Puslu ormanlara ve yanan çöllere ve donmuş kutup arazilerine uyumlu. | Open Subtitles | يتكيف مع أبخرة الغابات والصحارى الحارقة و نفايات القطب المتجمد الشمالي |
Bu donmuş uçsuz bucaksız denizin ortasında onu veya yavrusunu hiçbir yırtıcı bulamaz. | Open Subtitles | في منتصف هذا البحر الشاسع المتجمد لا يستطيع مفترس الوصول إليها أو لصغيرها. |
2008 yılında, Kuzey Kutbu'nda bir adada donmuş topraktan bir fosil çıkartılmıştı. | Open Subtitles | في جزيرة في أعالي القطب المتجمد الشمالي الاحفور أنتشل من الارض المتجمدة. |
Kasım'ın sonlarında Kuzey Buz Denizi bir kere daha buzla kaplanır. | Open Subtitles | بحلول أواخر شهر نوفمبر .يعود المحيط المتجمد الشمالي للإغلاق مرة أخرى |
-Niye sabahın üçünde uyanıp, dondurucu soğukta suç mahalline koşturuyor, aybaşını zor getiriyoruz? | Open Subtitles | لماذا نستيقظ في الثالثة صباحاً نقف في مسرح جريمة في البرد المتجمد |
Kuzey Kutbu denizin ortasında aniden ortaya çıkıyor, dolayısıyla ben Kuzey Buz Denizi'nin donmuş yüzeyinde seyahat ediyorum. | TED | القطب الشمالي كان صفعة في وسط البحر، إذاً أنا أسافر على سطح المحيط الشمالي المتجمد. |
Sonra bir görevli, ısınmam için bana kendi montunu getirdi. Askerlerle mücadele ederken montumu orada, o donmuş nehirde, kaybetmiştim. | TED | هذه المرة، أعطاني أحد الضباط معطفه ليبقيني دافئة، لأني فقدت معطفي في النهر المتجمد في عراكي مع أحد الجنديين. |
Gerçi biz deniz seviyesinden değil de donmuş okyanusun Antarktika kıtasıyla birleştiği yer olan Herkül girişinden yola çıktık. | TED | ان رحلتنا في الواقع لم تبدأ من خليج هيركيوليس حيث تلتقي مياه المحيط المتجمد مع ارض قارة انتاركتيكا |
Bana ihtiyacın olursa donmuş Tundra 69290'da olacağım. | Open Subtitles | إذا احتجتنى ساكون متجمد فى فى السهل المتجمد 69290 |
donmuş kuzeyde, Kutup tundralarında, hayat bu derece savurganlığı affetmeyecek kadar sert. | Open Subtitles | عند الشمال المتجمد على السهل القطبي، فإن الحياة في مجمولها قاسية جداًً لتسمح بمثل هذا التبذير. |
Şimdi senin yüzünden bu donmuş çölün ortasında mahsur kaldım. | Open Subtitles | بسبب طفلة غبية بسببك أصبحت سجيناً لهذا القفر المتجمد |
Hunları kralı, ...Karadeniz'den donmuş nehre kadar bütün toprakların efendisi... | Open Subtitles | ملك الهونيين ملك الأراضى بين المحيط المتجمد والبحر الاسود |
donmuş denizin üzerinde durup Antarktika fırtınalarına dayanıyorlar. | Open Subtitles | يقفون على البحر المتجمد ويتحملون كامل قوة عواصف القارة القطبية الجنوبية |
Şimdi, Ailenle tanışmadım, bu yüzden acele sonuçlara varmayacağım... ama donmuş bir mağara adamını incelemek gibi.. | Open Subtitles | الآن, انا لم اقابل والديك, لذا ان لن استعجل فى استنتاجاتى. لكن, مثل دراسة رجل الكهف المتجمد, |
Şimdi, Ailenle tanışmadım, bu yüzden acele sonuçlara varmayacağım... ama donmuş bir mağara adamını incelemek gibi.. | Open Subtitles | الآن, انا لم اقابل والديك, لذا ان لن استعجل فى استنتاجاتى. لكن, مثل دراسة رجل الكهف المتجمد, |
Tekrar bir olana dek bu donmuş dünyaya aitiz. | Open Subtitles | حتى نمتزج فى شخص واحد مرة اخرى نحن ننتمى الى العالم المتجمد |
Bu donmuş dünyada, özgürce ve fark edilmeden yürüyorum. | Open Subtitles | فى داخل هذا العالم المتجمد ، سأكون قادراً على أن أسير بحرية وبشكل غير ملحوظ |
Kimse Kuzey Buz Denizi'ni kendi başına geçmemişti. | TED | لم يقم أحدهم بعبور كامل للمحيط المتجمد بنفسه. |
Kuzeyin dondurucu soğuğunda bizi yeni bir hayat bekliyor. | Open Subtitles | هناك حياة جديدة تنتظرنا في الشمال المتجمد |
Sonumuz geldi. Ölümün soğuk nefesini ensemde hissediyorum. | Open Subtitles | لقد أنتهينا أحس بنفس الموت المتجمد على رقبتي |
Hayatta kaldı ve yanan petrolle dolu buzlu sudan yüzerek geçti. | Open Subtitles | نجا من حادثة السفينة وسبح عبر الماء المتجمد المغطى بالنفط المحروق |
96'larda güney kutbunda bulunan biri? | Open Subtitles | الذى وجد في القطب الجنوبى المتجمد في عام 96؟ |
Çoğunlukla deniz buzulundan ayrılıp tepelere giderek onları rahatsız edebilecek rakip erkeklerin gözlerinden uzak duruyorlar. | Open Subtitles | تاركةً البحر المتجمد عادةً ومتوجهةً صوب التلال لتجنب الأعين المتطفلة للذكور المتنافسين الذين يُرجّح إثارتهم للمتاعب |