| Ülkedeki en güçlü hukuk şirketlerinden biri için çalışıyorsunuz. | Open Subtitles | إنكِ تعملين لدى أقوى المؤسّسات القانونيّة في الدولة |
| hukuk savaşı bütün parasını tüketti ve bir yıldan fazla bir süre bir aile çiftliğinde kapalı kalmasına neden oldu. | Open Subtitles | معركَتَهُ القانونيّة جففت مُواردُهُ الماليّة، وحاصرتهُ فى مزرعة عائليّة لإكثر من عام. |
| Neredeyse her yerdeki hukuk fakültesindeki funk grubun gibi. | Open Subtitles | فرقة موسيقى الفنك القانونيّة التي بكلّ مكان. |
| Tüm Yasal harcamalardan sonra, 5 milyon dolar kalıyor. | Open Subtitles | رغم كلّ النّفقات القانونيّة هناك 5 مليون متبقية |
| Ruh sağlığı hukukuna göre hastanede kalış süremi maksimum Yasal cezamın üçte ikisine uzatamadılar. | Open Subtitles | لمْ يُعيدوني إلى قسم الصحّة النفسية القانونيّة خلال ثلثَيّ الفترة القصوى لعقوبتي لذا خرجت. |
| Bana yasa ve ahlak konusunda ahkam kesme. | Open Subtitles | لا تجرؤ على مناقشة الأخلاق القانونيّة معي |
| Yani... yasadışı havai fişekleri aldım. Sevdiklerinden... | Open Subtitles | أقصد، لقد اشتريتُ الألعاب النارية غير القانونيّة من النوع الذي تحبّينه، الذي به هالاتٌ فضّيّة. |
| Hayır, hayır, çıkışı onaylandı, değil mi? Öncelikle son hukuksal gelişmelere bakın. | Open Subtitles | أوّلاً، تحقّق مِن المستجدّات القانونيّة الأخيرة |
| Bence bu büyük bir hukuk beceriksizliği. | Open Subtitles | أعتقد أن هذه سخرية المهنة القانونيّة |
| Sierra Club, hukuk Departmanı. | Open Subtitles | قسم النوادي القانونيّة لسلسلة الجبال |
| Mali tabloların gerekli destekten yoksun olduğunu görünce risk Yönetimine, hukuk bölümüne, herkese yollamak için bir e-posta hazırladım; ama sonrasında MKBK ortalığı eşelemeye başladı ve bana da çenemi kapalı tutmam öğütlendi. | Open Subtitles | ومِن ثمّ رأيتُ أرقامًا لم أوافق عليها، لذا فكتبتُ بريدًا إلكترونيًّا. لقد كنتُ سأرسله إلى إدارة المخاطر والشركاء والجهات القانونيّة وكل شخص، |
| hukuk Fakültesinde gözlerimi LexisNexis'e yapıştırarak çok zaman harcadım. Sanırım ufkumu açmalıyım. | Open Subtitles | الشعبة القانونية لشركة (ريد السيفير) وهي مزودٌ عالميّ للمعلومات القانونيّة والتّجارية الموثوقة |
| Yani, hukuk sacmalıklarıyla dolu-- | Open Subtitles | أتعلم، إنهُ الكثيرُ من الإجراءات القانونيّة المُعقدة... |
| Evet, belki ikinci sınıf hukuk öğrencisi olabilirim ama sekiz senedir yardımcı avukatlık yapıyorum. | Open Subtitles | أجل ، بسبب حتّى أنني لستُ إلّا طالبة ،بكليّة الحقوق بالسنة الثانية لقد كُنتُ أمارس المساعدة القانونيّة .منذ ثمانِ سنواتِ مضت |
| Ben burda yaşı tutmayan çocukların Yasal olmayan davranışlara maruz kaldıklarını görüyorum efendim. | Open Subtitles | أرى أنهم أطفال دونَّ سن القانونيّة. سوّفَ تكونُ مُتورطاً في سلوّكٍ غير قانونيّ يا سيديّ. |
| Hatırladığım kadarıyla bunun Yasal sorumlulukları var. | Open Subtitles | هناك بعض المُقتضيات القانونيّة حسبما أذكر. |
| Son zamanlarda yaşadığın Yasal sıkıntılardan sonra bu evi alabilmen ne kadar iyi olmuş. | Open Subtitles | وبعد مشاكلك القانونيّة الأخيرة فأنت محظوظ للغاية بشرائك هذا المكان |
| Bilginiz olsun Yasal sınırı .6 aştı. | Open Subtitles | للعلم بالشيء فحسب، تعدّت السرعة القانونيّة بـ6 درجات. |
| O şekilde olursa yasa dışı anlaşmalarla bir bağın kalmaz. | Open Subtitles | أجل، حسناً، بهذه الطريقة، لن يكون هناك أيّ أحدٍ لربطك بالتداولات غير القانونيّة. |
| Şirket tüm yasa dışı işlerinin cezasını sana çektirmeye çalışacak! | Open Subtitles | الشّركة تجعلك كبش الفداء لكلّ أعمالهم القانونيّة. |
| Şu sıralar da yasadışı reçetelere ve metadona odaklanmışlar. | Open Subtitles | الآن هُم يُركّزون على الوصفات الطبيّة غير القانونيّة والميثامفيتامين. |
| Burada bazı yasadışı ve tehlikeli silahlar için bir soruşturma yürütüyoruz. Burada saklandığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | إننا نُجري تفتيشاً لبعض الأسلحة غير القانونيّة والخطيرة جداً والتي نعتقد أنّها موجودة بالمكان، |
| - hukuksal önerim ifşa olma olasılığını yok etmek. | Open Subtitles | -نصيحتي القانونيّة هي القضاء على أيّ مصدر تهديد |
| Bir haftalık şok ve hukuksal dönüm noktası dolu bir gün sonucunda... | Open Subtitles | "في يوم ضمن أسبوع مليء بالصدمات والتجدُّلات القانونيّة" |