Bahçe Anma Günü'ne kadar açılmayacak ama 20 santimlik topuklularla kokteyl dağıtmak istersen güzel bir kız her zaman işime yarar. | Open Subtitles | باتيو لن يفتح حتى يوم الذكرى لكن إن كنتِ ستقدمين الكوكتيل في كعب طوله 6 إنش أستطيع الإستفاده من فتاة جميلة |
Bu geceye özel Otter Bay isiminde bir kokteyl yaptılar. | Open Subtitles | لقد أضافوا توقيع الكوكتيل هذا المساء اسمه ذي اوتر باي |
Ya kokteyl salonunda, ya da yemek salonundayımdır. | Open Subtitles | سأكون إما فى حجرة الكوكتيل أو بالطبع فى مطعم العشاء |
Az önce dağıttığın kokteyli kim içmedi? | Open Subtitles | من الذى لم يشرب الكوكتيل الذى قدمته لتوك ؟ |
Eve döndüğünde beni uyandır. Bir kokteyl kaparız, olur mu? | Open Subtitles | ايقظني من النوم عندما تعود للمنزل سنتناول الكوكتيل. |
Akşam yemeğinden önce sıcak bir banyo ve ufak bir kokteyl istiyorum. | Open Subtitles | سآذهب فقط لأخذ حمام لطيف ساخن وقليلا من الكوكتيل قبل العشاء. |
kokteyl 7:30'da, yemek 8:00'de. Yanında birini götür. | Open Subtitles | الكوكتيل في السابعة والنصف، والعشاء في الثامنة، اختر ما يناسبك |
Yemekte biraz kokteyl ve valiumun üstüne birkaç tane daha aldim. | Open Subtitles | بوقت العشاء تناولت المزيد مع بعض الكوكتيل و الفاليوم أيضاً |
Adam yerinde duramıyor, telaş içinde kendini dışarı atıyor. Böylece uçaktan iniyor. kokteyl salonuna gidiyor ve bir biri ardına içkileri devirmeye başlıyor. | Open Subtitles | بعدها الرجل شعر بالتوتر، لذا غادر الطائرة وذهب إلى قاعة الكوكتيل وبدأ يحتسي. |
Adam yerinde duramıyor, telaş içinde kendini dışarı atıyor. Böylece uçaktan iniyor. kokteyl salonuna gidiyor ve bir biri ardına içkileri devirmeye başlıyor. | Open Subtitles | بعدها الرجل شعر بالتوتر، لذا غادر الطائرة وذهب إلى قاعة الكوكتيل وبدأ يحتسي. |
Bir dahaki kokteyl partimizde tam bir ilgi odağı olacak. | Open Subtitles | ستكون محل النقاش فى حفله الكوكتيل الخاصه بنا الاتيه |
kokteyl partileri, okul törenleri, Kudüs'te ağaç diktiğimiz o sefer... | Open Subtitles | حفلات الكوكتيل ، اعمال مدرسية ، في وقت ما جعلتنا نزرع الأشجار في القدس |
Yemekte biraz kokteyl ve valiumun ustune birkac tane daha aldim. | Open Subtitles | بوقت العشاء تناولت المزيد مع بعض الكوكتيل و الفاليوم أيضاً |
O kokteyl partilere gitmek zorundayım. | Open Subtitles | كان علي أن أذهب الى حفلات الكوكتيل السيئة لهؤلاء |
Birer kokteyl içeriz diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | انا امزح اعتقدت اننا ممكن ان ناخذ القليل من الكوكتيل |
Benden iki çift kokteyl alın... sonra birinin mutfağında yangın çıkarın. | Open Subtitles | هل تعلم, ربما ساحصل علي اثنان من الكوكتيل او اشعل الحريق في مطبخ شخص ما |
Şehre inip birkaç kokteyli kafama dikmeye hazırım. | Open Subtitles | انا مُستعدة للذهاب الى المدينة و شُرب بعض الكوكتيل |
Gerçekten. Zaten şimdi içki saati. | Open Subtitles | لا , حقا أقصد أن الوقت الآن يعتبر وقت الكوكتيل عمليا |
Çok az şanslı sayıdaki gencin gittiği balolar kokteyller ve diğer şeyler. | Open Subtitles | الحفلات الراقصة و حفلات الكوكتيل و الأشياء التى يتمتع بها القليل من الشباب المحظوظين |
Bak, birinde kokteyle katılayım, diğerinde yemeğe. | Open Subtitles | وانظر إذا استطعت أن تجعل حفلة الكوكتيل فى مرة والعشاء فى مرة أخرى، حسناً؟ |
Onları molotof kokteylleri ve tank savarlarımızla yakacağız. | Open Subtitles | لقد احرقنا لهم مع مولوتوف الكوكتيل والمدافع المضادة للدبابات. |
İyice ıslanmışsın, Tony. Baker, bize kokteyllerimizi getirir misin lütfen? | Open Subtitles | انت مبتل كثيرا يا تونى, بيكر, هل يمكن ان تُحضر الكوكتيل ؟ |
Bu basit bir kokteyldir ben ona "Aynştayn Sahilde" diyorum. | Open Subtitles | هذا هو الكوكتيل محلي الصنع يحلو لي أن أسميه: " آينشتاين على الشاطئ" |
Bill'in birlikte çalıştığı kadınlar kokteyllerde asla... yüzüme bakmazdı. | Open Subtitles | حسناً, في حفلات الكوكتيل.. النساء الذين يعمل معهم بيل لم ينظروا إلي قط |
Yedek güç devre dışı ve kokteylim döküldü. | Open Subtitles | انطفأت الطاقة الاحتياطية. وسكبوا شرابي الكوكتيل. |