Ve onlar projeye doğru atlayıp başkalarının iznini almadan üzerinde çalışmaya başlayabilecekler. | TED | وسيكون بإمكانهم الاندماج مباشرةً في المشروع والبدء في العمل عليه دون استئذان أحد. |
Böylece kilit altına girmez, ve onu güvende tutabilir, ve üzerinde çalışmaya devam edebilirim. | Open Subtitles | بهذه الطريقة، هُو ليس محجوزاً، وبإمكاني حمايته، ومُواصلة العمل عليه. |
Ama siz üzerinde çalışmaya devam edin. | Open Subtitles | لكن لا يُمكن فعل ذلك في المئة يوم الأولى لكن واصلي العمل عليه |
Nate'in cinayet dosyasını FBI'dan alabilirsen Jesse ile işin üstüne biz gideriz. | Open Subtitles | لو تمكنت من الوصول لملف القضية سأباشر العمل عليه مع (جيسي) |
Üstünde çalışmaya devam edeceğim. | Open Subtitles | سأستمر في العمل عليه |
Aaron, insanın kendine sürekli "şu an üzerinde çalışabileceğim dünyanın en önemli şeyi nedir" sorusunu sorması gerektiğine inanıyodu. | Open Subtitles | آمن هارون أنّ الإنسان يجب أنْ يسأل نفسه طوال الوقت "ما أهمّ شيء يمكنني العمل عليه في العالم الآن؟" |
Hiçbir zaman bitirmediği, yaşamı boyunca üzerinde çalışmaya devam ettiği bir kitap. | TED | وهو كتاب واصل العمل عليه طوال حياته، |
Intel'de son 10 yıldır üzerinde çalışmaya gayret ettiğimiz alan bu. | TED | و كل هذا المجال الذي نحاول العمل عليه طوال ال10 أعوام الماضية في شركة "انتل". |
Ben de hemen üzerinde çalışmaya başlarım. | Open Subtitles | وسوف أبدأ العمل عليه على الفور. |
Hemen onun üzerinde çalışmaya başla! | Open Subtitles | ابدأ العمل عليه الان |
Tamam, üzerinde çalışmaya devam edeceğim. | Open Subtitles | حسناً، سأواصل العمل عليه. |
Nate'in cinayet dosyasını FBI'dan alabilirsen Jesse ile işin üstüne biz gideriz. | Open Subtitles | لو تمكنت من الوصول لملف القضية سأباشر العمل عليه مع (جيسي) |
Üstünde çalışmaya devam edeceğim. | Open Subtitles | سأستمر في العمل عليه |
Bana üzerinde çalışabileceğim bir şeyler getir. | Open Subtitles | أعطني شيء أستطيع العمل عليه |