aynalar, büyüteçler, güneşin gücü, ve doğrusal bir ısı kaynağı yaptınız. | Open Subtitles | المرايا, العدسات المكبرة و قوة الشمس و ستجد لنفسك مصدر للحرارة |
İşte bu aynalar böyle bir cilanlanmayı kaldırmıştır. | TED | وهذا هو التلميع التي تعرضت له هذه المرايا. |
Herbir ayna ışık toplayacak ki daha sonra biz bunları bir araya getirelim. | TED | ستلتقط كل من هذه المرايا الضوء ويمكننا بعد ذلك تجميعه لكي نكون صورة. |
Anneannem gibi kadınların Türkiye'de yaptıkları bir başka şey de aynaları kadifelerle örtmek veya ters çevirerek duvara asmaktır. | TED | أمر آخر تفعله نساء كجدتي في تركيا هو تغطية المرايا بقماش من القطيفة, أو تعليقها على الجدران وهي مقلوبة. |
Son olarak aynaların altındaki gölgede güneş ışığında yetişmeyen her türlü bitkiyi yetiştirmek mümkün olacaktır. | TED | ويمكن بصورة ما اسفل ظل المرايا ان ننبت المحاصيل .. جُل انواعها التي لن تنمو اسفل أشعة الشمس المباشرة |
Sıcaklıklarını koruyacak lens ve aynalara sahip olmaları gerekecektir. | TED | لتتمكن من تجميع ضوء الشمس, يتوجب عليها استخدام العدسات المكبرة أو المرايا لتتمكن من ابقاء نفسها دافئة |
aynalar, teknik olarak çok, çok, çok azıcık... | TED | المرايا ، من الناحية الفنية فيها لون قليل جداً جداً جداً |
ve ansızın, karanlığın içinden meydanın diğer ucundan, ayın ışığıyla kıvılcım saçan aynalar gördüm | TED | وفجأة, خارجاً من الظلام من الجانب الآخر من الساحة رأيت لمعان المرايا العاكسة لضوء القمر |
Ama size dışardaki bir görüntüyü, içine kendinizi yerleşiterek sunan birçok aynanın aksine, bu aynalar boş dönüyorlardı. | TED | لكن بعكس أغلب المرايا التي تقدم لك منظرا خارجيا لنفسك مثبتا في مكان، هذه المرايا تعود خاوية. |
aynalar biçimlendirilip yavaşça soğutuluyor, sonra da süper hassaslıkta cilalanıyor. | TED | ويتم صب المرايا الذائبة وتبريدها شيئا فشيئا، وتم صقلها بدقة رائعة. |
Bir tür ayna görevi görüyorlar bence normalde yansımasını görmediğimiz şeyler için. | Open Subtitles | أعتقد اٍنها تقوم بدور المرايا للأشياء التى لا نراها منعكسة بطبيعة الحال |
ayna Boyutu'nu eğitim, denetleme ve bazen de tehditleri hapsetmek için kullanırız. | Open Subtitles | نستعمل بعد المرايا للتدرب، و المراقبة و في بعض الأحيان لاحتواء تهديدات |
ama felçlerde "öğrenilmiş felç" durumunun da etkisi olabiliyor ve bu etki belki de ayna kullanılarak alt edilebilir. | TED | ولكن، اتضح أن جزء من شلل الجلطة إنما هو شلل متعلم، وقد يكون من الممكن علاج هذا الجزء باستعمال المرايا. |
Söz veriyorum evi terk edeceğim. Şimdi aynaları kapatmama izin ver. | Open Subtitles | أعدك أني سأغادر المنزل فقط اسمحي لي بتحطيم هذه المرايا اللعينة |
Öyle bir çocuğu Ducati'ye bindirirsen babasının görüşünden kurtulmak için dikiz aynaları kırar. | Open Subtitles | تضع طفل مثله على دراجة نارية سيقودها حتى يكسر المرايا الجانبية ليزعج أبيه |
Gelip aynaları söküyorlar ve tek taraflı ayna takıp diğer tarafa kamera koyuyorlar. | Open Subtitles | انهم قادمون وانهم يأخذون من المرايا وانهم سيضعون قطعة من الزجاج في اتجاه واحد ويلصقون كاميرة على الجانب الاخر |
Benim adım aynaların Şövalyesi'dir. | Open Subtitles | الآن سأفصح لك عنه أنا أدعى بفارس المرايا |
Onlar boyutlar arasındalar... yansımaların ardında... aynaların ardında, çalınan görüntülerde. | Open Subtitles | أنهم بين الأبعاد ..وراء الأنعكاسات خلف المرايا |
Deneyimlerimin çoğu birçok açıdan aynalara benziyor. | TED | والكثير من خبراتي تشبه المرايا في بعض الطريق. |
Kameralar Doğu Alman polisinin ellerindeki yansıtmalı aynalarla taciz ediliyor. | Open Subtitles | يتعرض الصحفيون للمضايقات من قبل المرايا العاكسة بواسطة الشرطة الشرقية |
Sihirbazlar ortadan kaybolma illüzyonları yaratmak için ışığı kıran tam boy aynalardan yararlanmayı keşfetmişlerdir. | TED | اكتشف السحرة طريقة للاستفادة من المرايا لكسر الضوء من أجل خلق وهم الاختفاء. |
Casus takasını aynalı odadan çekmelerinde bir sebep olmalı. | Open Subtitles | هناك مبرر لإطلاقهم اسم قاعة المرايا لمكان التجسس |
Rocco, öbür tarafta otur. aynayı kapıyorsun. | Open Subtitles | روكو اجلس فى الجانب الاخر أنت تحجب الرؤية فى المرايا |
Aynalarda insanları görmeye alışkınsındır diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | كنت أظنك اعتدت على رؤية الناس في المرايا |
Sanki aynaya bakan ben değilim, sanki onlar bana bakıyorlar. | Open Subtitles | أنا أشعر أني لست الواحد الذي ينظر إلى المرايا لكنهم الذين ينظرون للوراء إليّ |
Deewan Saheb, Sheesh Mahal çocukların masumluğunu simgeliyor. | Open Subtitles | سيد ديوان.. قصر المرايا هذا رمز لبراءة هؤلاء الأطفال |
Evet. Aday ehliyetim var. Ama adam aynalarımı kontrol etmediğimi söyledi. | Open Subtitles | أجل، لدي تصريح بذلك من مدربي لكنّه يقول أنني لا أتفقد المرايا |
Kristal avizesi, kadife perdeleri ve bir sürü aynası mı var? | Open Subtitles | كيف كانت تبدو ؟ ألديها ثريات زجاجية وستاتر مخملية والكثير من المرايا ؟ |