Sana teklif ettiğim bu büyük onuru kabul edecek misin? | Open Subtitles | هل تقبل الشرف العظيم الذي عرضته عليك؟ |
Sana teklif ettiğim bu büyük onuru kabul edecek misin? | Open Subtitles | هل تقبل الشرف العظيم الذي عرضته عليك؟ |
Şakaydı. Umurumda olan şey o muhteşem beyninin boşa harcanması. | Open Subtitles | أمزح فقط, أهتم فقط بهذا الدماغ الكبير العظيم الذي سيهدر |
Bir Hıristiyan olarak Tanrı bu muhteşem gezegeni biz yaşayalım diye yarattı ve yaşayan bütün canlılarla birlikte sorumluluğunu bize verdiğine inanıyorum. | TED | كمسيحية، أؤمن بأن الله خلق هذا الكوكب العظيم الذي نعيش فيه وحملنا مسؤولية كل شيء حي يعيش عليه. |
Ve ertesi gün bahsettiğin tek şey Göl Dünyası'nda ne kadar harika vakit geçirdiğindi. | Open Subtitles | وفي صباح اليوم التالي كل مايمكنك التحدث عنه كان الوقت العظيم الذي قضيته في بحيرة العالم |
Sen imparatorlukta çıkardığım işten ne kadar gurur duyduğundan bahsettin ve ve Bass Sanayi'deki yönetimin başına geçerek ne kadar harika bir iş yaptığımı söylüyordun. | Open Subtitles | تتحدثين عن مقدار فخرك بما قمتُ به "في "فندق الإمباير وأنت تتحدث عن الجهد العظيم الذي "فعلته بقيادة إدارة مصانع "باس |
New Jersey'de Christine Hyde adında bir seks terapisti var, danışanları ile kullandığı şu muhteşem metaforu bana öğretti. | TED | توجد مُعالِجة جنسية في نيو جيرسي تُدعى "كريستين هايد"، وهي التي علَّمَتني ذلك التشبيه العظيم الذي تستخدمه مع مَرضاها. |
Uluslararası Yardım Örgütü'nün yöneticisi Lawrence Bauford'a muhteşem çalışmalardan dolayı minnettarlığımızı göstermek. | Open Subtitles | لنعرض تقديرنا لـ لورانس بوفورد من أجل كلّ العمل العظيم الذي قام به كرئيس إغاثة المساعدة الدولية |
Ve olmak istediğinden bahsettiğin şu muhteşem adamın ...bir korkak olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | ولا أعتقد أن ذلك الرجل العظيم الذي تتحدث عنه يرغب أن يكون جباناً |
Keşke Sharon, Kyle'ın ne kadar harika bir adam olduğunu görecek kadar yaşasaydı. | Open Subtitles | تمنيت لو أن (شارون) تمكنت من العيش لمدة (أطول لترى الرجل العظيم الذي أصبح عليه (كايل |