İkinci kurban, yapışkan güneş gülü ile karşı karşıyadır. | TED | تتواجه الضحية الثانية مع نبات النديّة اللزج. |
Gördüğümüz yağ tabakası sadece; sudaki toplu yapışkan bir pislik. Hızla gelip bulaşıyor. | Open Subtitles | كانت تشبه ذلك الشئ اللزج الموجود فى المياه |
Uyandığında, kendini yapışkan şeyin içinde buluyorsun, seksi bir rüyanın sonrasında olduğu gibi. | Open Subtitles | عندما تستيقظ وتجد نفسك غارقاً في السائل اللزج مثلاً بعد حلم جنسي |
Vampir avcıları her zaman yanlarında glutinous pirinci taşırlardı. | Open Subtitles | كان يحمل صيادي مصاصي الدماء الأرز اللزج معهم طوال الوقت |
Bir sürü, bir sürü küp dolusu Yapış yapış şey | Open Subtitles | بالعديد والعديد من جرات وجرات هذا الشيء اللزج اللذيذ |
Evin her köşesinde bulduğumuz yapışkan maddeyi hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتذكرين الشيء اللزج الذي عثرنا عليه في جميع أنحاء الشقة؟ ألقي نظرة |
Tıpkı su altında olduğu gibi karada da yapışkan sümüksü bir tabakanın üzerinde sürünebilirler. | Open Subtitles | منزلقين على بساط من الوحل اللزج تعمل بشكل جيد على اليابسة كما في الماء |
Eli belimdeyken, güvensizlikle bana döndü, sallanarak ve yapışkan bir şekilde serpildi. | Open Subtitles | التفت الي دون ان تصدق وبيدها سائلي اللزج والعالق |
Düşün. Yeşil, yapışkan ve pastırma gibi kokan şey nedir? | Open Subtitles | فكري بالشيء الأخضر و اللزج و الذي يشبه رائحه اللحم المقدد ؟ |
Yeşil, yapışkan ve pastırma gibi kokan şey nedir? | Open Subtitles | ماهو الشيء الأخضر و اللزج و الذي يشبه رائحه اللحم المقدد ؟ |
Bir keresinde yapışkan tipleri yakamdan silkmeme yardım etmişti. | Open Subtitles | لديّ رفيق هنالك على الطاولة تتصرف كالشئ اللزج |
Evet, buna gelince biraz yapışkan meyveli böreğim eğitim makinesinin arasına kaçtı sonra hepsi kırıldı ve sonra tamir etmesi için Taotie'yi buldum ve o da fasa fiso fasa fiso fasa fiso bunu yapmış! | Open Subtitles | نعم .بخصوص هذا الموضوع.. انا ذهبت لاجلب بعض الكعك اللزج |
Çekil onun üzerinden, seni yapışkan, yaramaz, ufak sümüksü şey! | Open Subtitles | أبتعد عنه , أيها اللزج المقرف والسائل الدبق |
Kimmie Minter'ın cinsel doğası yapışkan bir balgam gibi bir şey. | Open Subtitles | ، الطبيعه الجنسيه لكيمي مينتر هو مخاط عنق الرحم اللزج |
Boyle ve ben onları ayırmak için bir anlaşma yaptık ama şimdi bu yapışkan haribo ayıcığı geri çekiliyor. | Open Subtitles | والآن هذا الدب المطاطي اللزج يسحبُ كلامه |
Her tarafımıza bulaşan yapışkan gözlerini düzeltmiştir belki. | Open Subtitles | لربما عولجت من قِبل ذلك المخاط اللزج الذي كان يحيط بنا |
yapışkan dolgulu lifleri ve tüpleri karışıma koyarsak, bir çatlak oluştuğunda yapışır, yapışkan içeriğini serbest bırakır ve boşluğu kapatır. | TED | إذا وضعنا ألياف مملوءة بالمادة اللاصقة وأنابيب داخل الخليط، سوف تفتح عندما يتشكل شق، مطلقة محتواها اللزج ومغلقة للفراغ. |
Bataklık bitkisine yaklaşırken bitkinin yapışkan topağı üstünde sallanan çiçeğine yönelir. | TED | لكن عندما تقترب من نباتٍ يسمّى صائد الحشرات، فإنّها تتّجه إلى الزهور التي ترفرف فوق كرات من الصمغ اللزج الخاصّ بالنبات. |
Her gün 28 kase glutinous pilavı hazırlayacağız. | Open Subtitles | نُحن نعد 28 زبدية من الأرز اللزج كل يوم |
Büyük büyük dedem glutinous pirincini çok eski zamanlarda taşımaya başlamış onunla. | Open Subtitles | جدي الكبير بدأ بحمل الأرز اللزج معه اثناء عودته قديماً... |
Küçük sevimli oteller, sıcacık şömine ateşi ve Yapış yapış akçaağaç şurubu. | Open Subtitles | لديهم كل تلك النزل الصغيرة الريفية الممتعة، و النيران الدافئة، و شراب "القيقب" اللزج الذي يخرج في كل مكان. |
Yapış yapış pirinç ile lotus kökü. | Open Subtitles | جذور اللوتوس مع الأرز اللزج |