ويكيبيديا

    "القرب" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yakın
        
    • yakından
        
    • yakınlık
        
    • yakında
        
    • yakınken
        
    • yakınız
        
    • yakındım
        
    • kalmıştı
        
    • yakınında
        
    • ramak
        
    • yakına
        
    • yaklaşmışken
        
    • yakındı
        
    • yakınsın
        
    • yakınlığı
        
    Daha önce hiç bir silaha bu kadar yakın olmamıştım. Open Subtitles فانا لم اكن بهذ القرب من اطلاق نار من قبل
    Bir seri katile o kadar yakın olmak. Çok tuhaf olmalı. Open Subtitles لابد أنه شعور غريب أن تكون بهذا القرب من قاتل متسلسل
    Şehir merkezine çok yakın. Siz ne kadar yakın olmasını isterdiniz? Open Subtitles أنه قريب جداً من وسط المدينة ما مدى القرب الذي تريده؟
    Arayanları aktarma yapacaksan, beni o kadar yakından izleme. Open Subtitles لو كنت ستتعقبنى باتصالاتك لا تتعقبني بهذا القرب
    Bu bekleme sırasında bir tür duygusal yakınlık gelişiyor. TED خلال ذلك الوقت، تطور نوع من القرب العاطفي.
    Öncelikle, yaşananlar için gerçekten çok üzgün olduğumu belirtmek isterim, arabamı sana çok yakın durdurunca, sen de kendini önüne attın. Open Subtitles أولا ، أريد أنّ أقول انني متأسفه جداً لما حدث مؤخراً عندما أوقفتً سيارتي بـ القرب منك وقمت بإلقاء نفسك أمامه
    Bu garip, ama uzun süredir kendimi kimseye bu kadar yakın hissetmemiştim Open Subtitles الأمر غريب، لكن لم أشعر بهذا القرب من شخصٍ ما مند مدة.
    Beyin sapına bu kadar yakın bir yere elektronik mikroçip yerleştirmek çok teh... Open Subtitles سيدي ، زراعة رقاقة إلكترونية بهذا القرب من جذع دماغها هذا خطر جداً
    Beyin sapına bu kadar yakın bir yere elektronik mikroçip yerleştirmek çok teh... Open Subtitles سيدي ، زراعة رقاقة إلكترونية بهذا القرب من جذع دماغها هذا خطر جداً
    Bu seferki rüzgar arkalarına alınacak kadar yakın değil. Haksız mıyım? Open Subtitles ليس بهذا القرب من الرياح، ليس بهذا القرب ألا ترى ذلك؟
    Bu özellikle yakın bir etkileşim veya alışılmadık bir uzaklık değil. TED الآن هذه ليست مسافة شديدة القرب أو غير عادية.
    Yani, aşıya yakın değiliz ama o yöne doğru gidiyoruz. TED لذا، نحن لسنا بذلك القرب من الانتهاء منه لكننا سنصل الى ذلك.
    Biliyor musunuz arkadaşlar bir daha bu kadar yakın olmayacağız. Open Subtitles تعرفون يا رفاق. لم نكن بهذا القرب من قبل.
    Bilmem, sen bu kadar yakından gördüğüm ilk siyahsın. Open Subtitles لا أدري , أنت أول من أراه بهذا القرب من قبل
    Televizyonu bu kadar yakından izlemek, yanıp sönen ışıklar titremeyi yoğunlaştırır. Open Subtitles مشاهدة التلفزيون بهذا القرب يجعل الإيماض واللمعان أكثر حدّة، ما يمكن أن يسبّب النوبة
    Bu pek güzel bir yakınlık olmayabilir ama hiç değilse hala bir aradayız değil mi? Open Subtitles قد يكون القرب طيفين، لكنها واحدة من صنع المتعمد الخاصة بنا.
    Eğer yakında karaya çıkmak istemeselerdi, bu kadar yanaşmazlardı. Open Subtitles ادميرال , ناقلاتهم ما كانت لتكون بهذا القرب مالم يكون قد خططوا للغزو القريب
    Bir yıldıza bu kadar yakınken bu kadar büyük bir şey oluşamaz. Open Subtitles لا يمكن أن يتكون شيء بهذه الضخامة وعلى هذا القرب من نجم
    Ama birbirimize çok yakınız değiliz. Aramızda şakalar yapmıyoruz. Open Subtitles لكن لسنا بهذا القرب من بعضنا إنه ليس وكأننا نملك في جعبتنا دعابات
    Sen onu öldürmeden bir saat önce Haven'ın anahtarları burnumun dibindeydi ve o kadar yakındım ki. Open Subtitles قبل ساعـة من قتلكِ لـه كان يوضـح بأنـه سيخبر عـن أسرار هايفـن وكنـت بهـذا القرب
    Bana yardım etmene şu kadar kalmıştı. Open Subtitles اتعلم يا ابي,كنت على هذه القرب من ان تساعدني
    Evet, öyle. Ama Londra'nın yakınında kurtlar olduğunu sanmam. Open Subtitles نعم, بدا كذلك, و لكني لا أعتقد أنه توجد ذئاب بهذا القرب من لندن
    Ama en azından pişman olacağım bir şey yapmadım. Cücelerimi ona göstermeme ramak kalmıştı. Open Subtitles لكن على الأقل، لم أحرج نفسي، كنتُ بهذا القرب لأُريه تماثيلي..
    Ama şimdi, çok yakına gelsem de ya da önümde bile olsa detaylarlarını göremiyorum. Open Subtitles كنت أستطيع رؤية الأشكال والآن إن لم يكن الشيء شديد القرب مني
    Bu risk almaya değmez mi, bu yaklaşmışken bırakılmaz. Open Subtitles إنه فقط لايساوي المخاطرة ليس عندما أكون بهذا القرب
    Bana o kadar yakındı ki. Vücudunun sıcaklığını hissedebiliyordum. Open Subtitles لقد كانت بهذا القرب مني, كان بإمكاني أن أشعر بالحرارة تنبثق من جسدها
    Huzuru bozmaktan tutuklanmaya bu kadar yakınsın. Open Subtitles فأنتي بهذا القرب من أن . تعتقلي بسبب السلوك غير المنضبط
    Burada sen kollarımda beraber yatıyor olsaydık yalnızca yakınlığı hissederdim. Open Subtitles لو استلقينا هنا معًا وأنتِ بين ذراعي، سأشعر بنفس القرب.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد