Hemen bir şeyler yapmazsak, o asteroit hepimizi tuzla buz edecek. | Open Subtitles | إذا لم نفعل شيئا قريبا، أن الكويكب سوف يدمر كل شيء. |
En büyük sebeplerden birisi, küreselleşmeden sonra, aslında bu dördüncü Asteroid oluyor, evlilik dışı doğumun artması. | TED | حسناً، احد اكبر المسببات، بعد العولمة، هو في الحقيقة، الكويكب الرابع، صعود نسبة المواليد خارج الزواج. |
göktaşı aslında sessiz kalmasına "ikna edilen" bir sivil tarafından keşfedildi. | Open Subtitles | الكويكب إكتشف من قبل مدني الذي أقنع أن يسكت |
göktaşının içindeki iridyum bir katman olarak Dünya'nın yüzeyine yayıldı. | Open Subtitles | فإن الإيريديوم داخل الكويكب سيستقرّ في طبقة بكافّة أنحاء الأرض |
Houston, sizi dinliyorum. Ben, asteroidin yüzeyinde, Profesör Klump. | Open Subtitles | هيوستن , تعال هذا هو الأستاذ كلامب على سطح الكويكب |
Oraya gitmeliyiz ve asteroiti neyin çektiğini bulmalıyız. | Open Subtitles | نحن بحاجة إلى الذهاب إلى هناك ومعرفة ما يجذب الكويكب. |
Sen ve insanların eşyalarınızı toplayın ve Than gelmeden önce asteroit'i terkedin. | Open Subtitles | كنت قد وشعبك جمع أفضل الأشياء الخاصة بك وترك الكويكب قبل وصول ثان. |
Matilda olarak bilinen, 70 mil genişliğindeki asteroit üç hafta içerisinde yeryüzüne çarpması tahmin ediliyor ve son günlerin geri sayımının saniyesi saniyesine haberleri size en beğendiğiniz klasik rock şarkılarıyla ulaştıracağız. | Open Subtitles | الكويكب ذات 7 اميال المسمى ب ماتيلدا مقرر له التصادم مع الارض بالضبط بعد 3 اسابيع وسوف نتابع معكم الامر |
65 milyon yıl önce, 10 km genişliğindeki bir asteroit köklerini kazıdı. | Open Subtitles | منذ 65 مليون سنة، الكويكب الذي عرضه عشرة كيلومترات أَبَادَهم جميعا. |
Bu risklerden birinin farkına yakın zaman önce gezegenimizin yakınından bir Asteroid geçtiği zaman vardık. | TED | من الممكن أن يتمكن البحث العلمي من مساعدتنا ليس فقط في توقّع مسار الكويكب الذي يمكن أن يصطدم بنا |
Özel bir şey olacaklarını asla tahmin edemezdiniz. Ve o belalı Asteroid olmasaydı muhtemelen olmayacaklardı da. | TED | لن تتخيل أبداً أنه يمكن أن تكون لها فوائد مميزة، ومن المرجح أيضا عكس ذلك، إن لم تكن لأجل الكويكب المزعج. |
Depremden, kasıragadan veya volkanik patlamalardan farklı olarak Asteroid etkileri tam olarak tahmin edilebilir ve engellenebilir. | TED | على عكس الزلازل والأعاصير أو الانفجارات البركانية، يمكن توقع تأثير الكويكب على وجه الدقة ويمكن ردعه. |
Çarpışmaya 39 dakika kala, göktaşı güvenlik sınırı konumuna ulaşacak. | Open Subtitles | 39 دقيقة قبل التصادم الكويكب سيصل لنقطة اللاعودة |
Eğer o göktaşı çarparsa, insan ırkının yaşamak için tek şansı Alfa bölgesinde olacak. | Open Subtitles | إذا ضربنا ذلك الكويكب. الفرصة الوحيدة لنجاة الجنس البشري سيترك للموقع ألفا |
göktaşının yerçekimi, uzay aracını kendine çeker ve zaten aracın da birkaç tonluk kütlesi vardır. | TED | تقوم جاذبية الكويكب بسحب المسبار، وللمسبار كتلة تزن بضعة أطنان. |
Bugün pek çok bilim insanı patlamaya bir asteroidin sebep olduğu konusunda hemfikir. | Open Subtitles | ويتفق العديد من العلماء اليوم أن الكويكب كان هو سبب الإنفجار |
Aslında, uzun lafın kısası, çarpışma alanında bunlardan asteroiti kendilerine çekecek kadar çok olmalı. | Open Subtitles | ونتيجة لذلك، موقع الحطام يحتوي على هذه الحجارة التي تجذب الكويكب. |
Goa'uld göktaşını doğal afet gibi göstermek için çarpışma yörüngesine koydu. | Open Subtitles | وضع الجواؤلد الكويكب للإصطدام ويبدوا ككارثة طبيعية |
Bütün istasyonlar Astroidin yörüngesinin değiştiğini bildiriyorlar. | Open Subtitles | جميع المحطات تقول بأنَّ الكويكب قد غيّر مساره |
Şimdi o asteroitin hedefi bulmasını sağlayalım. | Open Subtitles | الآن دعونا تأكد من أن هذا الكويكب سوف يسقط. |
Planımız, onu Jupiter'in yörüngesinden yeniden yönlendirip astroit'e doğru yönlendirmek olacak. | Open Subtitles | الخطة ستكون أن نُغير مساره من مدار المشترى و ندفعه في أتجاه الكويكب. |
Tüm bir gezegeni ve varlığımızı yok edebilecek büyüklükte bir astroidi yok ettik. | Open Subtitles | إلاّ أننا استطعنا محايدة الكويكب الذي كاد أن يمحينا من الوجود |
Hesaplarımız, ayrıştırıcının asteroidi %0.002 oranında yavaşlatcağını gösteriyor... ..oluşan parçaların... ..Batı yarı küreyi, tamamen ıska geçmesine sebep olacak. | Open Subtitles | تُظهرُ تقديراتنا أن الارتطام سوف يبطْء من سرعة الكويكب بدرجة .002 من المئة |
Bu daha önceki asteroitten geriye kalanlar olmalı. | Open Subtitles | وهذا يجب أن يكون ما تبقى من الكويكب القديم. |
Hayır, sanırım üstlerine meteor isabet etti. | Open Subtitles | لا، أعتقد بأنَّ الكويكب قد ضربهم |
İşte bu güzel çünkü uzay istasyonundakilerin söyledikleri gibi astroid dünyanın çekim alanına giriyor. | Open Subtitles | و هذا جيّد لأنهم بالمحطة الفضائية قالوا بأنَّ الكويكب قد اخترق الجاذبية الأرضية أثناء مكالمتنا |