kaç tane var? Geminin tam kadrosu yoktu, ama yine de.... birkaç tane var. | Open Subtitles | السفينة لم تكن مكتملة العدد من البداية لذلك هناك القليل منهم |
Bende yalnızca birkaç tane var, ...bunları evden getirdim. | Open Subtitles | لدى القليل منهم لاننى قد احظرتهم من الوطن |
Sağ kalmak için Birkaçını öldürmeyi dert etmiyorlar. | Open Subtitles | إنه ليس من السهل عليهم القتل ليحيا فقط القليل منهم |
Ama çok azı bu hataları kabullenebilme gücüne sahipler, onları öylesine bir sevgiyle örttün ki, artık hata değillerdi. | Open Subtitles | و لكن القليل منهم لديهم الشجاعه لتقبل هذه الأخطاء و منح هذا المقدار من الحب حتى يتلاشى الخطأ |
Duydum ki, sadece bir kaç tanesi, zamanında kaçmayı başarmış. | Open Subtitles | الآن، سمعت سمعت أن القليل منهم فقط موجودون |
Ama Birkaçı aslında sahiden DNA parçaları barındırıyor. Binlerce, hatta milyonlarca yıl hayatta kalmış parçalar. | TED | ولكن القليل منهم حقيقةً يحوي على أجزاء من الحمض النووي الذي نجى لآلاف، بل حتى لملايين السنين. |
Sanırım birkaç tane bulabilirim. | Open Subtitles | أجل، أفترض أن بوسعي التفكير في القليل منهم. |
Sadece birkaç tane var ama öğrenci temsilcileri size doğru kişileri gösterebilir. | Open Subtitles | -في الحقيقة، ثمّة القليل منهم -لكن، ربما بوسع سفراء الطّلاب إرشادكما للإتجاه الصحيح |
birkaç tane var. Yılladır görmedim. Hadi. | Open Subtitles | أجل,القليل منهم, ولم أرهم منذُ سنوات. |
Birkaçını kurtardık, bunun da bir değeri var. | Open Subtitles | لقد أنقذنا القليل منهم لابد أن هذا يعنى شيئا ما |
Birkaçını yere uzanmış hâlde bulduk, ama birçoğu yataklarında ölmüş gibi görünüyor. | Open Subtitles | وجدنا القليل منهم ملقى على الأرض ولكن يبدو أن معظم الذين ماتوا كانوا على أسرتهم |
Birkaçını belki indirebilirsiniz, ama onlar hepinizi öldürecek. | Open Subtitles | ، لربما تقتل القليل منهم . لكنهم سيقتلونكم جميعاً |
Ben öyle düşünmüyorum. Sonuçta sadece bir kaç tane kaldı, değil mi? | Open Subtitles | أتسآل عن هذا، بقي القليل منهم فقط، صحيح؟ |
Umuyoruz ki hayır. Sadece bir kaç tane. Biz onların başka birini aradığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | نأمل ألا يكون كذلك , فقط القليل منهم نعتقد أنهم يسعون وراء شخص آخر |
Evet, biz de bunlardan bir kaç tane istemeliyiz. | Open Subtitles | أوه ، ياه ... . نحن نحتاج إلى القليل منهم أيضاً. |
Ama çok azı bu hataları kabullenebilme gücüne sahipler, onları öylesine bir sevgiyle örttün ki, artık hata değillerdi. | Open Subtitles | و لكن القليل منهم لديهم الشجاعه لتقبل هذه الأخطاء و منح هذا المقدار من الحب حتى يتلاشى الخطأ |
Ama bunların çok azı sabaha karşı ikide taşınır. | Open Subtitles | بالرغم من أن القليل منهم يحزم أغراضه ويرحل في الساعة الثانية صباحًا |
Bir kaç tanesi içeriğini kaybetti. Oldukça hoş kirli bir şeyler dışarı çıktı. | Open Subtitles | القليل منهم لم يمكنهم إحتوائهم بعض الأشياء السيئة خرجت منه للعالم الخارجي |
Ama bir kaç tanesi Tina'yı tanıyordu. | Open Subtitles | -لكن القليل منهم عرفوا (تينا ) |
Birkaçı iyi görünüyor ve diğerlerine yardıma çalışıyordu. | Open Subtitles | القليل منهم بدا بخير كانوا يحاولون مساعدة الاخرين |
Mayalar ve Aztekler savaştılar. Bu nedenle bugün çok az Maya ve Aztek var. | TED | قبيلة المايانز والزتيكس حاربوا ولهذا لا يوجد سوى القليل منهم |
Çok azının bir sigorta şirketi çalışanı olduğu için saplantıları var. | Open Subtitles | القليل منهم لديه بعض الأوهام . بأنه رجل طبيعي يعمل فى شركة تأمين |
Yüzde 12 ile 15 arasinda yanit almamiz gerekiyor ama ya bir, ya iki tane geliyor. | Open Subtitles | أجل، لقد حصلنا على بعض الردود بحوالي 12 إلى 15 بالمئة، لكن تلقينا القليل منهم. |