Zamanla çok çalışan tercüman, hıza ayak uydurmak için çok sayıda püf noktaları iyi bilir, zor terminolojilerle uğraşır ve çok sayıda yabancı aksanla başa çıkar. | TED | ومع مرور الوقت والكثير من العمل الشاق، يمتلك المترجم العديد من الحيل لكي يواظب على سرعته، والتعامل مع المفردات الصعبة، والتعامل مع العديد من اللهجات الأجنبية. |
Yakın arkadaşı, tercüman Hindrick Stick, önceden hazırlanmış nutku okudu. | Open Subtitles | المترجم مترجم هينكل الشخصي قراءة من مخطوطة معدة |
Öyleyse bir tercüman aracïlïgïyla onayïnï verecek. | Open Subtitles | إذا كانت لا تتكلم الإجليزية فعليها إعطاء موافقتها عبر المترجم |
30 yıl önce konuşmayı bıraktı artık dijital çevirmen ile iletişim kuruyor. | Open Subtitles | توقفت عن الحديث منذ 30 عاماً انها تتواصل الان بواسطة المترجم الرقمي |
30 yıl önce konuşmayı bıraktı dijital çevirmen ile iletişim kuruyor artık. | Open Subtitles | توقفت عن الحديث منذ 30 عاماً انها تتواصل الان بواسطة المترجم الرقمي |
Şu anda tercümanı bekliyoruz. Bak, İngilizce bilmiyorlar. | Open Subtitles | إننا ننتظر المترجم لأنهما لا يتحدثان الإنجليزية |
tercüman, tanık yerine yanıt veriyor. | Open Subtitles | لا, يا سيدى المترجم يجاوب بالنيابة عن الشاهد |
Devriye onu iki blok ötede yakalamış. Bulgarcadan başka dil bilmiyor. tercüman bekliyoruz. | Open Subtitles | دورية أخذته على بعد شارعين إنه يتحدث البلغارية وننتظر المترجم |
Sizden Seo'nun duruşma kayıtlarını ve gelecek 4 ay içinde bir tercüman temin etmenizi rica ediyorum. | Open Subtitles | أتوسل إليكم بتقديم سجلات المحاكمة و المترجم خلال الأربع أشهر المقبلة. |
Programdakilerin endişe duyduğu konu ise eğer tercüman eğitim sırasında yaralanırsa bu yükümlülük sorunu olacaktı. | TED | كانت هناك قلقًا من جانب هيئة تدريب ضباط الاحتياط أنه لو حصل وأصيب المترجم أثناء التدريب، سيكون هناك قضية مساءلة قانونية. |
Ve her zaman da bir tercüman mevcut olmuyor. | TED | ولا يكون المترجم متوفرًا دائمًا. |
Tercüman: Piyano, "p", benim en sevdiğim müzik sembolüdür. | TED | المترجم الشفوي: كلمة بيانو، "p" هو الرمز الموسيقي المفضل لدي. |
Şu Çince tercüman yapan adamı getirir misin? | Open Subtitles | هل يمكنك أن تحضر هذا المترجم الصينى؟ |
S S: İşte biz evrensel çevirmen görevimizde bunun üzerine çalışıyoruz. | TED | س س: إذن هذا هو ما نعمل عليه في سعينا نحو المترجم العالمي. |
Çevirmen: Üzerimdeki, süpermarket çekimini yaparken giydiğim parça. | TED | المترجم: هذا هو الزي الذي كنت أرتديه عندما قمت بتلك اللوحة. |
Peki gerçek hayatta evrensel bir çevirmen yapmak mümkün mü? | TED | إذاً هل المترجم الشامل ممكن في الحياة الواقعية؟ |
Birşey hariç, bilirsin, randevudasındır iyi gidiyordur ama çevirmen yolu tıkamıştır? | Open Subtitles | ماعدا، أتعرفين عندما تكونين فى ميعاد وتتقدمين بروعه لكن المترجم يحول دون التقدم فى طريقك؟ |
Çok etkileyici bir veda töreni oluyordu ve nasıl olduysa çevirmen için ayrı bir mikrofon koymak kimsenin aklına gelmemişti. | Open Subtitles | كانت مراسم وداعية حافلة وكما هي العادة لم يُفكر أحد إعطاء المترجم ميكروفونًا خاصًا |
Jenny kadına yaptığı şey yüzünden dehşet içinde, ama tercümanı durumu açıklıyor hastanın yüzü operasyon yüzünden şişmemiş. | TED | جيني كانت مرتعدة وخائفة بالعمل الذي قامت به ولكن المترجم بدأ في التفسير بأن وضع المريضة لا دخل له بالعملية التي قامت بها |
Savaştan 55 yıl sonra Yüzbaşı Ernest Gordon, eski İmparatorluk çevirmeni Takashi Nagase ile Tayland'daki ölüm tren yolu mezarlığında buluştu. | Open Subtitles | بعد 55 عام من انتهاء الحرب النقيب ارنست جوردون و المترجم الامبراطوري تاكاشي ناجاس ,تقابلا في مقبرة اسري الحرب في تايلاند |
- çevirmen gelecek, o yüzden beklemeliyiz. - Tamam. | Open Subtitles | إن المترجم قادم بالطريق لذا علينا الإنتظار |