Ama senin basın toplantın saat 5'teydi. Benim sunumum saat 2'de. | Open Subtitles | لكن المؤتمر الصحفى لن يبدأ قبل الخامسة وموعدى انا فى الثانية |
Saat 3'ten basın toplantın bitene kadar onlara ben bakabilirim eğer sen onlara saat 3'e kadar bakabilirsen. | Open Subtitles | يمكننى ان ارعاهم الاثنين من الساعة الثالثة وحتى انتهاء المؤتمر الصحفى اذا قمت انت برعايتهم من الان وحتى الساعة الثالثة |
basın toplantısına kadar 6 saatin var ve başka şansın yok. | Open Subtitles | لديك ست ساعات حتى موعد المؤتمر الصحفى لا اكثر |
Elaine Lieberman'ın bu basın toplantısına gelmesinden emin olsan iyi olur. | Open Subtitles | تأكد أن (الين ليبرمان) ستصل لهذا المؤتمر الصحفى |
Ve bu gece bizim stüdyolarımızda, sürpriz basın konferansında Birleşik Devletler Başkanı tarafından, bu skandaldaki rolü sebebiyle seçilen Pittsburgh yerlisi Mitchell Henessey var. | Open Subtitles | وفى إستديوهاتنا هنا ، معنا الليله مواطن بيتسبيرج ، ميتشيل هينيسى والذى كان مفاجأة المؤتمر الصحفى |
Hayır, o işi basın konferansında hallettim. | Open Subtitles | - لا ، إعتنيت بذلك فى المؤتمر الصحفى |
basın toplantısı için sakin ve rahat olması çok önemli. Merak etmeyin, doktor. | Open Subtitles | من المهم أن تهدأ وترتاح قبل المؤتمر الصحفى , أيها الطبيب |
Sence eğer bu tatlı genç bayanla konuşsak ve sorsak, belki Bob bizimle beraber basın toplantısına gelmek ister mi acaba? | Open Subtitles | لماذا لا نتحدث الى هذه السيدة اللطيفة ونسألها إن كان بإمكان (بوب) أن يحضر المؤتمر الصحفى معنا؟ |
basın toplantısı bitmiştir! Bitti dedim! | Open Subtitles | لقد انتهى المؤتمر الصحفى ، قلت أنه انتهى |
Böylece yarınki basın toplantısı için orada olabilecektim. | Open Subtitles | أذا , يمكننى أن أكون هناك من أجل المؤتمر الصحفى غدا |