Şeytan ensesine yapıştı onu vaktinden önce mezara sokmaya çalışıyor. | Open Subtitles | إن الشيطان فوق ظهره يحاول سحبه إلى القبر قبل أجله |
Transa geçtiğin zaman o mezar taşından başka bir şey gördün mü? | Open Subtitles | عندما كنت في غيبوبتك هل رأيت شيئا ؟ بقرب ذلك القبر ؟ |
Yerel polis mezarı açanın onları hatıra olarak... sakladığını düşünüyor. | Open Subtitles | البوليس يعتقد أن من فتح القبر يحتفظ بيهم كا هدايا |
Harry, mezarın yanında bir dakika daha kalsaydı çok şey değişmiş olacaktı. | Open Subtitles | لو ان هاري بقي بجانب القبر دقائق اطول , لكان الكثير تغير |
Bize bunu söylemek için bir ölünün mezardan çıkmasına lüzum yoktu. | Open Subtitles | لسنا بحاجة يامولاى الى شبح يخرج من القبر لكى يخبرنا هذا |
Kardeşinin akıbeti bizi yönelttiği bir toplu mezarda son buldu. | Open Subtitles | شقيقتها إنتهى بها المطاف في القبر الذي أرشدتنا هيا إليه |
Eğer öğrenmişse bile, bu onunla mezara gitti bunu öğrenmemizin bir yolu yok... | Open Subtitles | إنه أمر مربك حقًا إن كان يعلم ، فقد أخذه معه إلى القبر |
Bana bir kere daha ters konuşursa, onu mezara bırakırım. | Open Subtitles | سأترك لها في القبر إذا كانت العودة محادثات مرة أخرى. |
İş arkadaşımla uzak bir kasabayı ziyaret ediyorduk ve olgun bir adamdan bizi küçük bir mezara götürmesini istedik. | TED | سافرت مع زميل لي إلى قرية بعيدة جدًا، وطلبنا من رجل مسن أن يأخذنا إلى القبر الصغير. |
Sadece pişman bir koca özel bir mezar taşını oraya koyar. | Open Subtitles | قال بانه زوج مذنب فقط سيقوم بإعادة شاهد القبر لمكانه بالضبط |
mezar kapısı açıldığına göre mağara örümceklerim kutsal derinlerde haklı yerlerini alabilirler. | Open Subtitles | والآن تم فتح باب القبر عناكبي يمكنها أخذ مكانها الصحيح في الأسفل |
Henuz olmemis insanlar icin yarim mezar tasi. | TED | وشاهد نصف القبر ، للأشخاص الذين لم يمتوا بعد. |
Huysuzluk ve hoşnutsuzluk. mezarı başında kimse tek damla dahi gözyaşı dökmedi. | Open Subtitles | الغضب والمرارة، لم تنزل دمعة واحدة من أي شخص في موقع القبر |
mezarı kimin soyduğunu biliyorsun değil mi, doktor? | Open Subtitles | انت تعلم من سرق القبر ألست كذلك , يا دكتور ؟ |
Görünüşe göre General, üstadına mezarın ötesinde hizmet etmek istemiyor. | Open Subtitles | يبدو أن الجنرال ليس على استعداد لخدمة سيده في القبر |
Bu köprüyü, mezarın sahibi davetsiz misafirlerin ölümüne yanması için yaptırmış. | Open Subtitles | مالك هذا القبر بنى هذا الجسر كي يُحرَق كلّ من يقتحمه |
Kimileri içinse, tüm bu yeniden dirilme ve mezardan çıkma fikri, adeta, kötü bir zombi filmi gibi. | TED | لكن بالنسبة للأخرين فكرة البعث كليتًا والإنبثاق خارج القبر غير محتملة تمامًا كفيلم زومبي سيء |
Herkes satıcısının mezardan çıkıp onu öldürdüğünü söylüyor. | Open Subtitles | الناس يقولون قوادها قتلها من وراء القبر. |
mezarda o kadar vakit geçirdim ki artık bir ruhu görünce tanıyorum. | Open Subtitles | لقد قضيت ما يكفي في القبر كي أعرف الروح حين ألتقي بواحدة. |
fakat bizi mezarından kalkıp ziyaret edeceğini sanmıyorum, bu yüzden... hiçbir fikrim yok. | Open Subtitles | لكن لا أعتقد أنها تزورنا من أسفل .. القبر ، لذا لا أعلم |
Kadın, defin ritüellerini tamamlamak için İsa'nın mezarına gittiğinde boş olduğunu gördüler. | Open Subtitles | عندما النساء يذهبن لأداء مناسك الدفن في قبر المسيح، يجدنّ القبر فارغاً. |
Herkes benim iki ayağımın çukurda olduğunu sanıyor, bir ayağımın değil. | Open Subtitles | الجميع يعتقد أن قدمي أصبحتا في القبر لكن هناك واحدة فقط |
Bu yüzden haç üstündeki İsa hatırlanır Mezardaki İsa değil. | Open Subtitles | لهذا نرى دائما المسيح معلّقا على الصليب، وليس في القبر |
Doğru. Belki de bu sefer bulunması zor ve dokunulmamış firavun mezarını bulacağım. | Open Subtitles | هذا صحيح ، ربما أجد هذه المرة هذا القبر الفرعوني بخير |
Eloy, bu mezartaşını mezarlığa götürmelisin. | Open Subtitles | إلوى, أريدك أن توصل شاهد القبر هذا إلى هذا المكان. |
mezarlık beni asla zapt edemez. | Open Subtitles | كان عليكم أن تعلموا أن القبر لن يقدر علي أن يحبسني |
O mezarında daha iyi olurken biz de onsuz daha iyi olurduk. | Open Subtitles | انه قد يكون أفضل حالا في القبر ونحن أفضل حالا من دونه |
Dışarıdan kemik mezarlığı hakkında konuştuğunuzu duydum. | Open Subtitles | سمعت من خارج الغرفة انك تتحدث عن القبر العظمي |