Bunlardan ilkine O-ring(halka) ilkesi diyeceğim ve bu ilke Yaptığımız işin türünü belirliyor. | TED | سأطلق على المبدأ الأول اسم مبدأ الحلقة-O، ويحدد نوع العمل الذي نقوم به. |
- Yaptığımız işin gerçek olduğuna sizi temin ederim. | Open Subtitles | أنا أؤكد لكي أن العمل الذي نقوم به هو العمل الحقيقي. |
Sen burada Yaptığımız işin büyük bir parçasısın Savannah. | Open Subtitles | انك جزء كبير من العمل الذي نقوم به هنا يا سفانا |
Bence burada, İskoçya'da Yaptığımız iş çok önemli ama diğer ülkelerden öğrenecek çok ama çok şeyimiz var. | TED | أعتقد ان العمل الذي نقوم به هنا في أسكتلندا هو عمل عظيم ولكن ما زال لدينا الكثير جداً لنتعلمه من الدول الأخرى |
Yaptığımız iş, şu anda olduğum kişi. | Open Subtitles | ، العمل الذي نقوم به الشخص الذي أنا عليه الآن |
Biz yaptığımız işi gastro-diplomasi olarak görüyoruz, sınırları açmak ve kültürleri birleştirmek için yemek ve becerileri kullanma. | TED | نحن ننظر إلى العمل الذي نقوم به مثل دبلوماسية الأمعاء، استخدام الطعام واللياقة البدنية؛ لفتح الحدود وتوثيق الأواصر. |
Burada yaptığımız işi daha az önemsiyorum anlamına gelmez bu. | Open Subtitles | هذا لا يعني انني اقلل من اهمية العمل الذي نقوم به هنا |
Orada büyüdüm ve Yaptığımız işin, yarattığımız şeylerin tarihin hatırlayacağı bilgisayarlara eşsiz katkısı olacağına inandırıldım. | Open Subtitles | لقد عملت هُناك ولقد ترعرعت هُناك ولقد نشات على الاعتقاد انهُ ان العمل الذي نقوم بهِ من المُساهمات الفريدة من أجل الكومبيوترات |
Yaptığımız işin gizli olduğunu biliyorum fakat, | Open Subtitles | أعرف أن العمل الذي نقوم به سرّي |
Yaptığımız işin sana bağlı olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أتفهم أن العمل الذي نقوم به يعتمد عليك |
Yaptığımız işin bir değeri var. | Open Subtitles | العمل الذي نقوم به |
(Gülüşmeler) Pekâlâ, sadece bir fikirle bitireceğim: Eğer hep birlikte bir değer yaratmak için çalışırsak fakat Yaptığımız işin değerini gerçekten de hep aklımızda tutarsak, bence yaptığımız işi değiştirebiliriz. | TED | (ضحك) حسناً, ساختم بفكرة واحدة: متى ما عملنا جميعنا على تقديم فائدة، وركزنا على قيمة العمل الذي نؤديه، أظن باننا نستطيع تغيير العمل الذي نقوم به. |
Burada Yaptığımız işin farkındasın değil mi? | Open Subtitles | -أنت تفهم العمل الذي نقوم به هنا . |
Yani, klişelerden nefret ederim ama burada Yaptığımız iş, ülkeyi daha güvenli bir hale getiriyor. | Open Subtitles | أنا كذلك أعني أكره أن أبدو مبتذلة و لكن العمل الذي نقوم به هنا يجعل البلد أكثر أماناً |
Yaptığımız iş yüzünden kaç kişi yaşıyor, biliyor musun? | Open Subtitles | ما عدد الأشخاص في رأيك، الذين هم أحياء اليوم و الذين كانوا سيموتون لولا العمل الذي نقوم به؟ |
Burada Yaptığımız iş tehlikeye atılamayacak kadar önemli. | Open Subtitles | لأن العمل الذي نقوم به هو عرضة كبيرة للخطر |
Burada yaptığımız işi daha az önemsiyorum anlamına gelmez bu. | Open Subtitles | هذا لا يعني انني اقلل من اهمية العمل الذي نقوم به هنا |
Bu dava tüm dünyaya yaptığımız işi anlatabilir. | Open Subtitles | أعني، إنّ هذه القضية يُمكن أنْ تخبر العالم... عن العمل الذي نقوم به. |
yaptığımız işi de rüyamda görmüştüm. | Open Subtitles | حلمت عن العمل الذي نقوم به |