| Biraz da benimle ilgilen seni aptal bakışlı İrlanda domuzu. | Open Subtitles | ماذا عن بعض إحترم الزبائن أيها الخنزير الأيرلندى الغبى ؟ |
| Biraz da benimle ilgilen seni aptal bakışlı İrlanda domuzu. | Open Subtitles | ماذا عن بعض إحترام الزبائن أيها الخنزير الأيرلندى الغبى ؟ |
| O aptal çokuluslu kuruluşlar seni işinden etti ama denemeye devam etmelisin. | Open Subtitles | اندماج الشركة الغبى هذا أقعدك عن العمل عزيزي ، عليك ألا تستسلم |
| Okulu eken o salak evde mi diye bakmaya gittim, evde biri vardı. | Open Subtitles | ذهبت للمنزل لأتأكد ان هذا الغبى يتهرب من المدرسة و بينما ان هناك |
| O aptal çokuluslu kuruluşlar seni işinden etti ama denemeye devam etmelisin. | Open Subtitles | اندماج الشركة الغبى هذا أقعدك عن العمل عزيزي ، عليك ألا تستسلم |
| Hangi aptal bir yıl içinde 10 milyon dolar ödeyebilir ki? | Open Subtitles | من هذا الغبى الذى ينفق عشرة مليون دولار فى عاماَ واحد |
| Anlaştık mı? aptal sitenizden uzak duracağım mutlu oldunuz mu? | Open Subtitles | اذا هل اتفقنا ؟ حسناً , يأبتعد عن موقعكم الغبى |
| Bebek sahibi olmakla ilgili dün yaptığım o aptal konuşmalar... | Open Subtitles | أتعلمى , كل الكلام الغبى ليلة أمس عن حيازة أطفال |
| Buradaki aptal görevli, bay Graham'le mi yoksa bayan Graham'le mi görüşeceksiniz diye sordu. | Open Subtitles | الموظف الغبى هنا سألنى ان كنت اريد التحدث الى السيد او السيدة جراهام |
| Her yanına aptal ismini kazımak istemeden bu denli enfes bir şey yapmak... | Open Subtitles | أن تفعل شئ بديع كهذا دون الرغبة فى وضع اسمك الغبى عليه |
| Nerede olduğumuzu biliyorum,aptal! | Open Subtitles | انا لدى هنا خريطه. انا اعرف اين نحن ايها الغبى. |
| Seni aptal piç kurusu, kollarını kaybettin. | Open Subtitles | انظر أيها الغبى أنتَ لم يعد لديك أى ذراع |
| Şu aptal adam. Umarım yaralanmadınız. | Open Subtitles | هذا الشخص الغبى أأمل الا يكون قد اصابك اذى |
| Yarı açık o aptal ağzı ve o balık gözleriyle şimdiye dek gördüğüm hiçbir şeye benzetemiyorum. | Open Subtitles | ، إنه لا يشبه أحدنا فى أى شئ كما أرى مع عيون الأسماك تلك . وهذا الفم الغبى ، نصف المفتوح |
| aptal herif, sen kimi koruduğunu sanıyorsun? | Open Subtitles | من الذى تحميه , اخبرنى ايها الاحمق الغبى ؟ |
| Senin için ellerimi kullanmama bile gerek yok, salak. | Open Subtitles | إننى لست فى حاجة ليداى لمنازلتك أيها الغبى |
| Bana bak, salak herif... sen en iyisi git kenef temizle, yoksa seni de gömmem gerekecek. | Open Subtitles | حسنا ً أيها الغبى أقترح عليك أن تذهب الآن لتنظف القاذورات وإلا سأضطر لدفنك أيضا ً |
| Seninle konuşmak istemiyorum... ..seni boş kafalı hayvan yalağı sileceği! | Open Subtitles | أنا لا أُريد أن أَتكلّم معك أكثر من ذلك أيها الحيوان الغبى |
| - Hepsi kutuların içinde, geri zekalı. - Kutular gittikçe büyüyor! | Open Subtitles | جميعهم فى الصناديق أيها الغبى إنهم يكبرون |
| O, tüm bu aptalca kültürün bir parçası. | Open Subtitles | انها جزء من هذا المجتمع الغبى ياك. . ياك. |
| - Kes sesini, geri zekâlı! - Şerif, panik yapmamalısın. | Open Subtitles | اسكت أيها الغبى هذا ليس وقت الذعر يا شرطى |
| Dün de aynı şeyi söyledin gerzek. | Open Subtitles | لقد قلت هذا بالامس ايها الغبى اللعين |
| Açıkça, yalnız bir budala budalaca şeyler düşünebilir. | Open Subtitles | الغبى فقط هو من يفكر فى مثل هذه الأفكار الحمقاء |
| Renfield, seni beyinsiz! | Open Subtitles | راينفيلد ايها الغبى |
| Sonra o ahmak beni yeniden aradı ve kilosuna 20 bin istediğini söyledi. | Open Subtitles | أذا هذا الغبى سيتصل بى ثانية ليخبرنى عن هذا الهراء يريد 20,000 دولار |
| Peki, sana söyleyeyim insanın, geldiği o tuz ve denize geri dönüşü çoktan başladı. | Open Subtitles | حسناً ، أقول لك أنه قد بدأ بالفعل فى سيره للخلف تجاه البحر المالح الغبى الذى قد أتى منه |
| Bana biraz şaka yaz, seni siktiğimin aptalı. | Open Subtitles | فقط اكتب لى بعض النكات ايها الغبى |
| sersem şoför bizi yandaki komşunun kapısında bıraktı . | Open Subtitles | ذلك التركى الغبى الذى اقلنا,توقف بنا عند باب البيت السابق |
| Dinle, pislik,yeteri kadar eglendin, artik dur , yoksa. | Open Subtitles | أسمع أيها الغبى.. حيث انك قد لهوت فمن الأفضل لك أن تتوقف و الا.. |