Söyleyecek çok şeyim vardı, dinleyenim yoktu. | Open Subtitles | كان لدي الكثير لأقوله ولا يوجد أحد يستمع |
Eğer tuvalet ihtiyacın varsa, hemen git. Çünkü Söyleyecek çok şeyim var. | Open Subtitles | إذا أردت أن تذهبي للحمام الآن إذهبي لأنه لدي الكثير لأقوله |
Kendimden bahsetseydim, Söyleyecek çok şeyim olurdu. | Open Subtitles | إذا كنت سأتلكم عن نفسي فلدي الكثير لأقوله |
Ama benim sana diyeceğim çok şey var. | Open Subtitles | حسناً,انا لدىّ الكثير لأقوله لك |
İyi bir dinleyicisin ve benim de anlatacak çok şeyim var. | Open Subtitles | أنا منصت جيد و أنا لدي الكثير لأقوله |
Soracağınız soru doktorun karakteriyle ilgiliyse, söyleyeceğim çok şey var. | Open Subtitles | لو كان السؤال عن شخصية الطبيب فعندي الكثير لأقوله |
Babanın sana ve annene nasıl davrandığı konusunda söyleyecek bir sürü şeyim var. | Open Subtitles | لدي الكثير لأقوله عن معاملة أبيك لك ولأمك |
söyleyecek çok şey var. Ne söyleyeceğimi düşünmem gerekiyor. | TED | لدي الكثير لأقوله. يجب علي التفكير بما سأقوله |
Sana bununla ilgili her şeyi anlatmalıyım. Bir perşembe günüydü. Sana anlatmam gereken çok şey var. | Open Subtitles | عليّ أن أخبركِ كل شيء كان الخميس، هناك الكثير لأقوله لك |
Bu kesinlikle benim hatam. Sana söylemek istediğim çok şey var. Öncelikle şunu söyleyeyim... | Open Subtitles | لقد كان خطأي بكل تأكيد , لدي الكثير لأقوله لك لدي عاطفة تجاهك فعلا و لم أقابل أحدا مثلك قبلا |
Söyleyecek çok şeyim var ama karşınızda aklıma gelmiyor. | Open Subtitles | لدي الكثير لأقوله ولكن لا شيء يأتي من أمامك |
Söyleyecek çok şeyim var, ve hiçbiri kolay değil. | Open Subtitles | أنا لدي الكثير لأقوله ولا شيئ منه سهل. |
Söyleyecek çok şeyim yoksa, sorun değildi. | Open Subtitles | "أن لم يكن لديّ الكثير لأقوله لم يكن يمانع أيضا" |
Sana Söyleyecek çok şeyim var. | Open Subtitles | مازال عندي الكثير لأقوله لك. |
- Kadınlara söyleyecek bir şeyin yok. - Söyleyecek çok şeyim var. | Open Subtitles | اسمعني يا (مايكل)، ليس لديك ماتقوله للنساء - غير صحيح، لدي الكثير لأقوله للنساء - |
Illyria'yı yeneceği gün._BAR_ - Evet! Söyleyecek çok şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لدي الكثير لأقوله |
Söyleyecek çok şeyim var. | Open Subtitles | لدي الكثير لأقوله |
Aslında benim de sana diyeceğim çok şey var. | Open Subtitles | فى الواقع لدى الكثير لأقوله لك ايضاً |
Sana anlatacak çok şeyim var. | Open Subtitles | لدي الكثير لأقوله لك |
anlatacak çok şeyim var. | Open Subtitles | لديّ الكثير لأقوله لكِ |
söyleyeceğim çok şey var. | Open Subtitles | لدي الكثير لأقوله. |
- Hayır, sana söyleyeceğim çok şey var. | Open Subtitles | لديّ الكثير لأقوله لك |
- Diyecek bir sürü şeyim var! | Open Subtitles | لدى الكثير لأقوله |
Sean söyleyecek çok şey var ama şu an söyleyemem. | Open Subtitles | (شون)، هناك الكثير لأقوله لكنني لا أستطيع في الوقت الحالي |
Biliyorum. Sana anlatmam gereken çok şey var dostum. | Open Subtitles | أنا أعلم ان هناك الكثير لأقوله لك |
söylemek istediğim çok şey var. Ama şimdi olmaz. Tekrar yalnız kalabileceğimiz zamana kadar olmaz. | Open Subtitles | لدي الكثير لأقوله ولكن ليس الآن ليس قبل أن نكون وحدنا |