ويكيبيديا

    "الظن" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • hayal
        
    • düşünmek
        
    • düşünmeye
        
    • düşünmeyi
        
    • inanmak
        
    • düşünmüşsün
        
    • yanlış
        
    • kırıklığı
        
    • Muhtemelen
        
    Kurulum Kılavuzu hayal kırıklığına uğradım. Evde bir şeylere gelmeye alıştım. Open Subtitles أنا خائبة الظن جداً فقط اعتدت على العوده للمنزل لشيء ما
    Kendimizle gurur duyuyor, yada biz neden hayal kırıklığı yaşıyoruz? Open Subtitles هل نحن فخورون بأنفسنا أو خائبي الظن بما أصبحنا عليه؟
    Belki hep en kötüyü düşünmek kuşkucu olmak, yanlışlıkları görmek kişiliğimde var zaten kuşkuculuğum çoğunlukla olmayan şeyleri var gibi gösteriyor. Open Subtitles قد يكون ظني اثما و اعترف ان من طبيعتي الرديئة اساءة الظن و اختلاق خطايا
    Herşeyi ikinci kez düşünmeye başladım. Open Subtitles بدأت بإعادة الظن بكل شيء من حولي, هل عرفتي ؟
    Ve bu kadar yıl sonra dünya benim bir deli olduğumu düşünmeyi bırakacak. Open Subtitles وسيتوقف العالم عن الظن بأنني مجنونة كل هذه الاعوام
    Buna inanmak istiyorum çünkü... ..insanlara makinalardan fazla güvenirim. Open Subtitles أود تصديق ذلك لأنني أحب الظن الحسن بالناس
    - yanlış düşünmüşsün. Open Subtitles أخطأت الظن
    Gong Shil, sen hayalet yüzünden kırın dedin evlilik bozulsun diye demedin yanlış anlıyorlar değil mi? Open Subtitles غونغ شيل قلت ان يكسره من اجل الشبح لكن الناس ستسيء الظن و يقولوا انك تعمدتي الامر لالغاء الزفاف
    Her an sahneye çıkmaya ve Kenny van Heffington'ı görmeye gelmiş seyircilerin hayal kırıklığını görmeye hazır olmak zorundasın. Open Subtitles لتخرج و تواجه جمهورا خائب الظن و الذي كان متواجدا ليرى كيني فان هيفنغتون الرجل الذي اشترينا منه التأمين؟
    Bodnar'ın hakkından gelmeyecek olmamız beni biraz hayal kırıklığına uğrattı. Open Subtitles أجل,أنا خائب الظن قليلا أنه ليس نحن من سنطيح ببودنار
    İyi ama neden kötü biri olduğun halde hayal kırıklığına uğrayamıyorum? Open Subtitles لمَ أنا لستُ خائبة الظن ؟ بينما أنتَ رجل سيء ؟
    Lordum beni çok büyütmesin, hayal kırıklığına uğrayabilir. Open Subtitles مولاى يجب ألا يحسن بى الظن كثيرا أخشى أن يخيب أمله
    Onun fedakârlık yaptığını düşünmek istiyorsun. Open Subtitles تود الظن أنه يضحي بنفسه لأنه إن أمكن لشخص القيام بذلك
    Yani sana bunu yapan adamın cezalandırılacağını düşünmek istiyorsun. Open Subtitles تريدين الظن أن الرب سيعاقب من فعل بكِ هذا
    ancak formula bire girmesini sağlayan şey para desteğiydi diye düşünmek yanlış olur Open Subtitles ولكن كان من الخط ء الظن بأنه اشترى دخوله للفورمولا واحد بالمال
    O yaşlı kargayla birlikte kaçtığınızı düşünmeye başlamıştım. Open Subtitles فقد بدأنا الظن أنكَ وهذا الغُراب الكهل، هربتما سوياً
    Arka taraftaki arkadaşlarını anlamayacağımı düşünmeye cüret edip salağa yattın demek. Open Subtitles وإنّك مغفل لو تجاسرت على الظن بأنّي لن أعلم بوجود صديقيك في الوراء.
    Medya imparatorluğu yarattığım doğru ve insanlığa umut ışığı olduğumu düşünmeyi de istiyorum. Open Subtitles أود الظن بأنني نشرت بعض التنوير للإنسانية بالعالم
    Dünya hiçbir zaman senin deli olduğunu düşünmeyi bırakmayacak. Open Subtitles العالم لن يتوقف عن الظن انك مجنونة
    Tuzaksa, zaten içine düştük bile. Açıkçası ben bunun bir dosttan geldiğine inanmak istiyorum. Open Subtitles إن كان هذا فخًّا، فقد دخلناه فعليًّا، عن نفسي أحبّذ الظن أنّها من صديق.
    - yanlış düşünmüşsün. Open Subtitles - أخطأت الظن
    Patronlarına Güney hakkında yanlış düşündüklerini söyleyebilirsin. Open Subtitles يمكنك أن تخبر رؤسائك أن الناس يسيئون الظن بأهل الجنوب
    Saldırgan sağ elini kullanan, kurbandan daha kısa, Muhtemelen kadın. Open Subtitles القاتل يستخدم يده اليمنى, اقصر من الضحية, اغلب الظن انثى

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد