Sadece Birkaçımız eve sağ salim dönebildik. | Open Subtitles | القليل منا من استطاعوا العودة الى الوطن احياء |
Her sene Birkaçımız onun Gunks sırtındaki dağ evine gider. | Open Subtitles | حسنٌ، كل سنة، القليل منا نذهب إلى منزله الجبلي، فوق المنحدرات. |
Birkaçımız, dün gece onun yaptıklarını yapabilirdi. | Open Subtitles | القليل منا يستطيع ان يفعل ما فعله ليلة أمس |
PV: Bugün, çok azımız birbirini anlıyor. | TED | بريا: القليل منا هذه الأيام يفهم بعضنا البعض. |
bazılarımız durup hayatın zorluklarının daha iyi insanlar olmamız için birer fırsat olduğunu düşünebilir. | Open Subtitles | القليل منا يتوقفون حتى يدركوا أن مصائب الحياه قد تكون خير لنا. ولتجعلنا رجالاً ونساءً أخيار |
Mevkilerde bizden çok az var, ama yalnız olmadığınızı garanti ederiz. | Open Subtitles | هناك القليل منا بين الصفوف ولكننا نضمن لك أنك لست وحدك |
Şimdilik Aramızdan sadece birkaç kişi, bunu kime borçlu olduğumuzun farkında. | Open Subtitles | و مع ذلك القليل منا يدرك الدين الذي نحمله تجاه المسئولين عن هذا |
Ama içimizden çok azı ölümle gerçekten yüzleşebiliyor. | Open Subtitles | لكن القليل منا يستطيع مواجهة الموت |
Biraz daha fazla ödeme yapmaya istekli olacak Birkaçımız var, ancak karbon-nötr, karbon-negatif yollar, iklimi etkilemek için toplumun çoğunluğuna uygun maliyetli olması için gerekli olacak. | TED | سيكون هناك القليل منا ممن هو مستعد تمامًا لدفع المزيد، ولكن ما سنحتاجه هو وسائل لتحييد الكربون وإزالته من الغلاف الجوي وأن تكون متوافرةً لمعظم المجتمع للتأثير على المناخ. |
Mars ve onunla ilgili tüm filmler uzaya gitmek dürtüsünü yeniden canlandırdıysa da ne yazık ki sadece Birkaçımız, ırkımızın kırılgan yapısının uzun uzay yolculukları için hazırlıksız olduğu gerçeğini göz önüne alıyor. | TED | في حين أن المريخ وكل الأفلام المصنوعة باسمه قد أعادت بعث الحلم البشري بالسفر عبر الفضاء، فإن القليل منا فقط أدركوا بأن تكويننا الهش كمخلوقات غير مستعد تماماً للرحلات الفضائية الطويلة. |
- Sadece Birkaçımız bu gece buradayız. | Open Subtitles | -فقط القليل منا على مكتبه الليلة |
Canvas zencilerinden Birkaçımız General Burgoyne'la buluştuk. | Open Subtitles | القليل منا زنوج مدينة (كانفاس)؛ إلتقينا بالجنرال (بيوجوين)؛ |
Birkaçımız kalenin içinde düzinelerce Zulu ise dışarıda. | Open Subtitles | القليل منا في حصنٍ ما... حشود (زولو) تحيط بنا |
Bugün çok azımız köleliğin, halk önünde idamın veya çocukları dövmenin neden yanlış olduğu konusunda şiddetli bir felsefik tartışmaya girmeye ihtiyaç duyarız. | TED | القليل منا اليوم يحسون بالحاجة إلى تقديم نقاشات فلسفية صارمة لسبب خطأ الرق أو الشنق على مرأى العامة أو ضرب الأطفال. |
Homo sapienler dünyaya haim olduktan sonra geriye çok azımız kaldı. | Open Subtitles | فهُناك القليل منا مُتبقون، منذُ أن سيطر العاقلون عليها |
Nihayetinde, bazılarımız haftanın en az 40 saatini ofiste masa başında oturarak geçiriyoruz. | Open Subtitles | انا اعنى,بعد كل ذلك,القليل منا, يقضى 40 ساعة فى الاسبوع يجلس على مكتبة فى المكتب. |
bazılarımız tanıyor. bazılarımız. | Open Subtitles | حسنا ، القليل منا يعرف ، القليل |
bizden çok az var! | Open Subtitles | يوجد القليل منا |
bizden çok az kişi kaldı. | Open Subtitles | . لم يبقى الا القليل منا |
Aramızdan birkaçı "Süperler"de olmak istemediler. | Open Subtitles | القليل منا لديهم قوى ولا يريدون أن يكونوا "سوبر" |
Ama içimizden çok azı ölümle gerçekten yüzleşebiliyor. | Open Subtitles | لكن القليل منا يستطيع مواجهة الموت |