Hayır, izolasyon odasındaki bir adamın canlı video görüntüsü bu. | Open Subtitles | لا,تلك صورة لدائرة تغذية مغلقة لرجل لدينا في غرفة العزل |
Cidden, izolasyon deneysel bir model kurmak için gereklidir. | Open Subtitles | مبروك بجدية العزل ضروري في الخَلْقِ للنموذج التجريبي |
Elektrik hatlarındaki yalıtım maddesi erimiş ama tamamen yok olmamış. | Open Subtitles | لأنه تمكن من صهر أسلاك العزل لكن لم يدمرها كلياً. |
Şubat 2015'te, çete üyeleri karantinaya alınmak için Ebola karantina birimimize geldi. | TED | في فبراير 2015 وصل أفراد الإعصابات لأجل العزلة في وحدتنا العزل لإيبولا. |
Yine de, duruşmasına kadar o burada, yeni Tecrit hücrede olacak. | Open Subtitles | و هي هنا حتى يحين موعد محاكمتها في وحدة العزل الجديدة |
Efendim, onu savunmasız bıraktınız... silahsız ve korumasız bie şekilde. | Open Subtitles | يا سيدي ، تركت له العزل.. دون مسدس على شخصه. |
Şimdi, bu projedeki oldukça özgün şey, sanat ve dizayn projelerinde kendi izole görevlerimizi de yürütmemizdir. | TED | الآن، شيء نموذجي جدًا بالنسبة لهذا المشروع هو أننا ننفذ مهمات العزل خاصتنا داخل مشاريع التصميم والفن هذه. |
Sızıntının arkasındaki izolasyon vanasını bul ve kapat. | Open Subtitles | ستجد صمام العزل خلف هذا التسرب .حركه لاسفل ستفعل ذلك ؟ |
İzolasyon odalarından birine geri çekiliyor gibiler. | Open Subtitles | يبدوا كأنهم يتراجعون للخلف في واحدة من غرف العزل |
Bu zemin kat, izolasyon odasının beş kat altı. | Open Subtitles | هذا هو الطابق الارضي, اسفل حجرة العزل بخمسة طوابق. |
Tek ihtiyacımız olan izolasyon odasına yapılacak iyi nişanlı atışlar. | Open Subtitles | نحتاج الى اصابة حجرة العزل بطلقتين بتصويب جيد. |
Aslında insanı değiştirenin sıfır yerçekimi ve izolasyon olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | كنت أعلم أننا في حالة إنعدام الجاذبية و أن العزل هو ما يغيرك لكن ذلك لم يغير من الأمر شيء |
Neler oluyor? Kapatılan alanlardaki yalıtım basınç göstergeleri... | Open Subtitles | مؤشرات الضغط في برنامج العزل في المناطق الملوثة |
yalıtım malzemeleri eriyen ve birbirlerine temas eden üç tel buldum. | Open Subtitles | العثور على ثلاثة أسلاك مع العزل ذاب، مما عمليا اتصال مع بعضها البعض. |
- yalıtım malzemesinin dış yüzeyi yumuşak bir maddeyle kaplı. Ama iç kısımları temiz. | Open Subtitles | السطح الخارجي من العزل هو المغطاة السخام، ولكن السطح الداخلي نظيف. |
Hayır, karantina devam ederken insanların giriş çıkışına izin vermezler. | Open Subtitles | لا، إنهم لا يسمحون للناس بالدخول أو الخروج أثناء العزل |
Hocam, şu an herkesi tek bir karantina bölgesinde topluyorlar. | Open Subtitles | يا بروفيسور، حاليًا كلّ شخص يُجلب إلى منطقة العزل نفسها. |
Sosyal Tecrit veya siyasi kutuplaşmaya mı sıkıştık? | TED | هل نحن عالقون مع العزل الإجتماعي أو الإستقطاب السياسي؟ |
Polisin silahsız insanların üstüne ateş açmasından bahsediyorum. | Open Subtitles | أنا اتحدث عن الشرطة التي تطلق النار على الناس العزل |
Ben biletimi, zavallı ve savunmasız... veledin birini döverek alacağım. | Open Subtitles | أنا ستعمل فاز تذكرتي ... من بعض الخشبة العزل الفقراء. |
Biliyorum, biliyorum; iyi eğitimim var. Ve artı izole edilmiş halde geçen iki ay. | Open Subtitles | ، أعرف أنني تلقيتُ تدريباً عظيماً بما في ذلك البقاء شهرين في حجرة العزل |
Hiçbir planları olmadan, karantinadaki insanları öldürecekler. | Open Subtitles | دون اي خطة، إنهم يريدون فقط قتل جميع أولئك المرضى في العزل |
Bu kafa karıştırıcı ve iç karartıcı ve bazen hepimiz, özellikle karantinada yalnız hissediyoruz. | TED | مربك ومحبط، وأحياناً، نشعر بالوحدة، خصوصاً أثناء العزل. |