد جزء من الطبيعة البشرية |
| İnsanlık hali, kendimi tutamam ki. | Open Subtitles | لكنها الطبيعة البشرية أن تستدير عند قول شيء كهذا |
| Bu teşvik pek de tutmuyor, çünkü temel insan doğasına aykırı. | TED | لكنها لا تنتشر لأنها تعارض الطبيعة البشرية. |
| Şehvete düşkün olmak ve açgözlülük insan doğasında vardır ve bunların sonucu olarak savaşlar çıkar. | Open Subtitles | ومن الطبيعة البشرية أن يكون فاسق وجشع وسيعصف الحروب إلى هذه النهايات |
| Ben insan doğasıyla ilgili daha gerçekçi ve daha affediciyim. | Open Subtitles | وأنا أكثر تسامحا وواقعية حول الطبيعة البشرية. |
| Bir polis memuruna göre insan doğasından az anlıyor gibisin. | Open Subtitles | بالنسبة لرجل شرطة فإنّك تعلم القليل عن الطبيعة البشرية .. |
| Fakat insanların davranışlarıyla ve insan doğasındaki bu zenginlikleri kurumlarımızın işleyişini gerçekten artırmak için nasıl yükseltebileceğimizle ilgileniyorum. | TED | ولكن أنا مهتم في كيف يتصرف الناس وكيف يمكننا الاستفادة من هذا الثراء في الطبيعة البشرية لتحسين عمل منظماتنا بالفعل. |
| Yani, yüz milyar sinir hücreniz var, birbiriyle etkileşen minik protoplazma demetçikleri ve bu etkileşimden geniş bir yelpazede beceriler ortaya çıkıyor ki, biz buna insan doğası ve bilinç diyoruz. | TED | أعني أنه لديك مائة مليار خلية عصبية خصلات صغيرة من البروتوبلازم، تتفاعل مع بعضها البعض ومن هذا النشاط تظهر مجموعة من القدرات التي نسميها الطبيعة البشرية والوعي البشري |