ويكيبيديا

    "العبيد" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • köle
        
    • köleler
        
    • kölelerin
        
    • köleleri
        
    • kölelerle
        
    • kölelerden
        
    • kölenin
        
    • kölelik
        
    • kölesi
        
    • köleyi
        
    • köleyle
        
    • esir
        
    • köleye
        
    • Kölelere
        
    • kölen
        
    Doroshenko’nun Osmanlı müttefikleri köylüleri köle haline getirerek kırsal kesimleri perişan etti. TED لقد خرّب العثمانيون، حلفاء دوروشينكو، قُرى المدينة، وحوَّلوا الفلاحينَ إلى عداد العبيد.
    köle ordusunun yok edileceğini... bütün topraklarımızda... yeniden düzen sağlanacağını vaat ediyorum. Open Subtitles انا أعد بهدم جيش العبيد و إستعادة زمام الأمور على كل أقاليمنا
    O serbest köleler yarı fiyatına iki kat daha fazla çalışıyor. Open Subtitles هؤلاء العبيد المُحرّرون يعملون ضعف العمل الذي يُدفع لهم من أجله.
    Bu adadaki köleler bir daha asla korsanlarla işbirliği yapmaz. Open Subtitles العبيد الباقون على هذة الجزيرة لن يقاتلون أبداً بجانب القراصنة
    Kötü yıldız onun Mısır'ın yok edicisi ve kölelerin kurtarıcısı olduğunu bildirdi. Open Subtitles النجم الشرير تنبأ به بصفته الشخص الذى سيدمر مصر و رسول العبيد
    İnek arkadaşların köleleri serbest bıraktı, şimdi işlerimizi kim yapacak? Open Subtitles من سيقوم بالعمل بعدما قامت صديقتك البقرة بتحرير العبيد ؟
    köle emeğine herkesten çok senin saygı duyman ve onu gururla giymen gerekir. Open Subtitles أنت من بين كل الناس يجب أن تحترمي عمل العبيد و ترتديه بفخر
    Afrika'da bazı kabileler, yüzlerce - belki binlerce - yıldır köle sahibi oldular. Open Subtitles هناك بعض القبائل في إفريقيا ولمئات الأعوام أو الآلاف ربما قد إستملكوا العبيد
    köle fizikman kuvvetli tutulacak fakat aklen zayıf ve sahibine bağlı olacaktı. Open Subtitles أبقوا العبيد أقوياء جسدياً و لكن نفسياً ضعفاء و معتمدون على السيد
    Bazen Khal kendisine sunulan köle sayısını hakaret olarak görebilir. Open Subtitles بعض الأحيان خال يشعر بالإهانة بعدد العبيد الذين يعطون له
    köle olarak satıldı ve esirleri taşıyan bir gemiyle götürüldü. Open Subtitles بِيع لتجار العبيد وتم ترحيله على متن إحدى سفن العبودية
    Beni köle Körfezi'ne götür, elime bir kılıç ver ederimi göstereyim. Open Subtitles خذني إلى خليج العبيد وضع سيفاً في يدي، وسأثبت أنني أستحق
    - Diğer köleler bu katilleri çiftliklerde, ahırlarda, kulübelerde burnumuzun dibinde saklıyormuş. Open Subtitles يقوم العبيد الآخرين بتخبئته أولئك القتلة بالمزارع في الحظائر، والأكواخ، بدون علمنا
    ..bu hususta bizimle adadaki ve ya.. ..herhangi bir yerdeki köleler arasındaki.. Open Subtitles ستكون نهاية أي شيء نثق أنه موجود بيننا، وبين العبيد على الجزيرة
