| Kimin için çalıştığından emin değilim. Ama onun için önemli olduğu kesin. | Open Subtitles | ،لست متأكداً لحساب من يعمل ولكن من المؤكد أنه مهم له |
| Babanla sorunların olduğunu biliyorum, bu gayet normal ama o seni gerçekten seviyor, beni sevdiği de kesin. | Open Subtitles | أعلم أن لديك مشاكل مع أبيك، ولا بأس بذلك ولكنه يحبك بالتأكيد، ومن المؤكد أنه يحبني |
| İkisine de vermek için bir dolu yakı bandı aldık. Eczacı kesin hatırlar beni. | Open Subtitles | لقد إشترينا العديد من الاصقات الطبية من الصيدليه، من المؤكد أنه سيتذكرنا. |
| kesin kiralıktır. Mama önlüğü gerekecek. | Open Subtitles | أنها مستأجرة من المؤكد أنه بحاجة إلي صدرية |
| Daha önce her kim orada kalmışsa insanların telaş içinde bırakıp gittiği kesin. | Open Subtitles | أياًّ كان الذي حدث من قبل من المؤكد أنه لم يرد للناس أن يرحلوا بسرعة |
| kesin çok uzaklaşmadan veba belirtilerini görmüştür. | Open Subtitles | من المؤكد أنه رأى علامات الطاعون قبل أن يبتعد |
| Ama o kanı alacak yeni bir hasta arayacağı neredeyse kesin. | Open Subtitles | لكن الهدف الجديد لاستقبال الدم من المؤكد أنه يستغني عنه |
| Küvette ablasını boğarken seni aramadığı kesin ama, değil mi? | Open Subtitles | من المؤكد أنه لم يتصل بك عندما كان يغرق أخته في مغطس الحمام، هل فعل؟ |
| - Bunu biri çalmışsa da orada bırakmayacağı kesin sonuçta. | Open Subtitles | أعني، إن سرق أحدهم هذا فمن المؤكد أنه لن يتركه هناك |
| Birkaç adaylık alacağı kesin. | Open Subtitles | من المؤكد أنه سيحظى بالإعجابات، لكن أريدك أن تستعد |
| Varoşlardan gelmediği kesin. | Open Subtitles | ومن المؤكد أنه لم يكن الحي اليهودي. |
| - Bir metal olduğu kesin. | Open Subtitles | حسناً، من المؤكد أنه شيء معدني. |
| Benim kaçırdığım bir şey var kesin. Evet. | Open Subtitles | حسناً ,من المؤكد أنه فاتني شيئاً ما هنا |
| - Seni zeki bulduğu için gönderdiği kesin. | Open Subtitles | ومن المؤكد أنه ليس لديك الفطنة |
| Ben olmadığım kesin. | Open Subtitles | حسنًا، من المؤكد أنه الجحيم وليس أنا. |
| Ben olmadığım kesin. | Open Subtitles | حسنًا، من المؤكد أنه الجحيم وليس أنا. |
| kesin olan tek şey, onun burada olmadığı. | Open Subtitles | من المؤكد أنه ليس هنا |
| Saçlarınızın aynı olduğu kesin. | Open Subtitles | من المؤكد أنه يملك نفس الشعر |
| - Tatlı zamanımdan çalacağımız kesin. | Open Subtitles | -من المؤكد أنه يستمتع بوقته |
| - En iyisini o bileceği kesin. | Open Subtitles | -من المؤكد أنه أعلم |