Birkaç gün önce baban bizim sanat galerimize gelince, 20.000 rupi değerindeki bu tabloyu beğenmişti. Avans olarak 1.000 rupi bile vermişti. | Open Subtitles | اعجب بهذه اللوحه التى يقدر ثمنها ب 12 الف دفع منها الفا واحدا مبدئيا |
Biz bu tabloyu bin bir zorlukla getirdik, en azından açıp da bir bak. | Open Subtitles | لقد تعبنا فى احضار هذه اللوحه على الاقل انظر اليها. |
Birçok defa o resmin üzerine başka bir resim yapmayı düşündüm. | Open Subtitles | كان هناك بعض المرات التي فكرت بها بالرسم فوق تلك اللوحه |
Sadece, Richard'ın yaptığı bu harika tablo dışında. | Open Subtitles | عدا هذا اللوحه الساحره, التي صنعها ريتشارد. |
Evden o resmi alarak, Londra Sanat Akademisine götürmesini istedim. | Open Subtitles | أن يذهب للبيت ، ويأخذ اللوحه ويأخذها الى أكاديمية لندن للفنون |
Formülün hangi tabloya nakşedildiğini bulduğumuzu anladığında tabloları müzayededen önce değiştirmiş olmalı. | Open Subtitles | بمجرد علمها اننا اكتشفتنا اللوحه جزأت الصيغة و قامت بتغيرها قبل المزاد |
O kız. O tabloda bir şeyler var. | Open Subtitles | تلك الفتاة، و هنالك أمر يدور بشأن اللوحه |
Bu da demek oluyor ki, yanımızda beyaz tablonun bir kopyasını getirmeliyiz. | Open Subtitles | مما يعني أن علينا أن نستبدل اللوحه البيضاء بـ النسخه |
Tahta güzel bence bir plazma ekran da iyi olabilir. | Open Subtitles | أنا فقط، كما تعلم اعتقد ان اللوحه بخير وأعتقد أن شاشة البلازما ستكون بخير |
Siz savaşçılık oynarken, ben müzede, gerçek tabloyu emniyete alıyordum. | Open Subtitles | عندما كنتم تلعبون بـ المسدسات المزيفه كنت في المتحف أامن اللوحه الحقيقيه |
Belki de Trafik başka bir anlama geliyordur ya da yanlış tabloyu almışızdır. | Open Subtitles | من الممكن ان "Traffic" تعني شئ احر او اننا حصلنا علي اللوحه الخاطئة |
İyi ki tabloyu almamışsın, artık geri alamayız çünkü. | Open Subtitles | انه شيء جيد انك لم تحضر اللوحه لا نستطيع اخذها الان |
Geçen sefer Philip olayını halletti, polisler tabloyu öğrenirse haberi olur. | Open Subtitles | لقد ساعدنا بمشكلة فيليب من قبل وسيعرف لو كانوا الشرطه قد علموا بأمر اللوحه |
Bu resim şimdiye dek yaptıklarımın en iyisi ve bitirmeye kararlıyım. | Open Subtitles | هذه اللوحه هى أفضل شئ فعلته وأنا قررت أن أنتهى منها |
Etrafına bir baksana. Şu gördüğün resim 16. şapelden kalma. | Open Subtitles | أنظر حولك هذه اللوحه من كنيسه القرن السادس عشر |
Her şey bana farklı görünüyor, şuradaki resim bile. | Open Subtitles | كل شىء يبدو مختلف الىّ حتى تلك اللوحه هناك |
Larry ortaya çıktığı anda, tablo için hamle yapacağını biliyordum. | Open Subtitles | " عندما أتى " لاري عرفت أنه يخطط لسرقة اللوحه |
O tablo yeterince acıya neden oldu. | Open Subtitles | هذه اللوحه سببت الكثير من الحزن |
Dünya yıkımın eşiğindeyken, ne diye birileri bu resmi çizdi ki? | Open Subtitles | لماذا يرسم شخص ما هذه اللوحه عندما يكون العالم على حافة الدمارِ؟ |
Tamam, pekala, ne olmuş, demek resmi buldunuz, huh? | Open Subtitles | حسناَ،حسناَ ،ماذا إذاَ، لقد وجدتم اللوحه يا شباب،هاه؟ |
Yani müzayedeye gidip formüllü tabloya daha fazla teklif mi vereceğiz? | Open Subtitles | لذلك نذهب الى المزاد ونبدل اللوحه التى تحمل الصيغه؟ |
Pekâlâ, ilk olarak formülün hangi tabloda olduğunu bulacağız. | Open Subtitles | حسناً الخطوه الاولى نعرف اللوحه التى تحمل الصيغه |
Bu tablonun hikayesi şu, üniversitedeyken, | Open Subtitles | وهذه هي قصة اللوحه ، فالجامعه، |
Kimden gelirlerse gelsinler, Tahta çalışıyor. | Open Subtitles | حسنا لا يهم من هو المرسل اللوحه تعمل 237 00: |
Büyük tahtaya yaz. Peki ya cıvata? | Open Subtitles | على اللوحه الكبيره من فضلك ماذا عن المسمار ؟ |
Plakayı alan güvenlikçiden. | Open Subtitles | من رجل الامن الذي سجل رقم اللوحه وقت السطو |
Tablodan bahsediyorsun, değil mi? | Open Subtitles | انت تتكلم عن اللوحه صحيح؟ |