O oda, bir mezardı içinde yüzlerce ölü olan bir mezar. | Open Subtitles | الغرفة التي كنت فيها كانت قبراً مليئة بالمئات والمئات من الأموات |
Üzgünüm ama sizin için ayırdığımız oda fırtına yüzünden damlatıyor. | Open Subtitles | معذرة، لكن بسبب العاصفة، المياه تتسرب إلى الغرفة التي حجزتها |
Deneklere, yılanın onları göremeyeceği şekilde yılanın olduğu odayı gösterip | TED | فيأخذ الأشخاص إلى تلك المرآة المزدوجة الإتجاه لينظروا إلى الغرفة التي بها الأفعى |
Umarım buradan memnun kalır... ve sizin için ayırdığımız odayı beğenirsiniz. | Open Subtitles | أتمنى ان تستمتع بزيارتك واتمنى ان تكون الغرفة التي حجزناها لك مطابقة لما تحب |
Bu odada olup da, bize ateş eden kim ise. | Open Subtitles | أيّاً كان الذي فعلها، فحدث في الغرفة التي أُصبنا بها |
Kontrol paneli şu koşulları sağlayabilen en üst kattaki odada resmin arkasında: Tek odaya açılan kontrol paneli odası hariç her odada başka odalara açılan tam üç kapı var, koridorlar yok, merdivenleri de saymayın. | TED | في أعلى طابق تنطبق عليه الشروط الآتية: كل غرفة لها ثلاثة أبواب متصلة بالغرف الأخرى على نفس الطابق، ماعدا الغرفة التي تحوي لوحة التحكم، فهي متصلة بغرفة واحدة فقط، ليس هنالك ممرات، و تجاهل الدرج. |
Teddy kim ve daha önce görmediğim bu diğer oda da ne? | Open Subtitles | من هو تيدي و ما هذه الغرفة التي لم ارها من قبل |
İçinde bulunduğumuz oda, ses hacminin yükselmesi, enstrümanın kalitesi bagetlerin cinsi, vesaire vesaire. Hepsi farklıdır. | TED | الغرفة التي صدف أننا فيها، تضخيم الصوت، نوعية الآلة، نوعية العصى، هلمجرا، وهلمجرا. جميعها مختلفة. |
Bach bazı bestelerini bu oda için yapmıştı. Bu kullandığı org. | TED | هذه هي الغرفة التي كتب باخ فيها بعض موسيقاه. وهذا هو الأرغن. |
Üzgünüm. İstediğiniz oda en iyi odamızdır. | Open Subtitles | الغرفة التي تريد هي الأفضل عندنا انها دائما مشغولة |
İstediğiniz oda en iyi odamız. Her zaman doludur. | Open Subtitles | الغرفة التي تريد هي الأفضل عندنا انها دائما مشغولة |
Annesini ilk defa hallettiğim odayı ister misin? | Open Subtitles | أتريد الغرفة التي اغتصبت فيها والدتها أول مرة؟ |
Yukarıdaki odayı görüyor musun? | Open Subtitles | هل ترى الغرفة التي في الأعلى فوق المكتب؟ |
Bana ikinci katta sokağa bakan odayı verir misin? | Open Subtitles | هل يمكنك ان توفر لي الغرفة التي بالدور الثاني التي تطل على الشارع ؟ |
Evin üst katında yalnızca benim girebildiğim kilitli bir odada, masada ölü bir adam yatıyor. | Open Subtitles | في الغرفة الموصدة في قمة هذا البيت الغرفة التي لا يمكن لأحد أن يدخلها سواي يوجد رجل ميت يرقد عبر مائدة |
Gideceğiniz odada ben de bulundum. Yüzünüze güneş vuracak.. | Open Subtitles | لقد دخلت إلى الغرفة التي ستحاكمون فيها الشمس ستكون في وجوهكم |
Bu odada şiddet kullanımı durumları için tedavi uyguluyoruz. | Open Subtitles | هذه الغرفة التي نعطي فيها العلاج للحالات العدائيّة. |
O günleri hatırlıyorum, olduğum odaya yürürken, Manson'un nasıl bir hücrede yaşadığını hayal ettim. | TED | أتذكر البارحة، بينما كنت أسير إلى الغرفة التي أقيم فيها، تخيلت نوع الزنزانه التي من الممكن أن يكون مانسون قد عاش فيها. |
150 sayfalık Zebur'u yazdığım odaya izinsiz girdiniz. | Open Subtitles | صمتاً ، اقتحمتم الغرفة التي كتبت فيها مزاميري المائة والخمسين |
Orman odası, kalpten yatakların olduğu odalar aynaların olduğu odalar gibi hani? | Open Subtitles | كغرفة الغابة ، أو الغرفة التي علي شكل قلب أو غرفة المرآة؟ |
Kızımın olduğu odanın güvenlik kamerası görüntüleri ne zaman geri gelir? | Open Subtitles | متى ستعمل كاميرا المراقبة في الغرفة التي توجد بها ابنتي ؟ |
İçinde bulunduğun odadan çık sola dönmeye devam et. | Open Subtitles | واقرأ بصوتٍ عالٍ غادر الغرفة التي أنت فيها واعبر إلى اليسار |
Hep istediğiniz dikiş odasını size bırakıyorum. | Open Subtitles | إنني أعطيكِ تلك الغرفة التي لطالما أردتيها |