Daha önce hiç bir silaha bu kadar yakın olmamıştım. | Open Subtitles | فانا لم اكن بهذ القرب من اطلاق نار من قبل |
Bir seri katile o kadar yakın olmak. Çok tuhaf olmalı. | Open Subtitles | لابد أنه شعور غريب أن تكون بهذا القرب من قاتل متسلسل |
Şehir merkezine çok yakın. Siz ne kadar yakın olmasını isterdiniz? | Open Subtitles | أنه قريب جداً من وسط المدينة ما مدى القرب الذي تريده؟ |
Arayanları aktarma yapacaksan, beni o kadar yakından izleme. | Open Subtitles | لو كنت ستتعقبنى باتصالاتك لا تتعقبني بهذا القرب |
Bu bekleme sırasında bir tür duygusal yakınlık gelişiyor. | TED | خلال ذلك الوقت، تطور نوع من القرب العاطفي. |
Öncelikle, yaşananlar için gerçekten çok üzgün olduğumu belirtmek isterim, arabamı sana çok yakın durdurunca, sen de kendini önüne attın. | Open Subtitles | أولا ، أريد أنّ أقول انني متأسفه جداً لما حدث مؤخراً عندما أوقفتً سيارتي بـ القرب منك وقمت بإلقاء نفسك أمامه |
Bu garip, ama uzun süredir kendimi kimseye bu kadar yakın hissetmemiştim | Open Subtitles | الأمر غريب، لكن لم أشعر بهذا القرب من شخصٍ ما مند مدة. |
Beyin sapına bu kadar yakın bir yere elektronik mikroçip yerleştirmek çok teh... | Open Subtitles | سيدي ، زراعة رقاقة إلكترونية بهذا القرب من جذع دماغها هذا خطر جداً |
Beyin sapına bu kadar yakın bir yere elektronik mikroçip yerleştirmek çok teh... | Open Subtitles | سيدي ، زراعة رقاقة إلكترونية بهذا القرب من جذع دماغها هذا خطر جداً |
Bu seferki rüzgar arkalarına alınacak kadar yakın değil. Haksız mıyım? | Open Subtitles | ليس بهذا القرب من الرياح، ليس بهذا القرب ألا ترى ذلك؟ |
Bu özellikle yakın bir etkileşim veya alışılmadık bir uzaklık değil. | TED | الآن هذه ليست مسافة شديدة القرب أو غير عادية. |
Yani, aşıya yakın değiliz ama o yöne doğru gidiyoruz. | TED | لذا، نحن لسنا بذلك القرب من الانتهاء منه لكننا سنصل الى ذلك. |
Biliyor musunuz arkadaşlar bir daha bu kadar yakın olmayacağız. | Open Subtitles | تعرفون يا رفاق. لم نكن بهذا القرب من قبل. |
Bilmem, sen bu kadar yakından gördüğüm ilk siyahsın. | Open Subtitles | لا أدري , أنت أول من أراه بهذا القرب من قبل |
Televizyonu bu kadar yakından izlemek, yanıp sönen ışıklar titremeyi yoğunlaştırır. | Open Subtitles | مشاهدة التلفزيون بهذا القرب يجعل الإيماض واللمعان أكثر حدّة، ما يمكن أن يسبّب النوبة |
Bu pek güzel bir yakınlık olmayabilir ama hiç değilse hala bir aradayız değil mi? | Open Subtitles | قد يكون القرب طيفين، لكنها واحدة من صنع المتعمد الخاصة بنا. |
Eğer yakında karaya çıkmak istemeselerdi, bu kadar yanaşmazlardı. | Open Subtitles | ادميرال , ناقلاتهم ما كانت لتكون بهذا القرب مالم يكون قد خططوا للغزو القريب |
Bir yıldıza bu kadar yakınken bu kadar büyük bir şey oluşamaz. | Open Subtitles | لا يمكن أن يتكون شيء بهذه الضخامة وعلى هذا القرب من نجم |
Ama birbirimize çok yakınız değiliz. Aramızda şakalar yapmıyoruz. | Open Subtitles | لكن لسنا بهذا القرب من بعضنا إنه ليس وكأننا نملك في جعبتنا دعابات |
Sen onu öldürmeden bir saat önce Haven'ın anahtarları burnumun dibindeydi ve o kadar yakındım ki. | Open Subtitles | قبل ساعـة من قتلكِ لـه كان يوضـح بأنـه سيخبر عـن أسرار هايفـن وكنـت بهـذا القرب |
Bana yardım etmene şu kadar kalmıştı. | Open Subtitles | اتعلم يا ابي,كنت على هذه القرب من ان تساعدني |
Evet, öyle. Ama Londra'nın yakınında kurtlar olduğunu sanmam. | Open Subtitles | نعم, بدا كذلك, و لكني لا أعتقد أنه توجد ذئاب بهذا القرب من لندن |
Ama en azından pişman olacağım bir şey yapmadım. Cücelerimi ona göstermeme ramak kalmıştı. | Open Subtitles | لكن على الأقل، لم أحرج نفسي، كنتُ بهذا القرب لأُريه تماثيلي.. |
Ama şimdi, çok yakına gelsem de ya da önümde bile olsa detaylarlarını göremiyorum. | Open Subtitles | كنت أستطيع رؤية الأشكال والآن إن لم يكن الشيء شديد القرب مني |
Bu risk almaya değmez mi, bu yaklaşmışken bırakılmaz. | Open Subtitles | إنه فقط لايساوي المخاطرة ليس عندما أكون بهذا القرب |
Bana o kadar yakındı ki. Vücudunun sıcaklığını hissedebiliyordum. | Open Subtitles | لقد كانت بهذا القرب مني, كان بإمكاني أن أشعر بالحرارة تنبثق من جسدها |
Huzuru bozmaktan tutuklanmaya bu kadar yakınsın. | Open Subtitles | فأنتي بهذا القرب من أن . تعتقلي بسبب السلوك غير المنضبط |
Burada sen kollarımda beraber yatıyor olsaydık yalnızca yakınlığı hissederdim. | Open Subtitles | لو استلقينا هنا معًا وأنتِ بين ذراعي، سأشعر بنفس القرب. |