Gerçek bir dehasın. Bunu yapabilecek tek zeki kişi sensin. | Open Subtitles | العبقري الحقيقي الوحيد الرجل الأذكى الوحيد الذي يمكنه فعل ذلك |
Çalma işini hâllettik, bir de iadesiyle mi uğraşalım, zeki insan? | Open Subtitles | ،لن تضطر فقط إلى سرقتها بل ستضطر إلى إعادتها، أيها العبقري |
Evet, dâhi çocuk, bu mecazda, hastaneyi bir tavuğa benzettim. | Open Subtitles | سيدي؟ أجل أيها العبقري, في هذا التشبيه, المستشفى هي الدجاجة |
Siz de yapılan bu dâhi araştırmanın doğru olduğunu göreceksiniz. | TED | وما تراه هو، في الواقع، البحث العبقري هو الصحيح |
Dahi, 20$ borçlusun bana. Tigers, bu gece sayı vermedi. | Open Subtitles | أيها العبقري , أنت تدينني بعشرون دولار النمور فازوا الليلة |
Öğrencim Pranav; dediğim gibi bütün bunların arkasındaki deha gerçekten o. | TED | طالبي برناف ، والذي حقيقتا كما قلت أنه العبقري خلف هذا |
O zeki çocuk bir arabayı kaçırırken yakalandı, bir vosvos, buna inanabiliyor musun? | Open Subtitles | العبقري ضبط وهو يحاول ان يسرق سيارة السيارة الخنفساء ان كنت تصدق ذلك |
Bunu öğrenince çok hoşuma gitti; çünkü Romalılar, "dehanın" zeki bir birey anlamına geldiğini düşünmüyorlardı. | TED | يا للعظمة، لأن الرومان لم يعتقدوا في الواقع أن العبقري كان شخص محدد ذكي. |
Daire numarası için de posta kutusuna bak zeki çocuk. | Open Subtitles | ابحث عن الرقم في صندوقها البريدي أيها العبقري |
Yalan yere suçlandım kardeşim, dâhi çocuk dışarıda daha iyi bir avukat aramakta. | Open Subtitles | متهم زوراً، ولكن أخي، الصبي العبقري يبحث عن محامٍ أفضل. |
Evet. dâhi adam şirket kamyonuyla şehirden ayrılmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | أجل العبقري كان يحاول ان يترك البلدة بسيارة الشركة |
Pekâlâ, dâhi çocuk. Sen olsan hangi yoldan giderdin? | Open Subtitles | حسناً أيها العبقري أين كنت تذهب لو كنت في مكاني؟ |
Angutla Dahi çocuğu evime akşam yemeğine çağıracak halim yok nasılsa. | Open Subtitles | ليس كأني ساذهب للعشاء مع احد هؤلا الاغبياء او الفتى العبقري |
Evet, Dahi o olduğuna göre belki de ilk ona sormalıydık. | Open Subtitles | نعم، ربما كان علينا أولا أن نطلب رايه لانه هو العبقري |
Burada izlediğiniz videoda bütün bu sistemin uygulanması ve dizayn edilmesinin arkadasindaki deha olan öğrencim Pranav Mistry'i görüyoruz. | TED | وفي هذا العرض المرئي ترون تلميذي برناف ميستري وهو العبقري الذي ظل يطبق ويصمم النظام بأكلمه |
Mükemmel bir devamlılık, notlar A ve Einstein'ı bile geçecek ders sayısı. | Open Subtitles | حضور كامل وعلامات كاملة وصفوف كثيرة تجعل العبقري ينهار |
Peki, Mendeleev'in dehası neydi? | TED | إذا ما هو الامر العبقري فيما يخص جدول مندلييف الدوري ؟ |
Muhtemelen haklısın, çünkü sen bir dahisin ama benim gibi bir Mississippi kızı için bu heyecan verici. | Open Subtitles | حسناً، ربما كنت محقاً لأنك أنت العبقري ولكن بالنسبة لفتاتة من مسيسيبي مثلي هذا مثير للاهتمام |
Dikkat et. Bir dahinin nasıl bir efsane yarattığını göreceksin | Open Subtitles | أعرني إنتباهك وسترى كيف يصنع العبقري الأساطير |
O normaldir ve biz oğlunu anlamasına yardımcı olurken o da bizim dünyayı anlamamıza yardımcı olur. | Open Subtitles | فهي إنسانة طبيعيّة، وتترجم العالم لنا بينما نُساعدها على فهم ابنها العبقري. |
- Üzgünüm, daha dikkatli olurum. - Yanıyorsun, zeka küpü. | Open Subtitles | عذرا، كان يجب أن أكون حذرا أنت تحترق ايها العبقري |
Sen akıllı olabilirsin ama benim ineğim silah taşıyor. | Open Subtitles | قد تكون ذكياً لقد العبقري الخاص بنا يحمل سلاحاً |
sivri akıllı, kanlı parayı halen elinde tutuyormuş! | Open Subtitles | العبقري ما زالَ كَانَ عِنْدَهُ ديّةُ القتيل عليه. |
Sayın kurul üyeleri, karşınızda oturan bu adam bir zamanların kötü şöhretli, kötü dahisi. | Open Subtitles | السادة أعضاء اللجنة، إن الجالس أمامكم العبقري الشرير الذائع الصيت قد شفي تماما |
Bulduğun zekice çözüm ne? | Open Subtitles | ماذا تقترحين إذاً يا كاري ما هو الحل العبقري لديكِ؟ |
Dinle, Dahice olan da bu. Aptala gülmekle meşgulken aptal yerine konduklarını anlamıyorlar. | Open Subtitles | وهذا عبقرية الأمر لا أحد يلحظ العبقري لأنهم منشغلون بالضحك على الأحمق |