Numaraları şirketteki ofisinde saklıyor, ...gerçek planları ise, bu evde tutuyor. | Open Subtitles | إنّه يبقي الأرقام على الملف في مكتب الشركة، والمخططات الفعليّة يبقيها في منزله |
gerçek merhamete itiraftan daha çok ihtiyaç hissedersin. | Open Subtitles | الرحمة الفعليّة تتطلب أكثر من مجرد اعتراف |
Aynı şeyleri yapmaya devam ediyoruz çünkü büyük çoğunluğumuzun günlük yaşamımızın gerçek sonuçları hakkında en ufak bir fikri yok ve hızlı bir değişikliğin gerekliliğini kavrayamıyorlar. | TED | إنما يستمر الناس على نفس أفعالهم لأن الغالبية العظمى منّا لا تدرك العواقب الفعليّة لنمط حياتنا اليومي، ولا تعلم بضرورة حاجتنا إلى التغيّر السريع. |
Galiba gerçek hayattaki cinayetlerde, adam yakalanana kadar kimin yaptığını bilmiyorlar. | Open Subtitles | -حسناً، على ما يبدو في جرائم القتل الفعليّة ، لا يعرفون من فعل ذلك إلا بعد القبض على القاتل |
Hastaneler gerçek patron lisansını kabul etmiyorlar. | Open Subtitles | لا تعترف المستشفيات برخص مزاولة الطب "الفعليّة" |
gerçek hayatında koşuya gitmediydin hiç. | Open Subtitles | أنت لا تهرول أبداً في حياتك الفعليّة. |
gerçek çatışmada, takım içinde oluşacak bir çatışma, ölüme sebebiyet verebilir! | Open Subtitles | ! مشاجرةٌ في الفريق قد تؤدي للموت في المعارك الفعليّة |
En azından gerçek manasıyla... | Open Subtitles | أعني الذئاب الفعليّة بأيّ حال. -لماذا تبحث؟ |
Frank bir golfçü olacaktı, ben yaşlı bir adam olacaktım, Paco benim hemşirem olacaktı ve gerçek rehineler direndikleri için,... | Open Subtitles | كان (فرانك) لاعب غولف وأنا كنت عجوزاً وكان (باكو) مُمرّضي وبما أنّ الرهائن الفعليّة تقاوم خاطفيها |
Ama bunu kanıtlayacak gerçek veriler elimde değil. | Open Subtitles | -لكن ليس لديّ البيانات الفعليّة لإثبات ذلك . |
piyade alayındaki bir askerin deneyimleri hesaplaşma operasyonunu, gerçek bir savaş hakkında çok fazlasıyla ayrıntılı olarak konuşmaya başladı. | Open Subtitles | حول المعركة الفعليّة , عن عمليّة المُواجهة و عن تجارب مُحارب الذي كان جزءاً من فرقة المُشاة 31 , هذا الجُندي المدعو (تومي)ـ |