ويكيبيديا

    "الفعلي" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • gerçek
        
    • asıl
        
    • fiziksel
        
    • gerçekte
        
    • fiili
        
    • Actual
        
    • esas
        
    • aslının
        
    Öğrencilerin girip hocaları hakkındaki gerçek düşüncelerini söyleyebildikleri süper bir site. Open Subtitles إنه موقع رائع حيث يدخله الطلبة ويكتبون رأيهم الفعلي في معلميهم
    Algoritmaları çözmek için gerçek zamanlı askeri seviyede şifreleme sistemi kullanıyoruz. Open Subtitles نستخدم الرتب العسكرية لبرامج التشفير لفك الحلول الحسابية في الوقت الفعلي.
    Ve ikincisi de insanlar gerçek bir bağlantıyı deneyimliyor gibi görünüyorlar. TED و الثاني هو يبدو ان الناس يجربون الاتصال الفعلي
    Sattığınız asıl ürün için, mesela birim başına iş modelinin ne olduğunu bilmek isterim. TED أريد أن أعرف ما هو نموذجك للعمل بناءا على وحدة البيع , أو المنتج الفعلي الذي تقوم ببيعه.
    Yapma bacak veya alçı protez yapılmıştı ve gerçek fizik rehabilitasyona başlıyordu. TED صُنعت الأطراف الصناعية المعدنية أو الجبسية وبدأ التأهيل البدني الفعلي.
    gerçek sayı ise yaklaşık 3000, yani beklenen sayının yaklaşık yüzde 2'si. TED العدد الفعلي هو حوالي 3000، نحو اثنين في المئة من هذا الرقم المُتوقع
    gerçek içeriği iletmek zorundasınız -- burada "içerik metaforu"na geri dönüyoruz. TED عليك أن تنقل المحتوى الفعلي... وهنا نرجع مرة أُخرى لحاوي الإستعارة.
    Bakalım gerçek zamanlı zihin okuma yapabilecek miyiz? TED لنرى إن كان بوسعنا قراءة الأفكار في الوقت الفعلي.
    Diğer yandan sizin bu sistemden geçen çocukların performanslarında çarpıcı artışları olduğuna ilişkin gerçek kanıtlarınız var. TED لذلك فقد تحصلت على الدليل الفعلي الأن أن الأطفال حتى الأن يسلكون مسارك هناك تزايد دراماتيكي في الأداء.
    Grafiğin bir ekseninde bir kişinin gerçek yaşını, yaş kronolojisini, TED وتشاهدون على أحد المحاور السن الفعلي الذي عاشه الشخص، العمر الزمني.
    Fakat bu hastalığın neden olduğu gerçek fiziksel hasarı görmek için sağlıklı yaşlanan bir beyin ve bir Alzheimer hastasının beyninin resimlerine bakmamız yeterli. TED ولكن كل ما علينا هو النظر لصورة لدماغ مسن و صحي، و نقارنها بدماغ مصاب بالزهايمرز لنرى التلف الفعلي الذي يسببه المرض.
    ve hatta daha fazla karbonhidrat. Ve böylece yüzde daha düşük, gerçek tutar daha yüksek, yani amaç her ikisini de düşürmek. TED وسكريات أكثر. صحيحٌ أن النسبة أقل, لكن الحجم الفعلي أعلى وهكذا فإن الهدف هو الحد من كليهما.
    Sadece doğru olmamakla kalmıyor, tehlikeli de çünkü iyileşmenin fazlasıyla gerçek olan zorluklarını siliyor. TED إنها ليست فقط غير حقيقية، إنها خطيرة، لأنها تمحو الواقع الفعلي لتحديات عملية الاستشفاء.
    Masaüstü dediğimde sadece faresinin aşındırdığı gerçek masa yüzeyini kast etmiyorum. TED وعندما أقول سطح المكتب ، أنا لا أعني فقط المكتب الفعلي حيث فأرته قد بلت بعيدا عن سطح مكتبي.
    Değil mi? Yani, bu mantıkla ilgili olan büyük problem, teknolojinin gerçek kullanımı ile niyetlenilen kullanımını karıştırması. TED صحيح؟ إذاً، المشكلة الأكبر مع هذا المنطق أنه يربك المقاصد على حساب الإستخدام الفعلي للتكنلوجيا.
    Ron'un davasında kilit şahidin sonradan olayın gerçek faili olduğu ortaya çıktı. TED الشاهد الرئيسي في قضية رون كان ، في نهاية المطاف ، مرتكب الجريمة الفعلي.
    Şimdi bu konuşmanın asıl çözüm kısmına geliyoruz. TED والآن وصلنا لجزء من الحل الفعلي لهذه المحادثة.
    asıl anlaşma Lazlo Soot'a gitti, dün çatı katından kaçan adama... Open Subtitles الاتفاق الفعلي كان مع لازو سوت و الذي هرب من بين اصابعكم في الدور العلوي بالامس
    Geri dönüp, araştırma alanını genişletip, asıl cinayet yerini bulmaya çalışmalıyız. Open Subtitles حسناً, يجب أن نعود لمسرح الجريمة ونوسع نطاق البحث حتي نحاول أن نجد موقع الجريمة الفعلي
    Bunu yaptım, çünkü yerden uzaklaşmanın verdiği fiziksel hissi vermek istedim. TED فعلت ذلك لأني أردت أن يصلكم الإحساس الفعلي بالحركة علي الأرض.
    Bunu yapmak için günlük hayattaki problemlerimizin hesaplamalı yapısına kafa yorup bu problemlerin ideal çözümlerini gerçekte nasıl davrandığımızla karşılaştırırım. TED من أجل القيام بذلك أفكر في البنية الحسابية للمشكلات التي تصادفنا في الحياة اليومية، وأقارن ما بين الحلول المثالية لهذه المشكلات وبين سلوكنا الفعلي.
    Bu askerlik değil. fiili Çarpışmadan konuşalım. Open Subtitles هذه ليست العسكرية ونحن نتحدث عن القتال الفعلي
    Revolver Main, bu Revolver Actual. Open Subtitles المسدس الرئيسية، وهذا هو المسدس الفعلي.
    esas tören gerçekleşmeden önceki gün, dans ediyorduk, heyecanlıydık ve tüm gece uyumadık. TED وفي اليوم السابق للحفل الفعلي يحدث، ونحن كانت الرقص، ووجود الإثارة، ومن خلال كل ليلة ونحن لا ينام.
    Ben de böyle düşündüm ve binanın aslının 54.Cadde'de olduğunu buldum. Open Subtitles هذا ما فكرت، لذلك تقع البناء الفعلي على شارع 54.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد