Eski günlerdeki sallama hikayelerinden birini duymadım. | Open Subtitles | لم يعد يحكي الخصص الخرافية الغبية من الزمن الغابر |
Yazma'da Sığınak'tan sadece bir kez bahsediliyor Yabanlık'ın ötesinde, Eski Dünya'da olduğu belirtiliyor. | Open Subtitles | بر الأمان مذكور في الكتاب مرة وحيدة، حيثُ إنه وراء البَجْدة، في العالم الغابر. |
Ben de Eski Dünya'ya izciler göndermiştim. | Open Subtitles | إنني بعثتُ بمتأثّرين إلى العالم الغابر. أترين خريطتك هذه؟ |
Ama sonra yanındaki Karayipli bir arkadaşıyla oturduk ve Eski günlerden konuştuk. Ve babam bana sanki keşke ortaya çıktığım gibi mucizevi bir şekilde kaybolsa der gibi baktı. | TED | لكننا جلسنا وكان بصحبته رجل كاريبي وكانوا يتحدثون عن الزمن الغابر وكان أبي ينظر إليّ كان ينظر إليَّ كما لو أنني سأختفي فجأة كما ظهرت |
Eski zamanlarda çok kan akıtıldı. | Open Subtitles | الدماء سُفِكت هنا في الزمن الغابر |
Eski Roma hukukuna göre evlilikler yasaklanınca Aziz Valentine da nikâhları ölüm riski altında gizlice kıyıyordu. | Open Subtitles | الزفاف كان محرماً، طِبقاً لقانون الرومان الغابر لذا القديس (فالنتاين) يزوجهم سراً، تحت تهديد الموت |
Eski, Eski model ceketler. | Open Subtitles | معاطف الزمن الغابر |