| Aslına bakarsan, böyle bir yöntemi olan bir çete yok. | Open Subtitles | حقيقة, لا توجد اي من العصابات تعرف بهذا الاسلوب الاجرامي |
| çete Birimi kurbanın eski sevgilisinin nerelere takıldığını kontrol edip soruşturacak. | Open Subtitles | وحدة العصابات ستسأل بالأرجاء، وستحقق من مكان تسكّع خليل الضحيّة السابق |
| Her zaman hareket halindeler, bu yüzden çete onların hareket üslerini hedef alamaz. | Open Subtitles | هُم يتحرّكون دوماً، لذا وحدة مُكافحة العصابات لا تستطيع إيجاد مكان قاعدة عملياتهم. |
| Arkadaşımızın gangster babası yani barın yönetimi tarafından şampanyayla ödüllendirildik. | Open Subtitles | و اشترى لنا المدير الشامبانيا بواسطة رجل العصابات والد أحدنا |
| Zamanımın çoğunu kuzenimi düşünerek ve eski mafya filmleri izleyerek geçirdim. | Open Subtitles | بقيت مستيقظا معظم الوقت أفكر في قريبي وأشاهد أفلام العصابات القديمة |
| Asker toplayıcıları, biz çetelerin peşine düşemeyecek kadar bizden korkuyorlardı. | Open Subtitles | المجندين الجدد كانوا خائفون جدا من العصابات من أن يلاحقوهم |
| Sarhoş sürücülerden çete üyelerine herkesi savunmuş ya da suçlamış. | Open Subtitles | قاضى ودافع عن الجميع من السائقين الثملين الى أعضاء العصابات |
| Golf dışında, topla oynanan bütün oyunlar çete savaşına benziyor. | Open Subtitles | عدا الغولف، كل لعبات الكرة تبدوا كشجار العصابات بالنسبة لي. |
| Örgüt şemaları için çete Suçları Birimi ile irtibata geçtik. | Open Subtitles | لقد اضطرينا أن نتعاون مع بعض أفراد العصابات للقضاء عليهم |
| çete işine veya herhangi bir şeye götürecek ipucu yok. | Open Subtitles | لا شيء يدل أو يبعد الشبهة عن تورطه في العصابات |
| çete üyesi tarafından doğranmış başka bir çete üyesi sadece. | Open Subtitles | كلّ ما حدث كان قتل فردٍ من العصابات فرداً آخر |
| Birisi 911'i aramış, Meltzer elektrik santralinde bir çete ihbarı. | Open Subtitles | 911 مكالمة، يشتبه نشاط العصابات في ميلتزر محطة توليد الكهرباء. |
| O adam tam bir gangster ve üç çocuğu var. | Open Subtitles | هذا الرجل من أشد رجال العصابات و لديه ثلاث أطفال |
| Bütün bildiğim ortada çok gangster ve çok problem var. | Open Subtitles | كل ما أعرفه أن هناك الكثير من رجال العصابات جاهزين |
| Ama unutma mafya hataları örtmek için mutlaka bir şeyler yapabilir. | Open Subtitles | ولكن رجال العصابات يمكنهم فعل أي شي لينظفوا أخطائهم من ورائهم |
| Gününün çoğunu Rus mafya babalarıyla bir spa'da iş yaparak geçiriyor. | Open Subtitles | يقوم بكثير من أعماله في منتجع صحي المفضل لدى العصابات الروسية |
| Bölge İdare Kurulu inanıyor ki gençlerimizin nasıl yaşayacağını çetelerin belirlemesine göz yumamayız. | Open Subtitles | مشرفوا مصلحة الأحداث يقتقدون بصلابة لا يمكن أن ندع العصابات لحكم حياة الشبان |
| gangsterler para için eşeleniyorlar polislerse onları yavaş yavaş hapse tıkmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | العصابات تجني أرباح صغيرة و الشرطة تحاول أن تقضي عليهم شارعاً بشارع |
| Şu günler ebeveyn olmak çok zor Çeteler ve uyuşturucular varken. | Open Subtitles | الأبوّة أمر صعب في وقتنا هذا، في ظل وجود العصابات والمخدرات. |
| ...flashmoblar, suç çeteleri ve terörist gruplar sayesinde, hızlı bir şekilde büyümüş topluluklardır. | Open Subtitles | الرُعاع هي تلك المجموعة التي تتحرك بسرعة عن طريق العصابات الإجرامية والجماعات الإرهابية. |
| karteller, zamanında esrardan dünya kadar para kazandı. | Open Subtitles | العصابات المخدرات المكسيكية تكسب المليارت الدولارات من تجارة الحشيش |
| mafyanın savunmasız insanlara vurması, işkence yapması ve kadınlara olan çirkin hareketleri bağışlanamaz. | Open Subtitles | هؤلاء العصابات التي تضرب وتروع الامنين و هؤلاء الاوغاد الذين اسقطوا تلك السيده |
| Syd aslında çetelerden de alabilir ama onunla çalışmak hoşuna gidiyor. | Open Subtitles | سيد سيوفر الكثير بالتعامل مع العصابات ولكنه يحب التعامل مع جاسبر |
| gerilla kuvvetlerinin, hükümet için ayrılan güvenli bölgenin yakınlarındaki topraklar için savaştığı sırada, bölgenin karşısında şiddetli isyan başladığı bildirildi. | Open Subtitles | تم التبليغ عن تفشي العنف في شتى أنحاء المنطقة حيث تتقاتل العصابات للسيطرة على الأراضي التي تقع خارج المناطق المؤمنة |
| Ödül için çetelerle dövüşmeyi falan kastediyorum. | Open Subtitles | أقاتل العصابات من أجل الجمعيات الخيريه هذا النوع من الأشياء |
| Böyle bir yer olmadan, buradaki çocuklar bir çeteye veya daha kötüsüne karışırlar. | Open Subtitles | دون مكان كهذا هؤلاء الفتيان سيمسون بين يديّ العصابات أو ما هو أسوء |
| Hayatım boyunca, şu ya da bu şekilde çetelere bulaştım. | Open Subtitles | يبدو أنني في حياتي كلها كنت متورطاً مع العصابات إما العمل معهم أو أن أضعهم في السجن |
| haydutlar, soyguncular, onun gibi şeyler. | Open Subtitles | مثل العصابات واللصوص وكل شئ و كيف له ان يعرف ؟ |