İyi olduğunu öğrenmeden gitmene izin verirsem bütün Gece... ..senin için endişelenirim. | Open Subtitles | إذا تَركتُك تَتْركُ بدون المعْرِفة إذا أنت مريض، أنا سَأَقْلقُ طوال اللّيل. |
Gece boyu limonataya talim etmek istiyorsan... Hayır ya, hayır, hayır! | Open Subtitles | حسنا إذا أردت شرب الليمون طوال اللّيل لا، لا، لا، لا |
En az haftanın 2 günü hasta, Gece boyunca ağlıyor. | Open Subtitles | هو مريض على الأقل يومان كلّ إسبوع، يبكي طوال اللّيل |
Gecenin bir yarısı burada ne aradığını bana hala söylemedin. | Open Subtitles | ما زلت لم تخبرني ماذا تفعل هنا في منتصف اللّيل. |
- Gecenin bu saati ve arka kapıdan giriyorsun. | Open Subtitles | عبر الباب الخلفي في مثل هذا الوقت من اللّيل |
İlkbahar döndü, savaş çok yakında tekrar başlayacak. Hala kurtların ulumaları Geceleri duyulabiliyordu. | Open Subtitles | بعد عودة الرّبيع تُستأنف الحرب ولا يزال صوت عويل الذئاب يُسمع في اللّيل |
Sabah, yabancı çok hızlı bir şekilde duvar için temel kazmaya başladı akşam olunca da taş toplamak için dağlara gitti. | TED | في الصباح، بدأ الغريب بحفر الأساسات بسرعةٍ مذهلة، وبحلول اللّيل انطلق نحو الجبال لإحضارحجارة البناء. |
- geceyi mutfakta geçiremezsin. | Open Subtitles | أنت لا تَستطيعُ الصَرْف طوال اللّيل في المطبخِ. |
Üstüne bütün Gece Andrew'un nehir kenarında bir şırfıntıyı düdüklemesini dinlemek zorunda kaldım. | Open Subtitles | وأنا كان علي أنْ أَستمعَ إلى ضربةِ أندرو على ضفّةِ النهر طوال اللّيل. |
Ben de bir elemanla tüm Gece boyunca birlikte olmuştum. | Open Subtitles | طارحتُ الغرام مع رجل طوال اللّيل. أقلّه هذا ما قاله. |
Bu çalışmada test etmek istediğimiz hipotez tüm Gece uyumanın iyi fikir olduğuydu. | TED | هنا في هذه الدّراسة، قررّنا دراسة الفرضيّة القائلة بأنّ السّهر طوال اللّيل هي فكرة جيّدة. |
Hayr, pansiyonunda da yok. Bütün Gece ugramams. | Open Subtitles | لا، ولا في منزلِه، وهو ما كَانَ هناك طوال اللّيل. |
Dediğine göre bütün Gece iniltiler çıkarmışsın. | Open Subtitles | تَقُولُ بأنّك بتقول الآهات الصَغيرة وتَشتكي طوال اللّيل. |
Haydi, haydi, bütün Gece bekleyemem. | Open Subtitles | تعال , يَجيءُ، أنا لَيْسَ لِي طوال اللّيل. |
Gecenin yarısında uyandığımda sırılsıklam kıyafetlerleydim, kendimden nefret ettim. | Open Subtitles | إستيقضت بمنتصف اللّيل أتقطّر عرقاً, كارهاً لنفسي. |
Bu aralar çok dalgınım da, Gecenin bir yarısı çalışmaya başlayan yangın musluklarından daha komik ne olabilir diye düşünüyorum. | Open Subtitles | طفايات الحريق في منتصف اللّيل أيّة أفكار؟ |
Gecenin bir yarısı aniden ortaya çıkar bir randevu için ısrar edersin. | Open Subtitles | تحبّ الظهور بغثةً في منتصف اللّيل مطالبًا بموعد |
Biraz karışık... Geceleri ve gündüzleri farklı yönlere akıntı var. | Open Subtitles | الأمر مُعقّد، إذ أنّ الاتّجاه .يتبدّل ما بين اللّيل والنهار |
Çok kağıt gidiyor. Geceleri çalışmak gerekiyor. | Open Subtitles | العملية تُهدر الكثير من الورق ويجب أن أقوم بذلك في اللّيل |
Bu akşam ev sahipliği yapacağını bilmiyordum. | Open Subtitles | أنا لَمْ أُدركْ بأنّك كُنْتَ سَيكونُ عِنْدَهُ للإسْتِضْاَفة طوال اللّيل. |
Bence bu bu akşam söylediklerinin en akıllıcası. | Open Subtitles | أعتقد ذلك الشيءُ الأذكى قُلتَ طوال اللّيل. |
Tüm geceyi sersemin tekiyle geçirmemek için, bir kerede 15 sersemle buluşuyorsun. | Open Subtitles | هو للعزَّابِ. بدلاً مِنْ أنْ يَصْرفَ طوال اللّيل بهزّةِ واحدة، تَصِلُ إلى تُقابلْ 15 هزّةَ حالاً. |
Güneş bütün gün parlayacak Akşamları da yıldızlar | Open Subtitles | والشمس ستشرق طِوال النّهار وكذلك النّجوم طِوال اللّيل |