Amy, bu hafta sonu sizde poker oynayacağımızı annene hatırlatır mısın? | Open Subtitles | ايمي اخبري امك اننا سنئتي للعب البوكر في منزلها في العطله |
Çok uzun zaman önce bir arkadaşım hafta sonu için davet etmişti. | Open Subtitles | صديقا لي قد دعوني لقضاء العطله منذ زمنا بعيد |
Peki seni ülkenin bu tarafına getiren nedir? tatil için çok ücra bir yer. | Open Subtitles | حسناً , ما الذي احضرك الى هذا الجزء من البلاد , انه بعيد نوعاً ما عن العطله |
Peki seni ülkenin bu tarafına getiren nedir? tatil için çok ücra bir yer. | Open Subtitles | حسناً , ما الذي احضرك الى هذا الجزء من البلاد , انه بعيد نوعاً ما عن العطله |
Kendim ve sizlerin hakkında bu haftasonu çok fazla şey farkettim çocuklar. | Open Subtitles | لقد ادركت الكثير عن نفسي في هذه العطله يا رفاق وانتم ؟ |
- Selam. İyi seneler çocuklar. Tatilde eğlenceli bir şey yaptınız mı? | Open Subtitles | كل عام و أنتم بخير هل قمتم بأي شيء ممتع في العطله ؟ |
Üzgünüm Bay Pressman ama tüm hafta sonu gösteriyle ilgilenmem gerekiyor. | Open Subtitles | اسف سيد , بريسمان ولكننى مشغول طوال العطله بالعرض |
Bay Thomason'un önceki hafta sonu cam takıyor olması pantolonundaki ufak cam parçalarının açıklaması olarak geçerli sayılır | Open Subtitles | وحقيقه ان السيد تومسون كان يثبت النوافذ العطله الاسبوعيه السابقه لذلك يشرح وجود شظايا الزجاج فى بنطاله |
Bütün hafta sonu ışıkları açık bıraktın. Faturaya nasıl yansıyor haberin var mı? | Open Subtitles | أنت تترك الأضواء مشتعله في كل الشقه هذه العطله ألا تعرف كم يؤثر هذا على فاتورة الكهرباء؟ |
Bu hafta sonu çok eğleneceğiz. | Open Subtitles | نحن سوف نحصل على على الكثير من المرح في هذه العطله |
Belki! Bu hafta sonu barışabilirsiniz | Open Subtitles | ربما يمكنكم أن تصنعوا سلام فى هذه العطله لأسبوعيه |
Bak Peyton, bu hafta sonu çok eğlendik ve aramızdaki kötü şeyleri bir an olsun unuttuk. | Open Subtitles | إسمعي, بيتن , لقد كان من الممتع أن نجتمع في هذه العطله ونسيان كل المشاكل التي بيننا. |
tatil partileri için toparlanma ve gönüllü görevlendirmelerini yapan kişi. | Open Subtitles | المسؤله عن جماعه العطله و لمهام المتطوعين |
Geçen yıl tatil sırasında, Hummer'ı bakımdan aldık. | Open Subtitles | في فتره العطله العام الماضي اخذنا الهمر للصيانه |
Torunlarla bir tatil, ardından Alaska'ya bir gemi yolculuğu. | Open Subtitles | العطله الصيفيه مع أحفاد وبعدها سنذهب لأستكشاف المحيطات في ألاسكا . نحن الأثنين فقط |
FastTrack tatil sezonu için oynayıp bizimle finasman ortağı olmayı istiyor | Open Subtitles | و سوف أطرحها بالسوق في العطله حالما ينتهي منها |
tatil boyunca seni aklımdan çıkaramadım. | Open Subtitles | لم استطع التوقف عن التفكير بنا خلال العطله |
Teğmenin, haftasonu için eve gideceğini farkettim. | Open Subtitles | خمنت أن الملازم سيعود إلى منزله في تلك العطله لكن الطريق الخلفي الذى كان يحب القيادة فيه |
Tek istediğim şey, kolejli bir piliçle bu haftasonu yatmak. | Open Subtitles | كل ما اريده هو ان افرقع دجاجه من الكليه في هذه العطله |
Bu haftasonu yaptığımız şey en gay üçüncü yaptığımız şeydi. | Open Subtitles | هذا اكثر الاشياء مرحا مما فعلناه هذه العطله |
Tatilde cesur bir adım attım ve yeni bir psikiyatriste gitmeye başladım. | Open Subtitles | في العطله خاطرت و بدأت بزيارة طبيب نفسي جديد |
Tüm kararlarımızı, Tatilde nereye gideceğimizi, okuduğumuz kitapları hangi köpeği istediğini, ne tür şarkı dinlemek istediğimizi. | Open Subtitles | كل قراراتنا , اين نذهب في العطله, ما الكتب التي نقراها نوع الكلب الذي سنختاره الموسيقى التي ننريد استماعها |
Bu tatili bir şeylerin seni Paris'te tutup tutmadığını görmek için ayarladım. | Open Subtitles | أقترحت أخذ هذه العطله لرؤية ما إذا كان لديكِ أي شيء بباريس. أنا كنت محق. |