Ama televizyon seyrediyorum! Birçok insan bu şovda çok çalışıyor. | Open Subtitles | ولكنني أشاهد التلفاز ، عمل الكثيرون بجهد لإنتاج هذا البرنامج |
Konut bürosu yeni yapılar yapamıyor ve olan yapılar da dayanamıyor. Birçok evsiz var | TED | إن مكاتب العقارات والإسكان لا تستطيع بناء مبان جديدة، والمباني القائمة تتهاوى، الكثيرون أصبحوا مشردين، |
Buradakilerin pek çoğu yöntemlerime inanmıyor, çoğu deli olduğumu düşünüyor. | Open Subtitles | الكثيرون منكم هنا لا يؤمنون بأساليبي والكثير منكم يعتقدني مجنونا |
Posta adresinde adı olan alıcılar dışındaki bir sürü kişi onları aldı. | TED | الكثيرون ممن حصلوا عليها لم يكونوا هم المستلمين المسجَلين في البريد. |
Pek çok kişi, petunyaların bunu neden düşündüklerini tam olarak bilseydik Evren'in doğası hakkında şimdikinden çok daha fazla bilgi sahibi olabilirdik demiştir. | Open Subtitles | فكر الكثيرون إن كنا نعلم لماذا فكرت زهرية البتونيا فى هذا فلا بد إننا نعلم الكثير عن طبيعة الكون أكثر مما نعلم الآن |
Çocuğum, bir çok insan benim, eşcinsellik üzerindeki tutumumu merak etmiştir. | Open Subtitles | يا بني، تسائل الكثيرون عن ما هو موقفي من الشذوذ الجنسي |
Birçok kişinin emekli aylığı aldığı zamanları hatırlarız. | TED | يمكننا استحضار متى كان يتقاضى الكثيرون معاشات تقاعد. |
Günümüzde Gyotaku Birçok kişinin sevdiği popüler bir sanat haline geldi. | TED | أما في العصر الحالي، أصبح القيوتاكو نوعا من أنواع الفن الرائج، ويستمتع به الكثيرون. |
Şimdi Birçok insan size mağara dalışının belki de en tehlikeli uğraşlardan biri olduğunu söyleyecektir. | TED | سيقول لك الكثيرون أن الغوص قي الكهوف أحد أكثر المساعي خطورة. |
çoğu kişi Afganistan ve Kongo gibi ciddi çatışmaların yaşandığı ülkelerde yüksek bir nüfus artışı oranı olmadığını düşünür. | TED | يعتقد الكثيرون أن أفغانستان والكونغو، والتي عانت من صراعات حادة، أنه ليس لديهم معدل نمو سكان سريع. |
çoğu kişinin düşündüğünün tersine bu ülkeler durağan değiller. | TED | ويعتقد الكثيرون أن هذه البلدان فاترة، ولكنها ليست كذلك. |
Bu kesinlikle çekici bir vizyon. çoğu insan bu vizyonu kabul etti. | TED | إنها رؤية مثيرة بالطبع. تبناها الكثيرون. |
Hayvanlar dünyasının fiziksel bağlantılı olduğunu ve insana özgü çok çok özel bir şeyler olduğunu düşünen bir sürü insan var | TED | هناك الكثيرون الذين يعتقدون ان عالم الحيوان مكان صعب دخوله وأن هناك شيء مميز جدا جدا بخصوص الإنسان. |
Oraya bir sürü... insan giriyor, herhangi biri kutuyu almış olabilir. | Open Subtitles | كان محقاَ حين قال يأت الكثيرون إلى مكتبه أي أحد قد يكون أخذ العلبة |
Bu Pek çok çömezin kamera karşısında yaptığı bir hatadır. | Open Subtitles | هذه غلطة يقوم بها الكثيرون على الكاميرا في المرة الأولى |
Haklısın tüm bunlardan ben sorumluyum. Pek çok insan, benim yüzümden zarar gördü. | Open Subtitles | أنت محق، أنا مسؤول عن كل هذا، الكثيرون أصيبوا بسببي وعندما أنظر لك، |
- Evet. Ama o maskeyi gururla takacak çok insan var. | Open Subtitles | لكن هناك الكثيرون على استعداد أن يرتدوا قناع زورو بكل فخر |
Kenardan uzak durmadığı için yüzme bilip de boğulan çok kişi olmuştur. | Open Subtitles | لقد غرق الكثيرون ممن يستطيعون السباحة بسبب الذين لا يستطيعون الإبتعاد عن الحافة |
O zamanlar bu teknoloji henüz çok yeniydi ve Birçoğu, aynısını çiftlikte yapabileceğimizden şüphe etti. | TED | في ذلك الوقت، كانت تلك التكنولوجيا جديدة جدًا، وقد شكك الكثيرون في قدرتنا على تنفيذ ذلك في المزرعة. |
Zamanın ilerisindeydi insanlar mümkün olduğunu bile düşünemezken eşitlik ve adalet adına zorlu bir mücadele verdi. | TED | كانت سابقة لعصرها، كافحت بلا كلل في سبيل المساواة والعدل قبل عقود من أن يبدأ الكثيرون حتى بتخيل إمكانية ذلك. |
Herkes benim gibi ilgi görmüyordu. | TED | لم يحظ الكثيرون بنفس القدر من الإهتمام. |
Ancak Pek çok insanın tersine altyapının o kadar da önemli olmadığına inanıyorsanız güçlü bir hükümet sizin için o kadar da önemli değildir. | TED | وإذا كنت تعتقد بأن البنيات الأساسية غير ضرورية كما يعتقد الكثيرون, حينها ستؤيد فكرة وجود حكومة غير ديمقراطية. |