| Ailenin açtığı dava görevli yargıç tarafından Seul Merkez mahkemesinde incelendi ve reddedildi. | Open Subtitles | الدعوه القضائيه للعائله حفظة فى ملف من قبل القاضى فى محكمة سيؤول المركزيه |
| Merkez Ceza Mahkemesinde davanız görülmek üzere bulunuyorsunuz. | Open Subtitles | انت ملزم بان تحاكم فى المحكمه المركزيه الجنائيه |
| Buraya girip çıkanlar, Merkez Garındakilerden fazla. | Open Subtitles | ناس كثيره تأتي وتخرج من هنا المحطه المركزيه الكبيره |
| Dinleyin, benim favori çocukluk anım, bir Noel günü babamla Central Park'a gitmiştik. | Open Subtitles | حسناً، أفضل ذكريات طفولتي كان في الكريسميس ذهبت إلى الحديقه المركزيه مع والدي |
| Central Park'a inemez. Orada çok ağaç var. | Open Subtitles | لديكي طائرة شراعيه تهبطي وتطيري بها لذا لن تستطيعي استخدامها بالحديقه المركزيه لكثرة الاشجار |
| Ben, Merkezi Haber Alma Teşkilatı'nda çalışıyorum, muhtemelen senin de bildiğin gibi yerimiz, Virginia-Langley'dedir. | Open Subtitles | انا اعمل مع وكاله المخابرات المركزيه والتى , من المحتمل انك تعرف , انها تتمركز فى لانجلى فى ولايه فيرجنيا |
| Merkez konsoldaki kapağı aç. | Open Subtitles | إفتح الغطاء الذى فى لوحة المفاتيح المركزيه |
| Merkez gezegenlerde doktorluk yapmaktan, sistemin kıyı köşesinde saklanmaya. | Open Subtitles | واتخذ من كونه طبيب فى الكواكب المركزيه لإخفاء حدود النظام |
| Merkez Kütüphanesinin ilk şubesinde bununla ilgili kayıtlar olmalı. | Open Subtitles | لا بد من وجود بعض السجلات في المكتبه المركزيه |
| Amerikalılarla Merkez Kütüphane'de buluşacak. | Open Subtitles | انه سيقابل الامريكان في المكتبه المركزيه متى؟ |
| Deniz Kuvvetleri Merkez Komuta'sına bildirecekti. | Open Subtitles | لقد كان سيبلغ عن الأمر للقياده المركزيه للبحريه |
| Olay yerindeki izleme görüntülerini kurtarmaya çalıştım ama tüm kameralar Merkez sunuculara bağlı ve tüm görüntüler silinip süpürülmüş. | Open Subtitles | حاولت جلب فيديو المراقبه من مسرح الجريمه, لكن كل الكاميرات التي تغذي الحواسب المركزيه تم محوها |
| Patronuma ve Deniz Kuvvetleri Merkez Karargahı'na göre Helmand Bölgesi'nde keşif görevine çıkmış bir birlik var. | Open Subtitles | طبقاً لرؤسائى و القياده المركزيه ,لقوات المارينز هناك فريق فى مناوره نشطه فى إقليم هلمند |
| Ama Merkez gezegenlerden uzaklaştıkça, hayat zorlaşır bu da bir parçası. | Open Subtitles | لكن الآخرين الذين تفلتين منهم من الكواكب المركزيه أصعب أشياء هى... إذاً هذا جزء منه |
| Planladığım romantik şeyleri yapamadık. Mesela Central Park'ta piknik yapmak ya da Central Perk'te kahve içmek gibi. | Open Subtitles | مثل القيام بنزهه فى الحديقه المركزيه وشرب القهوه فى الحديقه المركزيه |
| Bana Central Park'ı gösterdi. - Başka bir şey olmadı mı? | Open Subtitles | - لقد اراني منظر الحديقه المركزيه , وبعدها غادرنا |
| Bu, Central Park'ta toplanan kalabalık. | Open Subtitles | انه حشدا من السجناء في الحديقه المركزيه |
| - Hayır. Central Park'a gidiyoruz. | Open Subtitles | لا, نحن متجهان إلى الحديقة المركزيه |
| Central Park'da Noel. | Open Subtitles | إنه الكريسميس في الحديقه المركزيه |
| Bayan Bristow'un sizden bir şey sakladığını mı düşünüyorsunuz? Merkezi Haber Alma Teşkilatı'ndan bir şey sakladığını mı? | Open Subtitles | هل تعتقد أن السيده بريستو تخفى شيئ عنك,عن المخابرات المركزيه ؟ |
| 70'lerin ortasında 70'lerde, Merkezi İstihbarat Birimi, güvenlik bölümündeydi. | Open Subtitles | كان ضمن فريق الامن في الاستخبارات المركزيه |
| Efendim, Merkezi Yönetim Birim'i hatta. | Open Subtitles | سيدى شغلنا وحده المعالجه المركزيه |