Farklı türden kuşların bir arada hareket ettiklerini hiç duymadım. | Open Subtitles | انا لم أشهد ابدا ان جميع الانواع المختلفه تجتمع معا |
bizden Farklı göz ve deri renginizle siz piç kurularının her birini öldürmek. | Open Subtitles | بقتل أخر واحد منكم أيها الحقيرين, أنتم و ألوان أعينكم و بشرتكم المختلفه |
Hayatlarının tamamı birçok Farklı yerden parçalar alıp onları mozaik cam üzerine yerleştirmekle geçecek. | TED | وسوف تنقضي حياتهم بأكملها في أخذ اجزاء من كثير من الاماكن المختلفه وجمعها معاً لتكوّن قطعه متكامله كزجاجٍ ملوّن. |
Ve bunun gerçekleşmesi durumunda, çeşitli birimlerde görevlendirilmek üzere, geçmişlerinden hareketle, vatansever, onurlu ve geleceği parlak gençlere ihtiyacım olacak. | Open Subtitles | وإذا حدث هذا سأبحث عن شاب ذكى ومُشـَّرِف ذو تاريخ جيد لإدارة الأقسام المختلفه |
Şimdiye kadar karşılaştığımız ve izole ettiğimiz çeşitli mikropları kullanarak bir dizi karşılaştırmalı kan testi yaptık. | Open Subtitles | نحن نجرى مجموعه من إختبارات الدم المقارنه بإستخدام مولدات الأمراض المختلفه نحن إصتدمنا وعزلنا طوال الطريق |
Bu tamamen Farklı kültürleri birleştirmek için de üçüncü yeni bir marka başlatıyorduk. | TED | و لكي يتم توحيد هذه الثقافات المختلفه كنا بصدد إطلاق منتج جديد |
Evet. Anladığım kadarıyla Farklı türleri var. | Open Subtitles | نعم ,انا اعلم ان هناك الكثير من الانواع المختلفه |
Tamamen Farklı bir yere gitmek istiyorum. Fas'a ya da Mısır'a. | Open Subtitles | أنا أتحدث عن بعض الأماكن المختلفه تماما مثل "المغرب" أو "مصر" |
Otellere girerken bir sürü Farklı isimle kayıt yaptırdığını gördüm. | Open Subtitles | و رأيت أنك تسجل في الفنادق تحت كل هذه الأسماء المختلفه |
Belki de birkaç çift Farklı gruplara ayrılmalı ve ormanlık alanda Hansel ile Gretel misali gezinip, adını çağırmalıyız. | Open Subtitles | ربّما يجب علينا أن ننقسم الى زوج من المجموعات المختلفه.. هه؟ |
Bitkiden bakteriye bir çok Farklı organizmanın... biraraya gelmesiyle oluşurlar. | Open Subtitles | اخرجو كتاب الكائنات المختلفه... ... سنبدا من النباتات الى البكتيريا... |
Yüzlerce Farklı boşaltım ve saklanma yeri var. | Open Subtitles | يوجد مئات من عمليات التهريب المختلفه موردون, ومخازنهم. |
Farklı maceralar için tekrar ve tekrar oynayın." | Open Subtitles | العب مراراً و تكراراً للمغامرات المختلفه |
Yoksul ve çaresiz kalanların, derileri Farklı renkte olanların ve kadınların maruz kaldığı bütün o zulümler. | Open Subtitles | كل القمع الذى يُمارس ضد الفقراء والضعفاء من النساء ذوات البشره المختلفه |
Belki sürekli Farklı yerlerde faaliyet gösteriyorlardır. | Open Subtitles | ربما يعملون في الكثير من الأماكن المختلفه |
Dünya, Atlantis... Ve onun galaksi boyunca kurduğu orta çağa ait Farklı toplumlar. | Open Subtitles | الأرض، أطلانطس، و العديد من مجتمعات القرون الوسطى المختلفه التى بَدأَت في كافة أنحاء المجرةِ |
Çalışmanın amacı, çeşitli ışık salınımı frekanslarına verilen tepkileri ölçmek. | Open Subtitles | ان اختبار رد الفعل هو الغرض من هذه الدراسه للترددات المختلفه للتذبذب الضوئى. |
çeşitli hislerle varsaymak. | Open Subtitles | من خلال افتراض الدوافع المختلفه |
çeşitli departmanların var ve bu sensin bu da ben. | Open Subtitles | ولديك الأقسام المختلفه وهنا انا وانت |
Boston'daki Wyss enstitüsü tarafından üretilmiş bir şeydir. Burada yaptıkları şey.. Videoyu biraz ilerletirsek bir kişiden hücreleri almak akciğerde mevcut olan hücre türlerine dönüştürmek ve zehirli ya da güvenilir olup olmayacaklarını anlamak için bu çeşitli ilaç bileşiklerine ilave edip ne olacağını tespit etmektir. | TED | هذا شيء صنع من قبل معهد فيس في بوسطن، وما فعلوه هنا، اذا استطعنا تشغيل الفيديو قليلا، هو أخذ خلايا من شخص ، ثم تحويلها إلى أنواع من الخلايا موجودة في الرئة، وتحديد ما الذي يمكن أن يحدث عند اضافتنا لمركبات الدواء المختلفه لمعرفة ما إذا كانت سامة أو آمنة. |