ويكيبيديا

    "العدسات" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • lens
        
    • lensler
        
    • lensleri
        
    • Mercekler
        
    • lensi
        
    • Gözlük
        
    • gözlüğü
        
    • mercekleri
        
    • lenslerimi
        
    • lense
        
    • camları
        
    • lenslere
        
    • kontakt
        
    • lenslerini
        
    • lenslerinin
        
    Hadi, bu yeni lens ile etrafımızdaki dünyayı keşfedelim ve bilgisayar dünyasını yepyeni bir bakış açısıyla anlayalım. TED لنقم باكتشاف العالم حولنا باستخدام هذه العدسات الجديدة، ونفهم عالم الكمبيوتر من خلال نظرة جديدة كلياً.
    Sıcaklıklarını koruyacak lens ve aynalara sahip olmaları gerekecektir. TED لتتمكن من تجميع ضوء الشمس, يتوجب عليها استخدام العدسات المكبرة أو المرايا لتتمكن من ابقاء نفسها دافئة
    Şu anda kadar bildiğimiz en distorsiyonsuz lensler. TED وهي إحدى العدسات الأكثر خلواً من الانحرافات التي نعلم بوجودها.
    Sırılsıklam terliyorum ve lensler gözlerimi acıtıyor ve hiçbirini önemsemiyorum çünkü körkütük âşık oldum. TED كنت أتعرق بقدر كبير وكانت العدسات اللاصقة تؤذي عَيْنَيْ، ولم يكن شيء من ذلك يهم لأني كنت غارقاً في الحب.
    Farkına vardıkları, sorularının cevaplarının her yerde olduğuydu; sadece dünyayı gördükleri lensleri değiştirmeleri gerekiyordu. TED الذي أدركوه هو أن الإجابات عن أسئلتهم توجد في كل مكان؛ كانوا بحاجة إلى تغيير العدسات التي رأوا بها العالم.
    Şimdi görebiliyoruz, çünkü artık elimizde bu minyatür dünyayı keşfedebilmek için ihtiyaç duyduğumuz minik Mercekler ve elektronik kameralar var. Open Subtitles لأننا حصلنا مؤخرا فقط على العدسات الصغيرة والكميرات الألكترونية الازمة لاستكشاف هذا العالم الصغير
    Ancak bu tekniğin bir yıl boyunca günlük lens takılan gözlere zarar verme olasılığı halen fazla. TED بينما هذا الأسلوب أقرب أن يلحق الأذى بالعيون لأولئك الذي يرتدون يوميًا العدسات اللاصقة لمدة سنة.
    İnsanların okuma gözlüğü veya bifokal lens takmasının nedeni budur. TED هذا هو سبب ارتداء الناس نظارات القراءة أو العدسات ذات البؤرتين.
    Dinleyin. Şanslıyız. Sağ kontakt lens kayıp ve tabutta da yok. Open Subtitles نحن محظوظين العدسات مفقودة وليست على الكفن
    lens, teleskobun gözlerimizden çok daha geniş bir ışık toplama alanına sahip olmasını sağlayan şeydi. Open Subtitles مكنت العدسات التيلسكوب من أن يحظى بمساحة تجميع ضوء أكبر من تلك التي في أعيننا
    İhtiyacımız olan lensler zaten var. TED حسناً، عظيم. العدسات التي نحتاجها موجودة.
    Odağı ayarlanabilen lensler dengeye biraz karmaşıklık katar. TED تضيف العدسات القابلة للضغط قليلاً من التعقيد للمعادلة.
    lensler harika. Artık şu antika kola şişelerinin altlarını düzeltebilirim. Open Subtitles هذه العدسات مثالية ، الآن يمكنني قراءة ما كتب أسفل هذه القوارير القيّمة
    Saç tellerini, lensleri, takma dişleri kontrol edin. Open Subtitles إبحثوا عن الباروكات, العدسات, و أطقم الأسنان
    Planımız şu kontak lensleri takacaksın, Sakulos'ın bürosuna girecek ve bilgiyi alacaksın. Open Subtitles استعملى العدسات,وادخلى الى مكتب ساكولاس,وسجلى المضمون.
    Sonunda bu komik lensleri kullanma fırsatı buldum. Open Subtitles وأخيراً تسنت لي الفرصة لاستخدام هذه العدسات الفكاهية
    Ama bu çarpıcı Mercekler onu tercüme edecek Open Subtitles ولكن هذه العدسات بانغ الحمار سوف تترجم ذلك
    Kamerayı yerleştirirsin ve seni odaklamak istiyorsam, lensi sola doğru çeviriririm sen öne çıkarsın. TED سوف تضع الكاميرا، وإذا أردت أن أجعلكم تركزون، سوف أحرك العدسات إلى اليسار قليلا وأنتم سوف تتقدمون للأمام.
    Bunlar Gözlük değil, içi boş çerçeveler, sadece çerçeve, bakın. TED هذه ليست نظارة, إنها إطار خالى من العدسات, فقط اطار خالي من العدسات.
    mercekleri resmen ayvayı yemişti! Open Subtitles العدسات قد تحطمت
    Kameramı, lenslerimi, tripodlarımı, herşeyimi geride bıraktım. Open Subtitles لقد تركت الكامير و العدسات و الكريمات و كل شيء
    Hayır, ama araç kullanmak için kontak lense ihtiyacım yoktu. Open Subtitles لا، ولكن لا حاجة لي العدسات اللاصقة للقيادة.
    camları kırık olmasaydı daha da fazla ederdi. Open Subtitles حسنٌ، كانت ستستحق المزيد إنْ العدسات سليمة.
    Onun genellikle kullandığı gözlüğü kontakt lenslere alışıncaya değin yedek olarak cebinde tutuyordu. Open Subtitles نظارته العادية احتفظ بها كدعم في جيبه حتى أصبح يستعمل العدسات
    Diğer adamlar döndüğünde, dinlenmek için silahlarını dışarıya bıraktılar, fakat o lenslerini ve kamerasını kendisiyle birlikte evine getirdi. TED عندما عاد الآخرون نحّوا أسلحتهم جانبًا بينما جلب هو العدسات والكاميرات معه إلى المنزل.
    Polarize lenslerinin ne kadar harika olduğundan bahsedip duruyor. Open Subtitles لا أستطيع التوقف عن الكلام كيف هي رائعة هذه العدسات المستقطبة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد