Ama bu hikayeyi kullanıyorum çünkü gerçekten bana yardım etmek istediler. | TED | ولكني ذكرت هذه الحكاية لأنهم أرادوا بالفعل تقديم يد العون لي. |
İspatlamak için yardımıma ihtiyaç duyabilir... gözaltında olursam, ona yardım edemem. | Open Subtitles | وربما يريد العون للعثور عليه ولا يمكنني مساعدته وأنا في الحجز |
Low Shoulder grubunun üyeleri cemiyetimize yardım eli uzatma kararı aldı. | Open Subtitles | أعضاء فريق الروك أن رول لوشولدر قرروا تمديد يد العون لجاليتنا |
yardıma ihtiyacımız var, özellikle de benimki kadar deneysel alanlarda. | Open Subtitles | و لكننا نحتاج العون ،بالأخص فى المجال التجربيى ،مثل مجالى |
Şu anda yardımcı olabileceğin tek konu ailemden uzak durmak. | Open Subtitles | العون في الوقت الحالي هو ابتعادك عن عائلتي كل البعد. |
Borcunu ve sorunlu geçmişini biliyorum ve yardım etmek için buradayım. | Open Subtitles | وأعلم عن دينك وعن ماضيك مع الفتيات وأنا هنا لتقديم العون |
Ağır bir taşıma işin olsa yardım için kimi arardın? | Open Subtitles | لو أردتِ بعض العون مع بعض الأحمال الثقيلة، فبمِن ستتصلين؟ |
O restorana sen onu bulup yardım edebilesin diye girdi o çocuk. | Open Subtitles | لقد حطّم المطعم على أمل أنك ستعثر عليه وتمد له يد العون |
Ayrıca deyim yerindeyse yangını söndürmek için biraz yardım işine yarar diye düşündüm. | Open Subtitles | واعتقدت أن بإمكانك الحصول على بعض العون تعلمي، لإخماد الحرائق، إن جاز التعبير |
Bir toplum kuruluşuyla ilgili bir şeyde ona yardım etmemiş miydin? | Open Subtitles | ألم تُقدم له العون بشأن بضعة خدمات إجتماعية أو ما شابه؟ |
Eğer yardım çağırmanın bir yolunu arıyorsan seni kurtarmaya gelen herkesi öldürürüm. | Open Subtitles | إذا كنتِ تبحثين عن سبيلٍ لطلب العون فسأقتل أيّاً من يأتي لنجدتكِ. |
Çalışkan bir kadına yardım eli uzatmamı engellemek mi istiyorsunuz? | Open Subtitles | هل حقاً تريدين منعى من مد يد العون لإمرأة كادحة؟ |
"Belki senenin geri kalanında onlara da yardım elini uzatırsın." | Open Subtitles | ربما يمكنك أن تقدم لهم يد العون لبقية العام أيضاً. |
Ama kabul ederseniz yardım için başkalarını da işe katmak istiyorum. | Open Subtitles | حسناً، إن كنت مهتماً بهذا، أود .أحضار بعض الناس لتقديم العون |
Ediyorsa hikâyenizi anlatmak yardım bulmak için en iyi şans olur. | Open Subtitles | لأنّه طالما يحدث، فنشر قصّتك ربّما يكون فرصتك الفضلى لإيجاد العون. |
Alabileceğimiz tüm yardıma ihtiyacımız var. Ufak birşey yapsanızda yeter. | Open Subtitles | نحن نحتاج لكل العون الذى نريده فقط اعطيه جرعة بسيطة |
Ama bazen gerçek, ortaya çıkmak için küçük bir yardıma ihtiyacı duyar. | Open Subtitles | ولكن بين الحين والآخر، تحتاج الحقيقة إلى قليل من العون لكي تُعرف |
Ama sonunda Alzheimer'ı yenmek için, bu umudu büyütmek için yardıma ihtiyacımız var. | TED | ولننمي هذا الأمل، لنتغلب على الزهايمرز نحتاج العون. |
Belediye idari teşkilat çalışanları öne çıkıp, izin ve sivil toplum örgütlerini toplanmaya çağırmada yardımcı oldular. | TED | تقدم مسؤولو حكومة البلدية لتقديم يد العون فيما يخص التصاريح وانعقاد منظمات المجتمع المدني. |
Biz de ona gereken iş gücünü ve yardımı sağlayacağız. | Open Subtitles | سنعطيه القوة العاملة و العون الذي يحتَاجه. |
İmdat! | Open Subtitles | النجده أحضروا العون |
Bu destekçiler, bu markayı benimseyen, onlara destek olan, onlara yardım eden ve bizim yardım elini uzatmamız gereken insanlardır. | TED | هم الأشخاص الذين يستثمروا في الإرهاب، وهم من يدعم الإرهابيين ويساعدونهم، وهم من يبنغي أن نمد لهم يد العون. |
Bana yeterince yardımın oldu zaten, dostum... ama senden bir kez daha yardım istemek zorundayım. | Open Subtitles | لقد اسديت لي الكثير من العون يا صديقي و لكنني يجب علي ان اطلب عونك لمرة واحدة اخيرة |
Eğer bu çorak arazide hepsini yetiştirmek istiyorsa sürünün tamamının yardımına ihtiyacı olacak. | Open Subtitles | ولكن إن أرادت ان تربيهم في هذه الأرض القاحلة ستحتاج العون من الجماعة بأكملها |
Tanrı'dan yardımını ve yol göstermesini iste... | Open Subtitles | اطلبي من الربّ العون و الهداية .. |