ويكيبيديا

    "الفخر" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • gurur
        
    • gururlu
        
    • onur
        
    • gururu
        
    • gururla
        
    • onuru
        
    • şeref
        
    • onurdur
        
    • gururdur
        
    • Kibir
        
    • gururlandım
        
    • onurlandırdı
        
    • gururlandırmak
        
    Bu gece, onlar sadece gurur ve alkışlarınız için dövüşecek. Open Subtitles الليلة، يحاربون بدون مقابل لكن من أجل الفخر و تصفقاتكم
    Baban seninle gerçekten gurur duyardı. Böyle bir kadına dönüşmen onu şaşırtırdı. Open Subtitles كان والدك ليشعر بالمزيد من الفخر كان سيعشق المرأة التي أصبحت عليها
    oluyor. Ve yine de, muhbirlerle konuştuğunuzda, tekrar eden bir şekilde duyduğum şey gurur. TED و مع ذلك، عندما أتحدث إلى كاشفوا الفساد، النبرة المتكررة التي أسمعها هي الفخر.
    Ona bakarken kendinizi ihtiyatlı, belki biraz utanmış veya biraz gururlu hissedebilirsiniz. TED قد تشعر بالغموض عندما تنظر لما كتبته أو قد تشعر بقليل من الخجل أو الفخر
    Ama daha önemlisi, Afrika kökenli bütün öğrencilerin birliği, Afrika'ya güç, onur ve bağlılık sağlayan sürekli bir kaynak. TED و لكن الأهم من ذلك , الهيكل الطلابي الإقريقي بأجمعه هو مصدر متواصل للقوة , الفخر و الإلتزام بإفريقيا
    Tibet yemeklerini çok sevdiğini biliyorum, işte Küçük Tibet'in gururu! Open Subtitles اعلم مدى حبكِ للطعام التبتي، لذا.. الفخر بقليل من التبت
    Bu disiplin ve çalışma, bundan gurur duyarsınız. TED ذلك هو الانضباط، وذلك هو التحضير، وبعض من الفخر في هذا الأمر.
    için Şikago'yu seviyor. TK: Harika simgeleşme ve kentsel gurur arasında olumlu bir geri-bildirim döngüsü. TED تيد: هناك حلقة ردود فعل إيجابية تجمع بين الرمزية العظيمة و إحساس الفخر و الإعتزاز
    Büyük Çamur'u Başkan benimle gurur duysun diye almadım. Open Subtitles أنا لَم أَشتري الموحل الكبير لعمل الفخر الرئيسي مني
    Muazzam bir gurur duysam da büyük bir alçakgönüllülükle ve işini yapmış olma duygusuyla ve büyük minnet duyarak ülkemizdeki en yüksek mevki için adaylığı kabul ediyorum. Open Subtitles بكل تواضع وبكامل الفخر وبالاحساس بثقل المهمة التى يجب أن تنجز أقبل بإمتنان ترشيحكم لى
    Ve şimdi, bayanlar ve baylar, özellikle de siz baylar, Beacon City'nin neşe ve gurur kaynağını iftiharla sunuyoruz. Open Subtitles والآن، أيها السيدات والسادة يحق لنا الفخر والبهجة بمدينتنا، بيكون
    Bu bayanı muayene etmiş olmaktan büyük gurur duyuyorum. Open Subtitles لقد كان لي الفخر بأن أحظى بفرصة فحص تلك السيدة الصغيرة
    Ve Kraliçe'nin bizim şehrimizi seçmesinden gurur duyabiliriz... Open Subtitles و لنا الفخر أن الملكة إختارت مدينتنا لتزورها
    Sadece aşağılanmaya tabir kalanlara, gurur ve saygınlık sunacağız. Open Subtitles سنقدم الفخر و الكرامة إلى أولئك الذين لم يعرفوا إلا الذل
    Her biriniz bu olayda oynayacağınız rolden gurur duyabilirsiniz. Open Subtitles كل فرد منكم يمكنه الفخر بالدور الذي سيلعبه في هذه المناسبه
    Belli oluyordur. İnsanlara güven ve gurur veriyor. Open Subtitles كما انها تزيد الجميع من الاحساس بالامان و الفخر
    Onun alçakgönüllü ve gururlu hayatına bir bakalım. Open Subtitles المرء ينظر الى الخلف على حياته, بكل التواضع و الفخر
    Bedford Forrest'a hizmet etme gururuna nail oldum. - Elini sıkmaktan onur duyarım. Open Subtitles كان لي الفخر, سيدي من الخدمة في بيدفورد فورست
    Bu insanların gözlerindeki gururu bir görmelisiniz. TED ويجب أن تشاهد الفخر في أعين هؤلاء الناس.
    Büyük bir gururla bu yeni okulu, spor salonu ya da eğlence merkezini açıyorum. Open Subtitles ببالغ الفخر أفتتح هذه المدرسة الجديدة أو الملعب أو عامل الجذب
    yüzyıllardır yapılan keşiflerden sonra sen bugün ... ülkenin ve ailenin onuru geri kazandırdın. Open Subtitles غير رسمياً بعد قرون من البحث في هذا اليوم .. لقد جلبت الفخر لبلدك وعائلتك
    Almore'ye kim şeref kazandırdı? Open Subtitles من غرس الفخر في ألمور؟ من الذ ي أدخل الكمبيوتر في كل مدرسة و كلية و قرية؟
    Böyle bir hediyeyi kabul etmek bizim için onurdur. Open Subtitles من دواعى الفخر أن نستقبل هذه الهدية
    "Günah gururdur." Open Subtitles الخطيئة هي الفخر.
    Kibir ölümcül bir günahtır, Artista. Open Subtitles الفخر من الخطايا السبعة المميتة أيها الفنّان
    Beni yüzbaşı yaptılar;: müthiş gururlandım: Open Subtitles تمت ترقيتي و هذا جعلني شديد الفخر
    Haryana eyalet takımına seçilen Geeta Kumari sadece okulumuzu değil tüm Bhiwani'yi onurlandırdı. Open Subtitles لم تجلب (جيتا كوماري) الفخر لمدرستنا وحسب بل جلبته لقريتنا بأكملها
    Sanırım nedeni, burayı açmak için parayı babamın vermiş olması ve tek isteğimin onu gururlandırmak oluşuydu. Open Subtitles أظن لأن أبي أعطاني المال لأؤسس هذا المكان وكل ما أردت فعله في حياتي هو جلب الفخر له

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد