Çocuk yetiştirmek zorunda değilim ya da bir ağaç dikmek. | Open Subtitles | ليس من اللازم أن أنجب طفلا أو أن زرع نبتة |
Hiçbişey ifade etmek zorunda değil, Yani... .. birine etkileyici gelmek büyük bişey değil. | Open Subtitles | ليس من اللازم أن يعني أي شئ كونك منجذب لشخص ما ليس بالأمر الجلل |
Hiçbişey ifade etmek zorunda değil, Yani... .. birine etkileyici gelmek büyük bişey değil. | Open Subtitles | ليس من اللازم أن يعني أي شئ كونك منجذب لشخص ما ليس بالأمر الجلل |
Böyle olmasına gerek yok. | Open Subtitles | اقصد انت تعرف انه ليس من اللازم أن يكون الأمر هكذا |
Gün boyu içip kâğıt oynamak eğlenceli olsa gerek. | Open Subtitles | من اللازم أن يكون ممتعا .. الشرب و المقامرة كل يوم |
Dolu depoyla iade etmek zorunda değilim ya? | Open Subtitles | هل من اللازم أن أرجعه بخزان وقود ممتلئ؟ |
Onunla bu şekilde flörtleşmek zorunda mısın? | Open Subtitles | -ماذا؟ -هل كان من اللازم أن تغازلينه هكذا؟ |
- Bunu bana gerçekten göstermek zorunda mısın? | Open Subtitles | أمن اللازم أن تريني هذا الآن؟ |
Caroline, herkese söylemek zorunda mıydın? | Open Subtitles | كارولين)، أكان من اللازم أن تخبري الجميع؟ ) |
- Her şeyi bilmek zorunda mısın? | Open Subtitles | هل من اللازم أن تعرف كل شيء ؟ |
Herkes ölmek zorunda değil. | Open Subtitles | ليس من اللازم أن يموت الجميع |
- Böyle gitmek zorunda değil. | Open Subtitles | -ليس من اللازم أن تكون كذلك |
Ve, demek istediğim, ne kadar stres içinde olduğumu söylememe gerek bile yok. | Open Subtitles | -ليس من اللازم أن أشرح لك كم الضغوطات الذي أواجهه |
Yok tabii, ama bize bunları söylemen gerek. | Open Subtitles | لكن كان من اللازم أن تخبرينا بذلك |
Anlamlı olmasına gerek yok. | Open Subtitles | ليس من اللازم أن يكون ذو معنى... |
Patronun bilmesine gerek yok. | Open Subtitles | ليس من اللازم أن يعرف المدير |
- Annene bile gerek yok. | Open Subtitles | -ليس من اللازم أن تكون أمك معنا . |