Şimdi, kim yeni marka sikik bir Dünya alışverişine gitmek ister? | Open Subtitles | الآن، من يريد الذهاب للتسوق من العلامة التجارية للعالم اللعين الجديد؟ |
MS: Peki Gerry, marka nedir? | TED | أم أس: حسنا، ما هي العلامة التجارية يا جيري؟ |
2. Adam: Benim olduğum marka benim deyişimle, rahat takılmaktır. | TED | رجل ٢: العلامة التجارية التي تعبر عني هو، وأود أن نسميها، تعبير حر |
Hafifçe sararmıştı ve markası çok eskiydi. | Open Subtitles | العلامة التجارية المتقادمة، اصفرار طفيف. |
Öncelikle, markanın bir ses ürünün bir hatıra eşyası olduğunu iyi anladılar. | TED | أولا، فهموا جيدا أن العلامة التجارية هي صوت، وأن المنتج هو تذكار. |
CA:Şimdi, Virgin markasını çok kullanıyorsun ve görünüyor ki bir tanesinden diğerine sinerji elde ediyorsun. | TED | ك أ: الان أنت تستخدم كثيرا العلامة التجارية لـ فيرجين و يبدو أنك تؤلف بينهم واحدة تلو الاخرى. |
Sizin de aynı markadan içmeniz çok ilginç. | Open Subtitles | نحن نبحث عن تطابق مثير للأهمية بأنك تدخن نفس العلامة التجارية |
MS: Eğlenceli, düşünceli bir marka. | TED | أم أس: لعوب، وإذ تضع في اعتبارها علامة تجارية. ما هي العلامة التجارية الخاصة بك؟ |
Trenle köye giderken bana bir hediye verdi: Coach marka kahverengi bir deri bozuk para cüzdanı. | TED | على القطار إلى البيت، قدمت لي هدية: محفظة نقود مع تقليم جلد بني من العلامة التجارية كوش. |
Şimdi, bu marka konusu üzerinde kalarak birkaç saniye daha düşünün, sevk mekanizmaları hakkında düşünün. | TED | والآن، مع استمرار حديثنا عن هذه العلامة التجارية لبضع ثواني، فكروا في آلية التنفيذ. |
Görüldüğü gibi olaya pazarlama açısından bakıyorum marka açısından yani markalar gerçekten de ünleri ile yükselir veya batarlar. | TED | سأنظر الى هذا الموضوع من نظرة تسويقية من نظرة العلامة التجارية حيث العلامة التجارية تٌحدد بالسمعة |
Hatta hangi marka kondom kullanıldığına işaret eden bir takım protokol de geliştirdik. | TED | في الواقع ، قمنا بتطوير بروتوكولات تمكننا حتى من اقتراح ماهي العلامة التجارية للواقي الذي تم استخدامه. |
O mavi ürünün marka müdürü 1 yıl boyunca benim izlediğime ara verdirebilmek için 100 milyon dolar harcamış. | TED | مدير العلامة التجارية للمنتج الأزرق صرف 100 مليون دولار محاولاً لفت إنتباهي طوال العام. |
Taklit edemeyecekleri tek şey... o giysinin üzerindeki... asli ticari marka etiketidir. | TED | الشيء الوحيد الذي لايمكنهم نسخه هو ملصق العلامة التجارية الحقيقي الموجود في الجزء الداخلي من قطعة الملابس. |
Pazarlamada, bir marka ne kadar büyük olursa, onun konumunu değiştirmekte o denli zor olmakta. | TED | التسويق هو، العلامة التجارية الأكبر، أكثر صعوبة لإعادة وضعها. |
Planımın odak noktası marka kimliğini değiştirmek. | Open Subtitles | وبالتالي فإن التركيز الأساسي من خطتي هو تغيير هوية العلامة التجارية. |
Ve tabii orada bir grup kutuda büyük marka mesajları vardır. | Open Subtitles | وهناك مجموعة الصناديق هناك بالطبع وعليها رسالة العلامة التجارية الكبيرة |
İki farklı marka çanta ve kıyafeti bir bohçaya koymak gibi, ...büyük bankaların birleşmesi ve bunun gibi şeyler işte. | Open Subtitles | انه مثل وضع العلامة التجارية على الحقائب و اللباس البنوك الرئيسية ستندمج مع بعضها البعض هكذا |
Kurbanın giydiği giysilerin markası da buydu. | Open Subtitles | وهي نفس العلامة التجارية من الملابس التي كانت ترتديهم الضحية |
Bak, marka markanın bir anlamı vardır, anlıyor musun? | Open Subtitles | أترى، العلامة التجارية العلامة التجارية تعني شيئاً، أتفهم؟ |
Yani buna da Virgin markasını kullanamaz mıydınız? | TED | أعني, لم تتمكن من إستخدام العلامة التجارية لـ فيرجين أيضا؟ |
O yüzden, sana hiç uymayan bir markadan kurtulman için sana yardım etmek istiyorum. | Open Subtitles | لذا، أُريدُ مُسَاعَدَتك للتَخَلُّص مِنْ العلامة التجارية التي لا تناسبُك. |
Brand, Perry'le evliliği için serbestlikler olduğunu, uzlaşmaz farklılıklar için dava açtığını söyledi. | Open Subtitles | العلامة التجارية يكسر نقابته مع بيري يسأل عن سبب الطلاق من خلافات لا يمكن حلها. |
Ve bu kartların birinin arkasında Yepyeni bir otomobil var. | Open Subtitles | وخلف واحدة من هذه البطاقات السيارات هي العلامة التجارية الجديدة. |
Bu yüzden markanızı yıkmaya neden olacak fiyat yükseltmelerinde çok dikkatli olmalı ve bunlardan kaçınmalısınız. | TED | لذا يجب ان تكون حذرا وان تحاول تجنب الفوضى والعبث الإداري الذي يمكن أن يقوض العلامة التجارية خاصتك. |
İş dünyasında buna "yeniden markalaşma" derler. | Open Subtitles | في عالم الشركات هذا يسمى إعادة العلامة التجارية |