    Üç bin yıl önce medeniyet Nil nehrinin kıyılarında gelişmeye başlıyordu. Bazı köleler, bu örnekte İbrani çobanlar, muhtemelen keçi boku gibi kokarak tahtında, yükseklerde oturan Firavun'a bir beyanda bulundular "Biz, siz majesteleri ile eşitiz." TED منذ ثلاثة آلاف سنة نشأت الحضارة على ضفاف النيل وبعض العبيد وهم رعاة يهود في هذه الحالة وريحتهم قبيحة مثل براز الأغنام أعلنو للفرعون وهو يجلس على عرشه: نحن يا صاحب الجلالة على نفس المستوى مثلك.
    Kötü yıldız, onun Mısır'ın yok edicisi ve kölelerin kurtarıcısı olduğunu bildirdi. Open Subtitles النجم الشرير تنبأ به بصفته الشخص الذى سيدمر مصر و رسول العبيد
    Onlara biz kölelerin Romalıları yozlaşmış ve köhne bulduğumuzu söyleyin. Open Subtitles اخبرهم اننا العبيد نقول ان طريق الرومان ملئ بالفساد والموت
    Pamuk yetiştirmek, köleleri yönetmek ve Güneyin güvenilir adamı olmak. Open Subtitles زراعة القطن وإدارة العبيد وكيف تكون رجلاً محترماً من الجنوب
    köleleri mal olarak damgalamak için kullanılan dağlama demirlerini toplarım. TED أجمع آلات الوسم التي استخدمت لوسم العبيد وتحويلهم لمُلْكِيّة
    Basit kölelerle savaştıklarını düşünmek istemiyorlar... özellikle Crassus gibi bir adam. Open Subtitles إنهم ينفرون من مجرد فكرة مصارعة العبيد خاصة رجل مثل كراسوس
    Ana kargomuz kölelerden oluşacak. Open Subtitles أيها القبطان ، حمولتنا الأساسية ستتضمن العبيد
    Bithiah Nil'den bir kölenin çocuğunu çıkardı, ona oğlum ve Mısır Prensi dedi, gerçeğe ve boş bir rahmin acısına gözlerini kapattı. Open Subtitles بيثيا إلتقطت طفلا من العبيد من النيل إدعت أنه إبنها و أمير مصر أعمت نفسها عن الحقيقه و ألم الولاده فى رحم خالى
    Kölelere baktım. köle sahipleriyle tanıştım. Ve çok derince kölelik... üzerine temelleşmiş ticari faaliyetlere baktım. Çünkü, bu bir ekonomik suç teşkili. TED تفحصت أوضاع العبيد. قابلت سادة مستعبدين. وتقصيت بشكل عميق التجارة القائمة على الإستعباد. لأنها جريمة إقتصادية.
    Delilimiz yok diye başkanın kölesi mi olalım? Open Subtitles إذا كان هناك أي دليل، ثم نحن العبيد الوزير؟
    Bir keresinde bir köleyi tabak düşürdü diye balık havuzundaki yılan balıklarına yem edecekti. TED فقد حاول مرةً إطعام أحد العبيد إلى الثعابين في حوض الأسماك لمجرد إسقاط طبق.
    5 Temmuz'da bir sürü köleyle doldurulduğu için. Open Subtitles لإنه في 5 يوليو كانت محملة بشحنة من العبيد
    Beni esir edenler kuzeye, tepelerden öteye doğru firar ettiler, ve bir köle gibi beni kullandılar. Open Subtitles توجّه الثوّار صوب الشمال إلى أعماق التلال وأستغلوني كنوع من العبيد
    Kaçak bir köleye yardım etmesi kanunlara aykırı değil mi? Open Subtitles لقد كان مخالف للقانون من يساعد العبيد ،أليس كذلك؟
    Tek tek gidip Kölelere umut veriyordu. Bana geldiğinde, öylece durdu. Open Subtitles كان يسير بين العبيد ينشر الأمل وحين أتى إليّ، توقّف فحسب
    kölen çok, Xerxes ama savaşçıların yok denecek kadar az. Open Subtitles لديك العديد من العبيد زيركسيس غير أنك تملك قليلا من المحاربين

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد