ويكيبيديا

    "المحبة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • sevgi
        
    • aşk
        
    • sevgili
        
    • seven
        
    • sevecen
        
    • sevmek
        
    • sevgini
        
    • sevmeyi
        
    • sevici
        
    • sevgiye
        
    • sevgiyi
        
    • şefkatli
        
    • sevilmeye
        
    sevgi ve merhamet göstermek üzerine kurulmuş hayatımı değiştiren adamla. Open Subtitles الرجل الذي غير حياتي في بلاد نشأت على المحبة والتراحم
    Bu bir sevgi ifade şekli. Jerry! Nasılsın, seni çakal? Open Subtitles انه وقت المحبة ، كيف امورك ، انت ابن عرس؟
    İlüzyonlar olmadan da, aşka aşk denebilirse; buna aşık oldum diyebilirim. Open Subtitles إن كانت المحبة بدون أوهام غرضها المحبة, يمكنني القول بأنني أحببته
    Arılar için çiçekler onların yaşam kaynağıdır denir, çiçekler içinse arılar onların aşk mesajcılarıdır. TED ويقال أن لزهرة النحل هو ينبوع الحياة ، والزهور والنحل رسل المحبة.
    sevgili karımı görmek için uzun bir uçuş yaptım. Open Subtitles تعلمون، لقد نقل شوطا طويلا لرؤية زوجتي المحبة.
    Tedavi edilmediği takdirde, tüm diş iltihaplanabilir ve çekilmesi gerekebilir. Hepsi şeker seven bakterilerin suçu! TED و من دون علاج قد يصبح السن بأكمله ملوثًا ويتطلب الإزالة، وكل ذلك بسبب تلك البكتيريا المحبة للسكر.
    Ama her şeyin yaratıcısı, tüm yaşayanların kalplerindeki sevecen ruhtur. Open Subtitles و لكنه خالق كل شئ اٍنه الروح المحبة التى تعيش فى قلوبنا
    Bazen en büyük sevgi eylemleri, verilmesi gereken en zor kararlardır. Open Subtitles في بعض الأحيان أعظم أعمال المحبة هي أن تركتب أفعال صعبة
    Bazen en büyük sevgi eylemleri, verilmesi gereken en zor kararlardır. Open Subtitles في بعض الأحيان أعظم أعمال المحبة هي أن ترتكب اصعب الاعمال
    Büyükannemin yaşamının son günlerinde etrafı insanlarla çevrilmişti. Birçok insan. Çünkü o, kocaman ve sevgi dolu bir ailenin sevgi dolu kabile reisiydi. TED في الأيام الأخيرة من عمرها، كانت جدتي محاطة بالناس، الكثير من الناس، لأن جدتي كانت الأم المحبة لعائلة كبيرة محبوبة.
    ... bir savaş ancak ve ancak sevgi dolu bir tabiatla ilan edilmeli... Open Subtitles ذلك أن الحرب يجب أن تشن تحت سيطرة سلطة تمثلها المحبة
    Yoksa, bu değerli, çok değerli kıvılcımı aşk dolu, yaşama dönüşmesi için yeller miyiz? Open Subtitles أَو نهوي هذا اللهب الثمين هذا اللهب الأثمن ظهر إلى المحبة ، وهدر الحياة ؟
    - Bakın... Siz iki aşk böceği çok eğleniyorsunuz görüyorum... Bakın. Open Subtitles انظروا, انا ممتنة لكم ايها الطيور المحبة ان تاخذوا بعض المتعة هناك
    Ve her akşam karısına karşı büyük aşk besleyen koca da aslında karısının onu aklından bile geçirmediğini anlar. Open Subtitles والزوج ، الذي كان يكن المحبة تجاه زوجته كل مساء ، والذي ادرك انها لم تكن تفكر فيه
    sevgili karım maya'ya, kendini bu işe adamış asistanıma ve babasına teşekkür etmek istiyorum. Open Subtitles أود أن أشكر زوجتي المحبة مايا مساعدتي المخلصة يي ووالدها مستشاري
    Bu yolculuktan sevgili ailemin yanına dönebilecek miyim? Open Subtitles وهل سأعود من هذه الرحلة إلى أسرتى المحبة ؟
    Gitgide şeker seven mikropların sayısı azalır. TED تدريجيًا، فإن عدد الميكروبات المحبة للسكر في الفم سينخفض.
    Aciz bedenini ellerine bırakan ve seni seven Wolsey. Open Subtitles باليد المحبة القويه والقلب المليء حزناً ويلسي
    Ben hürmetkar koca, sen de sevecen bir eş. Open Subtitles أنا ، الزوج المطيع . أنتى ، الزوجة المحبة
    Birini sevmek, seni ne kadar korkutsa da onları desteklemek demektir. Open Subtitles كيف أن المحبة للشخص يعني دعمه حتى لو كان يخيفك فعله
    Cennetteki Yüce Tanrımız Hristiyanların yaşadığı bu topraklardan ayrılırken bizleri kutsa bizi bekleyen tanrı tanımaz, cahil vahşilere senin sevgini ve hoşgörünü götürmek için bizi yüreklendir. Open Subtitles الهنا العزيز في السماء بارك خطانا ونحن نترك هذا العالم المسحي امنحنا الشجاعة كي ننشر انجيل المحبة والتسامح
    sevmeyi öğrendiğim zaman bana sevişmeyi de öğretir misin? Open Subtitles وهل لوتمرنت على المحبة الأن ستعلمني على الشيء الأخر بعدها؟
    Yakında sentor sevici karının yanına katılacaksın. Open Subtitles قريباً ستلحق بزوجتك المحبة للقناطير
    Çok hassas bir yapısı vardır ve çok fazla sevgiye ihtiyacı var. Open Subtitles إنّه حساس بعض الشيء, ويحتاج الكثير من المحبة.
    İsteyeceğim ve ihtiyaç duyacağım tüm sevgiyi bana o veriyor. Open Subtitles هي تعطيني كل المحبة التي أشتهيها أو أحتاج إليها
    Tanrı'ya inancın sana sağduyu verdiğini ve evrenin bir tür şefkatli planı olduğunu düşünmüştüm. Open Subtitles ظننت أنّ إيمانك بالرب أعطاك مفهوم أن الكون يملك نوعاً من خطط المحبة.
    Kimsenin seni sevmesine izin vermiyorsun, çünkü, kendini sevilmeye değer bulmuyorsun! Open Subtitles أنت لن يسمح أي شخص بسبب الحب لكم أنت لا أعتقد أنك تستحق المحبة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد