Ölümü. Ve denediğin siyah şapka ona henüz ihtiyacın yokken. | Open Subtitles | و أمر القبعة السوداء التى كنتِ تجربينها قبل أن ترتديها |
Biliyor musun? Bu şapka ve senin hakkında bir şarkı yapacaklar. | Open Subtitles | هل تعرف ، أنهم سيألفون أغنية عنك و عن هذه القبعة |
Döndüğümde o şapkayı yatakta görmek istemiyorum. Tamam mı canım? | Open Subtitles | حينما أعود، لا أريد رؤية القبعة على السرير،حسنٌ حبيبتي ؟ |
Sen ve şapka arasında seçim yapmamı istersen? şapkayı seçeceğim. | Open Subtitles | إذا كنت ستجعلني أختار بينك و بين القبعة ،فأختار القبعة. |
Evet... İki tane beyaz ırklı. şapkalı olanına bir bak. | Open Subtitles | أجل ، رجلان من العرق القوقازي تفحص الذي يضع القبعة |
Bana giydirdiğin bu aptal şapka yüzünden kendimi çok budala hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر احمق ل من هذه القبعة الغبية التي أجريتها لي ارتداء. |
Ama babam her zaman derdi ki, bu iş kafana taktığın şapka gibidir. | Open Subtitles | ولكن أبي كان يقول دائماً أن العمل مثل القبعة التي تضعها على رأسك |
Bak. Sana ne söyleyeceğimi bilemiyorum, ama burada şapka yok. | Open Subtitles | اسمعي، لا أعرف ماذا أقول لك ولكن القبعة ليست هنا. |
Eğer birinin kırmızı şapka taktığını görürsen direk olarak deklanşöre bas.. | Open Subtitles | إذا رأيته يضع ذلك القبعة الحمراء على رأس أحد اضغط هنا |
O şapkayı giyerek, insanların senin yeni tipini görmeyeceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | اتعتقدين أن إرتداءك لهذه القبعة سيخفي عن الناس مظهرك الجديد ؟ |
O şapkayı giyerek, insanların senin yeni tipini görmeyeceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | اتعتقدين أن إرتداءك لهذه القبعة سيخفي عن الناس مظهرك الجديد ؟ |
Uğurlu takımını duydum, o yüzden sana bu uğurlu şapkayı yaptım. | Open Subtitles | سمعت عن دعوى أيامك، أدلى لذلك أنا كنت محظوظا هذه القبعة. |
Boş verin şapkayı. Kim yanına telefonu ve anahtarlarını almadan bir yere gider? | Open Subtitles | دعك ِمن القبعة ، من يذهب إلى أي مكان دون هاتفه و مفاتيحه؟ |
Siyah şapkalı bir şey demedi... Öylece silahını çıkardı ve bam! | Open Subtitles | .صاحب القبعة السوداء لم يقل شيئاً .أخرج فحسب سلاحه وأطلق النار |
Şu sarı şapkalı haydut tam menzile girmişti. | Open Subtitles | قاطع الطريق ذو القبعة الذهبية وقعت عينى عليه |
Bay Montgomery, şu büyük, çiçekli şapkaya ve elbisesinin stiline bir bakın. | Open Subtitles | انظر الى هذه القبعة وكل الزهور التى حولها وموديل الفستان الذى ترتديه, لا احد يرتدى مثل هذا اليوم |
Bu komikli şapkanın size ait olup olmadığını bilmek istiyor. | Open Subtitles | إنه يريد أن يعرف إن كانت هذه القبعة المضكحة تخصك. |
Hava Kuvvetleri şapkadan belli oluyor. | Open Subtitles | قوات الولايات المتحدة الجوية هذه القبعة كادت ان تبعدك بعيدا |
Davranışların, Oddjob. Bir bayana karşı her zaman şapkanı çıkardığını düşünüyordum. | Open Subtitles | الأخلاق ، أودجووب إعتقدت أنك ترفع القبعة لسيدة |
Şehre atacağına söz verdiğin o acınası eski şapkayla mı gittin. | Open Subtitles | ذهبت الى البلدة مرتدية القبعة القديمة لقد وعدتينى انك لن ترتديها |
- Biliyorum ama bak, şapkası ve beni de var. | Open Subtitles | أنا أعلم، و لكن انظري إليها مع القبعة و النتوء |
Dün oradaydın, şu Alman şapkasını giyiyordun! | Open Subtitles | أنت كنت هناك بالأمس وكنت تضع تلك القبعة الألمانية |
Ya da bir Kafeye gider, kulubenin içinde şapkamı öne eğerim. | Open Subtitles | أو سأذهب إلى محل القهوة، واضعاً القبعة على وجهي. |
Ve eğer yanılmıyorsam, o giydiğiniz bere bir sanatçıya daha çok uyardı. | Open Subtitles | و إن لم أكن مخطئاً فإن القبعة التي ترتديها تناسب رجل فنان فقط |
Ayrıca sen diğer maymunlar gibi değilsin. Senin özel şapkan var. | Open Subtitles | كما أنك لست مثل سائر القرود، فلديك القبعة. |
Eğer şapkada, önceden konulmuş bir tavşan yoksa dünyanın en iyi sihirbazı bile şapkada bir tavşan yaratamaz. | Open Subtitles | راقصتنا العزيزة هي أفضل ساحرة لتخرج الأرنب من القبعة هذا إن لم تكن ساحرة بالفعل |
" Mad Hat". | Open Subtitles | "القبعة المجنونة", صانع القبعات المجنون. |