ve size şunu söyleyebilirim ki iklim değişikliği yüzünden çocuk sahibi olmak konusunda endişeli olan insanlar sofu gururundan etkilenmiyorlar. | TED | ويمكنني أن أقول لكم إن هؤلاء القلقين بشأن انجاب الأطفال بسبب التغير المناخي لا يشجعهم على ذلك النسك |
endişeli ailelerden bir sürü kızgın mektup aldık. | Open Subtitles | إستلمنا رسائل إعتراض من عدد الأباء القلقين |
Ama sen bütün mantıksız, endişeli ebeveynler gibi en kötü olasılığı gördün. | Open Subtitles | لكنّكَ رأيتُ أسوأ سيناريو للحالة مثل جميع الآباء القلقين بلا عقلانيّة |
Üzülen değil endişeli insanlar görüyorum. | Open Subtitles | أرى الكثير من الأشخاص القلقين وليس الكثير من الحزن |
Sonunda, ekip yavru kartalı endişeli ebeveynlerinin dikkatli bakışları altında yuvasına geri koyuyor. | Open Subtitles | أخيرًا أعاد الفريق العقابَ الصغير إلى عشّه في ظلّ مراقبة حذرة من قِبل أبويه القلقين |
Santral, sabahtan beri endişeli halk ile dolup taşmış vaziyette. | Open Subtitles | الهواتف كانت مشغولة اليوم باتصالات من الأهالي القلقين |
Konuya dikkatimi çeken de endişeli ebeveynlerdi. | Open Subtitles | ولكن تذكرتُ للتو في الغالب من قبل أولياء الأمور القلقين |
(Kahkahalar) Bize ULEVKEYAK diyebilirdiniz: Uluslararası endişeli ve Kederli Yazarlar Kulübü | TED | (ضحك) ويمكنك تسميتنا بـ ن.د.ك.ق.م: النادي الدولي للكتاب القلقين والمكتئبين. |
Bir kaç endişeli arkadaşı mutlu etmek için. | Open Subtitles | لنُسعد بعض أصدقائنا القلقين. |
Burada çok,ama çok endişeli insanlar var, Frank. | Open Subtitles | لدي العديد من الأشخاص القلقين هنا، (فرانك) |
endişeli Aileler Komitesi. | Open Subtitles | لجنة الآباء القلقين |
Fakat bazı endişeli aileler Melissa Cherry'nin imajının ve müziğinin aşırı seksi olmasından dolayı onun, çocukları için kötü bir örnek olduğu kanısındalar. | Open Subtitles | لكن بعض الآباء القلقين يعتقدون أن صور وموسيقى (ميلبسا شيرى) مثيرة جداً واضعة مثال غير ملائم لأطفالهم |