Ucu eğri bir bıçak sok, mantarı çıkar. | Open Subtitles | فقط إغرزي السكين المعقوف فيها وأخرجي الفلينة |
Tıpkı suda yüzün şarap mantarı gibi. | Open Subtitles | تماما كما تتمايل الفلينة و هي في داخل جدول المياه |
Eva, mantarı tekrar ağzına koyup seslilere çalışır mısın? | Open Subtitles | إيفا , أيمكنك إرجاع الفلينة إلى فمك والتدرب على حروف العلة |
Fizik dilini kullanacak olursak, mantar tıpanın inip çıktığı dalganın periyodunu ölçmüş olursunuz. | TED | وباستخدام المصطلحات الفيزيائية، فإنك قد قمت بقياس طور الأمواج التي تتهادى عليها الفلينة. |
Kıç kısmı tıpkı bir mantar gibi bir kaç dakika daha su yüzeyinde kaldı sonunda saat 2:20 de sonsuzluğa gömüldü. | Open Subtitles | المؤخرة تمايلت مثل الفلينة لبضعة دقائق . . طفحت، وذهبت للأسف أخيرا حوالي 2.20 صباحا |
- Tıpayı kopardım. | Open Subtitles | -أتلفت الفلينة -أعطني |
mantarı çürütmenin bir yolunu bul. | Open Subtitles | نجد طريقة للتعفّن الفلينة. |
Şişe mantarı softball topu kadar ve sen onu direkt garson Wendy'nin yüzüne doğru tutuyorsun. | Open Subtitles | تلك الفلينة كحجم الكرة وأنت تصوبها مباشرة نحو وجه النادلة (ويندي) |
Şarap mantarı teorini iyi biliyorum. | Open Subtitles | أعرف نظريتك عن الفلينة |
Meşhur şarap mantarı teorin. | Open Subtitles | هذه نظريتك الشهيرة عن "الفلينة" |
Ama bu şaşırtıcı değil mantar kendiliğinden zarar görmüş. | Open Subtitles | ..لكن ذلكليس مفاجئ. الفلينة نفسها ملوثة. |
Hatalı mantar en iyi şişeyi bile mahvedebilir. | Open Subtitles | الفلينة المعيبة سَتُخرّبُ حتى أفضل قنينة |
mantar, şarabı nasıl korursa, mantar Uzmanı olarak ben de Şarap Kulübümüzü zarar görmekten koruyacağım. | Open Subtitles | كما الفلينة تَحْمي النبيذَ، كcorkmaster، أَتمنّى حِماية نادي النبيذَ مِنْ القواتِ أكسدةِ مجازيةِ. |
Onu terk etmeye çalışmasından sonra kızı susturmanın tek yolunun mantar olduğunu söylemiş. | Open Subtitles | الآن, قال أن الفلينة كان طريقته لإسكاتها بعد أن حاولت هجره, "وضعت فلينة في حنجرتها" |