| Doğru şeyi yapmaya çalıştığımı biliyorsunuz. Bunların ardımızda bırakıp aileyi tekrar toparlamaya yardım edin. | Open Subtitles | أنا أحاول القيام بالأمر الصائب هنا بمحاولة لم شمل العائلة |
| Doğru şeyi yapmaya çalışıp tamamen berbat eden insanlar hakkında azıcık bilgim var. | Open Subtitles | أعرف قليلاً كيف يحاول الناس القيام بالأمر الصائب و أفساد الوضع |
| Doğru şeyi yapmaya çalıştığım için öz kızım benden nefret ediyor. | Open Subtitles | احاول القيام بالأمر الصحيح وابنتي تكرهني |
| Doğru olanı yapmaya çalışıyorum, hem burada hem orada ve biraz destek hoşuma giderdi. | Open Subtitles | انا احاول القيام بالأمر الصحيح هنا وهناك وسأقدر حقا |
| Ama her zaman doğru olanı yapmaya çalıştım, bana öğrettiğin gibi. | Open Subtitles | ولكنى حاولت دائما القيام بالأمر الصائب كما علمتنى أنت |
| Bunu şartlarına göre yapabiliriz demiştin. | Open Subtitles | قلتِ أننا نستطيع القيام بالأمر حسب شروطي |
| Doğru olanı yapmak zor bir iştir... ama neyin doğru olduğunu bilmek genellikle çok zor değildir. | Open Subtitles | يكون القيام بالأمر معقداً أحياناً, ولكن معرفة الصواب عادة لا تكون صعبة |
| Kapa çeneni! Şimdi ölmüş evladın için doğru olanı yapabilirsin. | Open Subtitles | الآن يمكنك القيام بالأمر الصواب من أجل ابنك الميّت |
| En azından doğru şeyi yapmaya çalıştı. | Open Subtitles | أقلّه حاول القيام بالأمر الصائب |
| Belki yine aynı şeyi yapmaya çalışıyordur. | Open Subtitles | ربّما يحاول القيام بالأمر نفسه مجدّداً. |
| Doğru şeyi yapmaya çalıştım ama çok aptallık ettim. | Open Subtitles | لقد حاولت القيام بالأمر الصائب لكن... يا لي من أحمق |
| Doğru şeyi yapmaya, iyileşmeye çalıştığı onca yıldan sonra Cynthia'nın hırsı yüzünden hapse girecek. | Open Subtitles | كلّ تلك السنوات، تُحاول القيام بالأمر الصائب، تُحاول أن تُقدّم تعويضات. بسبب جشع (سينثيا)، سينتهي بها المطاف في السجن. |
| İster inan ister inanma, Tildy için doğru şeyi yapmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | صدّقي أو لا تُصدّقي، كنتُ أحاول القيام بالأمر الصائب لـ(تيلدي). |
| Doğru şeyi yapmaya çalışıyor. | Open Subtitles | يحاول القيام بالأمر الصحيح |
| - Sadece doğru olanı yapmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا احاول القيام بالأمر الصحيح فقط هذا هو الأمر الصحيح |
| Sadece senin için doğru olanı yapmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت أريد القيام بالأمر الصحيح لك |
| Sadece doğru olanı yapmaya çalıştım, efendim. | Open Subtitles | -كنت أحاول فقط القيام بالأمر الصحيح |
| Sanırım özel ev yoğunlaştırılmış programı yapabiliriz. | Open Subtitles | أخمن أن بوسعي القيام بالأمر المنزلي المشدد |
| Anlaşılan doğru olanı yapmak biraz bekleyecek. | Open Subtitles | أعتقد القيام بالأمر الصائب سيتوجب الانتظار، صحيح؟ |
| Ya da yaşayan iki evladın için doğru olanı yapabilirsin ama ikisini aynı anda yapamazsın. | Open Subtitles | أو يمكنك القيام بالأمر الصواب من أجل الاثنين الأحياء لكن لا يمكنك فعل الأمرين. الآن قم بخيارك. |