İşe başlasak iyi olacak. Yapılacak çok şey var. | Open Subtitles | من الأفضل البدء بالعمل، فهناك الكثير للقيام به |
Yapılacak çok şey var. | Open Subtitles | الكثير للقيام به. هل تشعر بأنك جيد؟ |
Yapacak çok şey var ve kafamın yerinde olup olmadığından emin değilim. | Open Subtitles | ليس هناك الكثير للقيام به، لا أعرف ما إذا كان رأسي بداخلي أم لا |
Yapacak çok şey var. | Open Subtitles | نعم، حصلنا على الكثير للقيام به. |
Nedeni yok. Burada yapılacak çok iş var. | Open Subtitles | لا يوجد سبب يوجد الكثير للقيام به هنا |
Bizim için, eğer yapmamız gereken çok şey varsa bu zamanı bulamayabiliriz. | TED | وبالنسبة لنا، إذا كان لدينا الكثير للقيام به، ربما لا نملك الوقت لذلك. |
Bak, bugün onlarla görüşemem. Yapacak çok işim var. | Open Subtitles | انظر , لااستطيع ان اراهم اليوم لدي الكثير للقيام به |
Yapılacak çok şey vardı. | Open Subtitles | كان هناك الكثير للقيام به. |
Yapılacak çok şey var. | Open Subtitles | هناك الكثير للقيام به |
Yapılacak çok şey var. | Open Subtitles | هناك الكثير للقيام به. |
Evet, Yapılacak çok şey var. | Open Subtitles | نعم ، لدينا الكثير للقيام به |
- Yapılacak çok şey var. | Open Subtitles | -كان هناك الكثير للقيام به |
Gidelim tatlım. Yapacak çok şey var. | Open Subtitles | هيا , عزيزتي , هناك الكثير للقيام به |
Hem burada Yapacak çok şey var. | Open Subtitles | و على اي حال هناك الكثير للقيام به هنا |
Yapacak çok şey var. | Open Subtitles | هناك الكثير للقيام به |
Yapacak çok şey yoktu. Billy Sheffield'in oğlu için hazırladığı bazı belgeleri imzaladım. | Open Subtitles | لم يكن هناك الكثير للقيام به، فقط توقيع بعض الأوراق، لطرح الثقة في تعيين إبن (شافيلد). |
Ancak yapılacak çok iş var, sakın unutmayın. | Open Subtitles | لكد هنالك الكثير للقيام به لا تنسوا ذلك |
yapılacak çok iş var. | Open Subtitles | ولكن يوجد الكثير للقيام به |
yapmamız gereken çok şey var ve bunları birlikte yapmalıyız. | TED | لدينا الكثير للقيام به، وعلينا فعله معاً. |
Çok isterim ama yapacak çok işim var. | Open Subtitles | أنا أحب بعض، ولكن ليس لدي سوى الكثير للقيام به. |