ويكيبيديا

    "المائدة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • masa
        
    • masayı
        
    • masanın
        
    • masaya
        
    • masada
        
    • masadan
        
    • sofra
        
    • sofrayı
        
    • masadaki
        
    • çatal
        
    • yemek
        
    • masasında
        
    • sofraya
        
    • masasını
        
    yemek salonundaki büfede, masa örtülerinin altında bir kitap buldum. Open Subtitles وجدت كتاب في غرفة البوفيه لتناول الطعام، تحت مفارش المائدة
    Bu çok iyi bir fikir Tilde ama önce masa örtüsü ve peçete ve sonra sana güzel bir elbise bulmalıyız,değil mi anne? Open Subtitles إنها فكرة رائعة . لكن علينا العثور على بعض أغطية المائدة والمناشف وبعدها سنعثر على ثوب جميل لك ، أليس كذلك أمي ؟
    Tatlım, gidip kardeşine gelmesini ve masayı hazırlamasını söyler misin? Open Subtitles عزيزي، هل تذهب لتحضر أختك؟ أخبرها أن تأتي لتجهز المائدة.
    Uyandığımda para masanın üstündeyse, bilirim ki bir ortağım var. Değilse, bilirim ki ortağım yok. Open Subtitles و عندما أستيقظ اذا كان المال على المائدة, فسأعلم أن لدى شريك
    Cama yakın bir masaya oturmuştu, böylece gelen gideni görebiliyordu. Open Subtitles أخذنا المائدة القريبة من النافذة كي يتمكن الجميع من رؤيتنا
    Çocuklar, lütfen masada düzgün oturur musunuz? Çayın Albert Amca. Open Subtitles هل ستجلسون ايها الأطفال بشكل صحيح على المائدة من فضلكم؟
    Ve bir yanlış dönüşle... tüm büfeyi masadan aşağı atıyorlar. Open Subtitles وبإستدارة واحدة، الطعام بأكمله يسقط من المائدة
    Prosciutto'yu kurtarmayı başarıyor. ama devamında masa örtüsünü kaybediyor. ki onu sağ üst köşede uçup giderken görebilirsiniz. TED وتتمكن من انقاذ اللحم، ولكنها خسرت مفرش المائدة . الذي يمكن ان تراه يطير بعيدا في الركن العلوي على اليسار
    Biri masa örtüsünü kirletir, ötekine bir şey beğendirilmez ve çocuk da midesini kuru ekmekle doldurur. Open Subtitles لقد أفسد مفرش المائدة, وهي لا يعجبها شيئًا, والصبي يحشو معدته بالخبز.
    Bu çocuk senin arkadaşın... ve masa örtüsünü yemek istese bile sesini çıkarma, anlaşıldı mı? Open Subtitles ذلك الولد فى رفقتك وإذا أراد أن يأكل مفرش المائدة فستسمحين له بذلك
    Üstelik kişi başı 5,000 dolar iken O tüm masayı almışsa. Open Subtitles وخاصةً عندما تكون الأطباق بقيمةِ 5,000 دولار للواحد وإشترى المائدة بكاملها
    masayı kur, şarabı hazırla, çünkü damat, gümüş göğüslü bir güvercin, tarlada bekleyen, dökülen kanın yönünde. Open Subtitles رتب المائدة واسكب في الكئوس النبيذ لأن العريس .. حمامة
    Biri üzerine çıkmam için bir şey getirsin. masayı alçaltın. Open Subtitles ‫فليأتني أحدكم بشيء أقف عليه ‫أو فلتخفضوا هذه المائدة
    Buranın sahibi, masanın üstünde, para görmek istemiyor. Open Subtitles إن المالك لا يريد رؤية النقود على المائدة
    Giyinme odasındaydık, beyaz elbisesini giymişti başı öne eğik olarak ve elleri masanın üzerinde sessizce oturuyordu. Open Subtitles كانت في حجرة الرسم الحمراء مرتدية فستانها الأبيض جالسة في سكون تام وجبهتها منحنية ويداها على المائدة
    Cama yakın bir masaya oturmuştu, böylece gelen gideni görebiliyordu. Open Subtitles أخذنا المائدة القريبة من النافذة كي يتمكن الجميع من رؤيتنا
    En iyisi masaya oturduğu zaman, çenesinin altına bir mendil koyalım. Open Subtitles من الأفضل لنا وضع منشفة تحت ذقنه عندما يجلس إلى المائدة
    Dairemize girdiğimizde yemek odasındaki masada o dört çorba kasesini gördük. Open Subtitles وذهبنا إلي شقتنا وعلي الطاولة كانت اطباق الحساء الاربعة علي المائدة
    masada ancak iki yanın doludur. Open Subtitles فعلى المائدة لا يوجد بجوار الفتاة سوى مكان لشخصين
    Hayır, onunla daha yeni öğle yemeği yedim. masadan hiç ayrılmadı. Open Subtitles كلا، تناولت معه الغداء للتو، لم يغادر المائدة
    Burada, kalemlerimiz, sofra takımımız, cüzdanlarımız, mendil kutularımız var. TED لدينا أقلام وأدوات لطاولة المائدة لدينا محافظ نقود وشنط يد وعلب مناديل.
    Kusura bakmayın, akşam yemeği için sofrayı hazırlıyorduk. Open Subtitles أنا آسفة ، كنا على وشك . تجهيز المائدة لوجبة العشاء
    Kazanırsam masadaki bütün pullar benim olur. Open Subtitles و إذا ربحت ، سوف آخذ كل رقاقة على المائدة
    Gümüş çatal bıçak öğürtür beni. Plastik çatal bıçak kullanmam lazım. Open Subtitles أوانى المائدة تجعلنى أتقيأ لذلك أضطر لأستخدام البلاستيك منها طوال الوقت.
    Birinin yemek almak için paraya ihtiyacı olduğunda hırsızlık yapmasına anlayış gösterebilirsiniz. Open Subtitles تستطيع فهم لماذا الرجل يسرق إذا إحتاج مالًا لوضع طعام على المائدة
    Bana bir fener bul, bunu yemek masasında okumak zorunda kalacağım. Open Subtitles ثمة على الأقل 200 صفحة جد لي مصباح سيتعين عليّ قرائته على المائدة
    Hem de sofraya yiyecek et koymaktan aciz bir kadına. Open Subtitles أمكم , التى لاتستطيع توفير اللحم على هذه المائدة
    Etil Metan Sülfonat alkil oluşturan bir etmen ve güçlü bir dönüştürücüdür. O kadar öldürücü bir virüs yarattı ki denek daha ameliyat masasını terk edemeden ölmüştü. Open Subtitles كبريتات الميثان الأثيلى وسط قلوى متغير قوى خلق فيروسا قاتلا جدا , الحالة تموت قبلما تترك المائدة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد