Bir daha yapmayacağıma göre Bay Smith'in övgüyü almasına izin vereceğim. | Open Subtitles | طالما اني لن أقتل مرة أخرى سأدع السيد سميث يأخذ الفضل |
Nasıl oluyor da, biz çalışıyoruz ama bütün övgüyü o alıyor? | Open Subtitles | كيف يمكن أن نعمل جميعنا و هو يحصل على الفضل كله؟ |
Amcasının vasiyeti sayesinde, Arnold epeyce bir parayı miras aldı. | Open Subtitles | الفضل لسخاء عمّه المتأخر لقد حصل أرنولد على ثروة كبيرة |
Şikayet edemem, yeniden işteyim senin sayende en değişik hislere sahibim. | Open Subtitles | وأشعر بغرابة شديدة أن الفضل يعود لك في ذلك بطريقة ما. |
Bana teşekkür etmene gerek yok, ama sayemde, sen kazandın. | Open Subtitles | حسنا انت لست بحاجه لشكري ولكن الفضل لي لقد ربحت |
o olmasaydı bu gece de olmazdı. Bütün övgüleri alamam. | Open Subtitles | لن تكن ممكنة بدونة لا يمكننى ان اخذ كل الفضل |
Filistinliler, İranlılar ve bu işten kendine pay çıkartmaya çalışacak radikal gruplarda cabası. | Open Subtitles | الفلسطينيون، الإيرانيون وكُلّ أعزب الجماعة الثورية التي ذاهِبة إلى تراصفْ للنَيْل الفضل فيه. |
Yakıştırdığı iki şeyde de haklı, dolayısıyla hakkını veriyoruz. | TED | في الواقع، معه حق من الناحيتين، لذا اعطي الفضل لمن يستحقه |
Başkasının işi için övgü görmek isteyen ilk sen değilsin. | Open Subtitles | أتعلم، لستَ أوّل معجب ينال الفضل على عمل أحد آخر |
Tevazuyla övgüyü almayı reddetse de kayıtlarda bütün bu başarılarda katkı sağladığı yazıyor. | Open Subtitles | ,ينفي أخذ الفضل بتواضع البيانات تقول أنه كان هو المسؤول لكل تلك الإنجازات |
Davayı çözdüğü için tüm övgüyü Lassiter alacak, bize de ödeme yapılmayacak. | Open Subtitles | الآن يَنَالُ ليستير الفضل في حل الجريمة ولايدفُع لنا. |
Yaptığı işte iyi olan herkes biraz övgüyü ister. | Open Subtitles | اي واحد يريد الفضل بنسب نفسه لذلك فليفعل |
Söz bağınız sayesinde başardım. Neredeyse birkaç kere pes edecektim. | Open Subtitles | الفضل لرباط العهد الذي أعطيتنيه، فلقد كدتُ أستسلم بضع مرّات. |
Stüdy H sayesinde becerilerini geliştirme ve memleketine anlamlı bir fayda sağlama imkanı bulabilecek. | TED | فاستوديو اتش قد أعطاها طريقة لتنمي قدراتها لتسطيع أن ترد الفضل بطريقة مفيدة. |
Ve bu da, bu kadının otopsisini incelemiş olan Washington Üniversitesi Genom Enstitüsü'nde çalışan meslektaşım Rick Wilson gibi insanlar sayesinde olacak. Rick bu kadından sağlıklı deri hücreleri | TED | ويرجع الفضل لأشخاص مثل زميلي، ريك ويلسون، في معهد الجينوم في جامعة واشنطن، الذي قرر أن يلقي نظرة على تشريح هذه المرأة. وقام بالسلسلة، أخذ خلايا الجلد، جلد سليم، |
Şimdi senin sayende çok daha güvendeyim. | Open Subtitles | أصبحت أكثر أماناً الآن , الفضل يرجع إليك عزيزى المزيف |
Senin sayende, kalbini söküyorlarmış gibi hissettmenin nasıl olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | و الفضل لك، إنني أعرف كيف تشعر عندما يتمزّق قلبك للخارج |
Bu, bugün tadını çıkardığımız yepyeni bir yaşam tarzını yaratan ölülerin haritası. Çok teşekkür ederim. | TED | هي خارطة الوفيات التي يرجع الفضل في رسمها إلى تكوين نمط حياتي حديث, الحياة التي نتمتع بعيشها اليوم. وشكراً جزيلاً |
Keşke tüm övgüleri ben alabilseydim ama ona ihanet hakkında ilk ders veren ben değildim öyle değil mi? | Open Subtitles | حسنا، أتمنى لو أستطيع أن أعيد ...الفضل إلي، لكن لم أكن الشخص الأول الذي علمها الخيانة الآن، هل كنت؟ |
Bu zaferden kendime bir pay çıkarmalı mıyım pek emin değilim. | Open Subtitles | لست متأكدا ما إذا كان علي أخذ الفضل في هذا الإنتصار. |
Giderken, yanında ayıyı da götürdüğü için hakkını vermek gerek. | Open Subtitles | يجب أن تمنحه الفضل للقضاء .على هذا الدب الأشيب |
Asıl övgü, karavanda marihuanayı bulan usta memurlarıma gitmeli. | Open Subtitles | شكرا جزيلا الفضل الحقيقي يذهب إلى ضباطي الماهرين الذين اكتشفوا الماريجوانا |
Eğer kredi dağıtıyorsak Vali Bey, siz ve Mellie çoğunu hak ediyorsunuz. | Open Subtitles | لا أعلم كيف فعلتها الفضل الكبير يعود لك ولميلي يا سيادة الحاكم |
Bütün bu verdiğin nimetler ve cömertlik için sana şükürler olsun Tanrım. | Open Subtitles | شكراً لك أيها الرب أيها الأب الذى تتدفق منه البركة و الفضل |
teşekkürler, baba, fakat D eksinin bir bölümü Tanrı'ya ait. | Open Subtitles | شكراً يا أبي، ولكن الفضل في نجاحي يعود إلى الله |
Babam yapmamamı söyledi çünkü benim zeki olmadığımı düşünüyorsun ve biraz itibar kazanmalıyım. | Open Subtitles | حَسناً، قالَ أَبَّ ليس ل، لأنك لا تَعتقدُ أَنا ذكيُ وبأنّني يَجِبُ أَنْ أَنَالَ الفضل فيه. |
Anladığıma göre siz de bu dönüşümü takdir ettiniz. | TED | ولهم الفضل كله في تحسن وتحول حالة إيفيلي |