O halde ortakyaşam tarafından öyle yapılmaya zorlanmış olmalı. | Open Subtitles | اذا، لقد تم اجباره على ذلك من قِبل المتكافل |
Jaffa ortakyaşam ile insan konukçuların başarılı olarak birleşebilmesini sağlamak üzere yaratıldı. | Open Subtitles | الجافا وجدوا ليحسنوا قدرة المتكافل على الإندماج مع البشر |
Sanki bu adamı konukçu olarak alan ortakyaşam .bu işi yapmadan önce gelişimini yeterince tamamlayamamış gibi. | Open Subtitles | يبدو أن هذا المتكافل كأنه قد أخذ الرجل كمضيف قبل أن يصبح ناضج بما يكفي |
Conrad'ın bilimadamları bu Ortakyaşamı bir çeşit süper ilaç yapmak için inceliyorlardı. | Open Subtitles | علماء كونراد كانوا يدرسون هذا المتكافل ليخلقوا نوعا ما من المخدر الخارق |
Boyunluk ile hareketi engelledim ve bırakalım Ortakyaşamı hasarı iyileştirsin. | Open Subtitles | ثبته بطوق الرقبة و دع المتكافل يقوم بشفاء الأضرار |
Efendim, ortakyaşamın konukçusu onlar bir görevdeyken ölmüş. | Open Subtitles | سيدي، مُضيف المتكافل مات بينما كانوا في مهمة |
Tek bir darbe, ortakyaşama doğru, devam edip, Jaffa'nın kalbine saplanıyor. | Open Subtitles | طعنة واحدة، نفذت من المتكافل إلى أعلى و صولاً إلى القلب |
Bu sabah tedarik ettiğimiz ortakyaşam olmasaydı, şimdiye ölmüştü. | Open Subtitles | بدون المتكافل الذي سلبناه هذا الصباح كانت لتكون ميتة الآن |
Neith bana sizin insanlarınızın bizim iyileşmek için ortakyaşam kullanmamızı onaylamadığını söyledi. | Open Subtitles | نيث , قالت لي أنكم البشر لاتؤيدون على إستخدمنا المتكافل للتشافي |
Kızkardeşimin hayatını kurtardık. Shal kek nem Ron. ortakyaşam olgunluğa fazla mı yakın? | Open Subtitles | نحن نحافظ على أرواح أخواتنا هل المتكافل يكاد أن ينضج |
ortakyaşam zehirli bir füze elimizde. Emrinizle fırlatmaya hazırız. | Open Subtitles | لدينا صاروخ مجهز بسم المتكافل نحن مستعدون لإطلاقه |
En iyi çaremizin ortakyaşam zehiri olduğunu düşünüyoruz, tüm 3 seviyede gaz olarak salarız. | Open Subtitles | حسنا , نحن نعتقد أن أفضل فرصة هي سم المتكافل نجعله على هيئة غازية إلى داخل الثلاث طوابق |
ortakyaşam Kanan iyi tanıdığım biridir. | Open Subtitles | انا اعرف المتكافل كاينين جيداً |
Bu durumu onlar anlayabilirler. Ortakyaşamı dışarıya çıkarmaları mümkün olabilir. | Open Subtitles | ربما يفهمون هذا الوضع، ربما يستطيعوا إخراج المتكافل |
Ortakyaşamı öldürmesi birkaç dakika aldı, sonrasını kendim oynadım. | Open Subtitles | اخذ بضعة دقائق ليقتل المتكافل ثم اكملت تمثيل الدور |
Ortakyaşamı bir süre sağ tutmak için yöntemlerimiz var. | Open Subtitles | لقد طورنا أساليب تبقى على المتكافل حياً لبعض الوقت |
Ortakyaşamı geri koymak istemişler... | Open Subtitles | وحاولوا إعادة المتكافل لها |
Tok'ra, Ortakyaşamı çıkardı ama insanlar aynı kişi olduğumuzu düşünüp bana işkence ettiler. | Open Subtitles | أزال الـ((توك رع)) المتكافل في النهاية.. ولكن ليس قبل أن يعذبني شعبها.. وه يعتقدون أننا واحد |
Tok'ra, ortakyaşamın verecek hayati bilgileri olduğuna inanıyor ve bu da ona bu şansı verecek. | Open Subtitles | التوكرا تعتقد ان المتكافل لديه معلومات حيوية ليخبرهم بها و هذا سوف يعطيه الفرصة |
Bıçak konukçunun omuriliğindeki birinci ve ikinci omurun arasına girip kesmek ve bu arada ortakyaşamın omuriliğinin 33. ve 34. omurları arasındaki bağlantıya zarar vermek için kullanılmış. | Open Subtitles | النصل إستُخدم لفصل العمود الفقري للمُضيف في ما بين الفقرتين الأولى و الثانية بينما القطع في السلسلة الفقرية في المتكافل |